Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Şubat '11

 
Kategori
Eğitim
 

Yöneticiler için dersler: 1

Yöneticiler için dersler: 1
 

Çoğu insanı, yönetici adaylarına ya da yöneticilere öğütler verirken görebilirsiniz. Yöneticilere, neleri yapmaları ve nasıl yapmaları gerektiği, neleri de yapmamaları gerektiği anlatılır durulur. Bu insanlar bazen bir gazeteci, bazen bir danışman, bazen bir profesör, bazen de yakın bir arkadaş olabilir. Babanız, babaanneniz, yavrunuz bile bu gruba girebilir. Yönetim üzerine yazılmış kitaplarda da, yöneticiler için kıymetli bilgiler vardır. Ancak, işin anlaşılmayan tarafı, verilen bu öğütlerin ve okunan bu bilgilerin ne kadar ciddiye alındığı, ne kadar doğru yorumlandığıdır. "Bir şeyi okumuş olmak, asla, onu anlamış olmanın göstergesi sayılamaz." Tebbeti düzünden okuyup da anlamayan insanlara Tebbeti tersinden okutmanın mantığının bu olduğunu söylemek istemiyorum. Bırakayım da bunu başkaları söylesin. 

Yönetimde, insanların körü körüne yaptıkları hataların birikmesi sonucu bazı kanallar tıkanır. Bu tıkanma, sizi, örgütünüzü ve geleceğinizi felce sokabilir. Aslında buna yol açan sebep, yukarıdaki insanların anlattıklarının ya da okunanların anlaşılma düzeyiyle ilgilidir. "Yöneticinin takındığı tutum, en az ortalama bir beceri düzeyine sahip olmak koşuluyla, onun neleri başarabileceğine ve nelerle karşı karşıya kalabileceğine işaret eder." Bu, maalesef, "yönetimde öğrenilmiş gerçeklerin", tekrar ve tekrar, tekrarlanmasından kaynaklanır. Bu bölümde, bazen örnek almak, bazen ders almak, bazen de ibret almak için örnekler verilmeye çalışılacaktır. Umarım, örnekleri doğru seçebilmişizdir.
 

1. Yazıcıoğlu'nun vefatı... 

2009 Mart seçimleri öncesi propaganda gezileri için ilk defa bir helikopter kiralayan Büyük Birlik Partisi lideri Muhsin Yazıcıoğlu, Karamanmaraş'tan Yozgat'a giderken helikopter Keş Dağları'na çarparak düşer ve Yazıcıoğlu ile birlikte altı kişi yaşamını yitirir. Bu haber, bütün Türkiye'de şok etkisi yaratır. Partiler, propaganda mitinlerini iptal ederler. Saadet Partisi, helikopterin düştüğü ilçedeki adayını çeker. Yazıcıoğlu'nun memleketi olan Sivas'taki seçimlerde, Büyük Birlik Partisi adayı, seçimi açık farkla kazanır. Yazıcıoğlunun cenazesi çok kalabalıktır. İşin ilginç tarafı, Yazıcıoğlu ile asla yan yana düşünemeyeceğimiz ya da bizim öyle olduğunu sandığımız ya da bize öyle olduğu kabul ettirilen kişiler de cenaze törenine katılmışlar ve O'nun için dua etmişlerdir. Ve bunların hiçbirisi gösteriş olsun diye yapılmamıştır. Benim algılama becerime göre, insanlar, televizyonları başlarında Yazıcıoğlu'yla ilgili haberleri izlerken, samimi olarak gözyaşı dökmüşlerdir. 

2. 10 bin kişi ile miting yaptı, 76 oy aldı! 

Yerel seçimlerde Bingöl'den bağımsız belediye başkan adayı olan Zeki Börükoçin, düzenlediği mitinge 10 bin kişinin katılmasına rağmen sandıktan kendisine sadece 76 oy çıkınca isyan eder. Siyasi partilerin kendisine komplo düzenlediğini ileri süren Börükoçin, mitingde kendisine oy vereceğini söyleyip de vermeyenlere, "Yazıklar olsun size ...!" diye tepki gösterir. 

Aslında, seçimlere bağımsız aday olarak giren Zeki Börükoçin, sempatik tavırları, ilginç seçim çalışmalarıyla dikkat çekmeyi başarmıştır. Ancak sandıktan kendisine beklediği 30 bin yerine 76 oy çıkınca hayal kırıklığı yaşamıştır. 

Zeki Börükoçin, seçime hazırlanırken maddi olarak bir sorun yaşamamak için kendisine ait bir dairesini satmıştır; memleketin sorunlarını gündeme taşımıştır; farklı bir yaklaşımla seçim çalışmalarını yürütmüştür; İlk olarak at sırtında şehir turu yapmak istemiş, fakat başarısız olmuştur; atın hırçınlaşmasından dolayı atla şehir turu yapamamıştır; aynı gün büyük bir kalabalık oluşmuştur; onu seven ve ona destek vermeye gelen 10 binden fazla insan sevgi gösterisinde bulunmuştur; daha sonra şehir merkezindeki yollar çukurlu olduğundan miting alanına eşekle gitme kararı almıştır; düzenlediği mitinge ise yaklaşık 30 binden fazla bir katılım gerçekleşmiştir; kendisine göre seçimin galibi kendisi olmalıymıştır; ama öyle olmamıştır. Dürüst bir şekilde vatandaşlara yaklaşmıştır; "Yalanım, dolanım yoktur." demiştir. 

Seçim günü sandıklar açıldığında hiç beklemediği bir tabloyla karşılaştığını söyleyen bağımsız aday Börükoçin, seçimi kazanması gerekirken, rakip partilerin kendisine komplo kurduğunu söylemiştir. 

Eşek sırtında gittiği mitingine katılan Bingöllülere de seslenen Zeki Börükoçin, isyanını şöyle dile getirmiştir: 

"Madem bana oy vermeyecektiniz neden arkamdan geldiniz. Utanın, utanın. Miting alanında 'Bana Allah için oy verenler el kaldırsın' dediğimde hepiniz el kaldırmadınız mı? Yazıklar olsun ...! Bakın ben her şeyimi sattım bu seçim için. Üstümdeki elbiseden başka bir şeyim kalmadı. Ama ben bu seçimi yine kazandım. Neden biliyor musunuz? Onurum ve şerefimle kazandım, dimdik ayaktayım. Allah sizin gibi lokmacıları ıslah etsin, ne diyeyim." 

www.milliyet.com.tr adresinden 31/03/2009 tarihinde alınmıştır. 

Efendim, yaşanmış olan bu olayı anlattıktan sonra, şu fıkrayı anlatmamak olmazdı: 

Güzel yurdumun güzel bir köyünde muhtarlık seçimleri yapılır. Seçimler için çok çalışan adayımız, bırakın muhtarlığı kazanmayı, sandıktan kendisine yalnızca üç oy çıkınca neye uğradığını şaşırır. Halbuki çok fazla oy çıkması, hatta rakibini silip süpürmesi lazımdır. Ama, gelin görün ki öyle olmamıştır. Yaşadığı şoku üzerinden atmayı başaran adayımız, bu üç oyun peşine düşer. Birini kendisi kendisine vermiştir. İkincisini, pek güvenmese de, yemin billah eden karısı vermiştir. Peki bu üçüncü oy kimindir, kim vermiştir bu üçüncü oyu? 

Üçüncü oy, adayımızın rüyalarına girmeye başlamıştır. Eşe dosta, hısım akrabaya, konu komşuya sormaya başlar, "bu üçüncü oyu kim verdi" diye. Sorduğu herkes de, o üçüncü oyu kendisinin verdiğini söylemektedir. İş o aşamaya gelir ki, köylü artık birbirine girmeye, kavgalar çıkmaya başlamıştır. Çıkan kavgalarda yaralananlar bile olmaktadır. Adayımız dayanamaz ve bir gün bütün köylüyü köy meydanına toplar ve derki: 

- Bir hata yaptım, muhtarlığa adaylığımı koydum. Üç oy aldım, olsun, artık çok gücenmiyorum. Bu üç oyun ikisi benim ve hanımındır. Ama, bir üçüncü oy vardır ki, başa bela olmuştur. Allah rızası için, bu üçüncü oyu kim verdiyse artık çıkıp söylesin, yoksa bütün köylü telef olacağızdır. Yahuuu, hangi eli kırılasıca verdi bu üçüncü oyu..? 

 
Toplam blog
: 17
: 3175
Kayıt tarihi
: 09.02.11
 
 

Eğitimciyim. Yaklaşık on yıldır eğitim yöneticiliği yapıyorum. Eğitim yönetimi ve öğretmenlik mes..