Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '21

     
    Kategori
    Deneme
     

    Yolumuz Uzun

    Yine bir tren yolundayım.Kasvetli bir hava var.İçimde bir sıkıntı var her yanımı saran.Beynimi örümcek ağları gibi saran düşünceler... Yine bir trendeyim.Sürükleniyorum bir duraktan bir durağa sanki hayat gibi.Treni hep hayata benzetmişimdir.Kimi bir toplantıya gider,kimi bir buluşmaya,kimi bir operaya ama herkesin yüzü düşüncelidir.Maskelerinden uzak,o an ne düşünüyorsa,ne hissediyorsa öyledir.Genellikle gergin...Ve yine bir gün trendeyim herkesin yüzü gergin.Kimileri yeni biner trene tıpkı hayata yeni başlamak gibi,kimileri ise iner trenden tıpkı dünya değiştirenler gibi.Kimilerinin yolu uzundur.İşi çoktur bu hayatta.Kiminin yolu kısadır.Çabucak bitiverir işi.Ve iner durakta,gider hayattan.Hayat dediğin nedir ki?Bir yolculuktur aslında.Kimi zaman tökezlersin,gittiğin tren arızalanır yoluna engel olan bir şey vardır.Kimi zaman bir yakının senden önce bir durakta iner ve tüm yol boyunca onu ararsın tüm yolcularda...Ama bulamazsın.Kimi zaman tren iyi gitmiyorsa tutunamaz birine çarparsın ve o kişiye çarpılırsın.Tüm tren yolunun amacı o kişi oluverir.Onun için katlanırsın tüm engellere ama onun da işi çıkıverir senden önce iner,gider bu trenden. Hayat da tam olarak böyledir işte.Trenine binersin ve başlarsın başka başka duraklarda,başka başka zamanlarda başka başka kişilerle yaşamaya.Ama önemli olan o bindiğin durak ve ineceğin durak arasındaki o kısacık zamanda mutlu olabilmek ve mutlu edebilmek.
     
    Yine bir tren yolundayım
    Hava rüzgarlı
    Yine bir tren yolundayım
    İneceğim durağa ne kaldı
     
    ..... Demiştim koronadan birkaç evvel. Hayatımızı sessize aldığımız şu sıralarda da bir yolculuktayız aslında, bu bir tren bir uçak bir otobüs olmasa da daha ağır bir yolculuk, içsel  bir yolculuktayız. Evlerimizde, yaşamdan , insanlardan , işten uzak kendi kabuğumuzda biz ve düşüncelerimiziz. Hayatımızda olup bitenleri, yolculuklarımızı, vardığımız ya da varamadığımız durakları düşünüyoruz , geriye yönelik fotoğraflar, anılar , tb ler çıkıyor hep karşımıza. ' Bir süre önce yaşadığımız her yer ancak orayla vedalaştıktan epey sonra belleğimizde biçim kazanır ve hiç değişmeyen bir imgeye dönüşür. Orada bulunduğumuz ve her şey gözümüzün önünde olduğu sürece, tesadüfi ya da kalıcı şeylere hemen hemen aynı önemi atfederiz, gereksiz ayrıntılar ancak çok sonra silinir gider. Belleğimizde sadece hatırlamaya değer olanlar kalır; öyle olmasaydı, hayatımızın tek yılına bile korkmadan, gözümüzü karartmadan bakamazdık'  diyordu Hermann Hesse  Ağaçlar ında. Biz de belleğimizde kalanlara biçim kazandırma yolundayız. Kendimiz, kendi iç sesimiz ve sessizliğimiz. Bu öyle bir sessizliğin sessizliği değil kendi sessizliğimiz Sylvia Plath ın dediği gibi. Sylvia Plath demişken o kadar buhranlı değil bu yolculuk belki biraz huzursuz yeni doğmuş bebek gibi. Bu içsel yolculuğun sonunda yeniden doğmuş sayılmaz mıyız sanki? Bu haletiruhiyemize uygun bir film bırakarak bitiyorum yazımı. Pelin Esmer'in İşe Yarar Bir Şey i tam da şu sıralardaki bizi anlatıyor zannımca. Adı çok yayılmamış ama oyuncuları, gidişatı, huzursuzluğu gözünüze ve yolculuğunuza iyi gelecek derim .İyi günler, iyi yolculuklar :)
     
    Toplam blog
    : 1
    : 956
    Kayıt tarihi
    : 02.05.20
     
     

    Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi Rehabilitasyon ..