Yolsuzlukların hızı, ahlaki değerleri aşarsa..

Hani bir zamanlar parmakla gösterip, çok dürüst insan diye göklere çıkardığımız, elini hiç bir harama uzatmamış namuslu, rüşvet yemeyen insanlarımız vardı. Bu saygıya layık, eli öpülesi insanların, bugünkü değer yargıları ile hangi katagoride yer aldığını saptamak için, güzel yurdumun kurnaz ve avanta sever insanlarının yolsuzluklar karşısında nasıl bir refleks gösterdiğini saptamakta yarar var. 

Eğer toplumun çok büyük bir kesimi " köşeyi dönmek için her yol mubahdır." şeklinde bir algıyı içselleştirip, doğal bir davranış biçimine dönüştürdüğünde, toplumun diğer dinamikleri bu arızalı algıyı görmezden gelerek umursamaz bir tavır içine giriyorsa, o andan itibaren ülkenin ahlaki paradigmalarında tamiri mümkün olmayan çöküntü başlamış demektir. Kendini ekonomik anlamda kurtarmanın ( yırtmanın ) her türlü etik değeri yerle bir edecek kadar önem kazandığı bir dönemde, erdemin aptallıkla bir tutulur hale gelmesi ve yolsuzlukların toplum katında başarı öykülerine dönüşmesi, erezyonun ne kadar hızlandığının somut bir göstergesidir. Kısaca söylemek gerekirse " Yolsuzlukların hızı, ahlaki değerleri aşıyor. "