Yönetim İstifa!

Beşiktaş için her zaman söylediğim şey şu: Ertuğrul Sağlam, başarısız Demirören yönetiminin en olumlu icraatıydı ama her şey yolunda giderken Sağlam'ın gönderilip yerine Denizli'nin getirilmesiyle Beşiktaş yönetimi tabiri caizse "yine yaptı yapacağını". Kulüp yönetimi o kadar kolay iş mi ki kafanıza göre teknik direktör değiştirin ama takım hiç bir şey olmamış gibi, hatta daha da başarılı olarak yoluna devam etsin.

Futbolda bazı istatistiklerin en ufak bir anlamı yok mesela "Hakan Şükür'ün gol attığı maçlarda Galatasaray Fenerbahçe'ye yenilmemiş, ya da Fenerbahçe Kasım aylarında Galatasaray'a üstün! Çünkü ne bu istatistiklerin sağlıklı bir temeli var ne de bu ifadeler ileriye dönük bir fikir veriyor. Ancak futbolun somut tarafını ilgilendiren bir dolu önemli ve kulak verilmesi gereken istatistik var. Bunlardan biri de ligimizde sezon içinde teknik direktör değiştiren bir takımın hiç bir zaman şampiyon olamamış olması. (Burada geçen seneki şampiyon Galatasaray akla gelebilir ancak bu bir yanlış örnektir ve oradaki dinamikler farkı ve detaylı olduğundan şimdilik bunu bir istisna olarak görebiliriz) Bu istatistik öyle akşamdan sabaha çıkan bir yargı değildir ve çok güçlü temelleri vardır. Bunların en önemlisi de yeni teknik adamın -kim olursa olsun- mutlaka bir takımı tanıma ve takımın da mutlaka bir uyum sürecine gereksinim duymasıdır. Sezon başında bu işe girişerek zaman kaybeden Fenerbahçe ve Galatasaray'a kıyasla avantajlı olan Beşiktaş, Sağlam-Denizli değişikliği ile bu yarışa daha da dezavantajlı olarak girmiş oldu ve ortam yıldızsız kadrosuna karşın açık ara lider olan Trabzonspor'a kaldı.

Burada Mustafa Denizli'nin Ertuğrul Sağlam'dan daha kötü olduğu elbette iddia edilemez ve tecrübeli teknik adamın birçok Beşiktaşlı'nın söylediği gibi takımın en azından futbol oynamasını sağladığı kabul edilebilir ama ortada kişilerden ziyade müesseseler ile ilgili bir sorun var ve bunun suçlusu ne Sağlam, ne Denizli, ne Delgado ne de Sivok!

Mustafa Denizli'nin eleştirilmesi gereken noktalar ise bu durumu bile bile biraz da ihtiraslarının uğruna bu görevi kabul etmesi ve her kötü sonuçtan sonra şampiyonluk umutlarından en ufak bir sapma olmadığını tekrarlayarak umut tacirliğinden vaz geçmemesi. Zira tecrübeli teknik adamın yaşayacağı sorunları bile bile Beşiktaş yönetimi ile anlaşması ve sezon başladıktan sonra bir takımın başına geçmesi kendi adına bile bile lades oldu. Dünkü yenilgiye karşın hala yönetim-Denizli arasında ilişkilerin iyi gibi görünmesi bir dahaki kötü sonuçtan sonra da tarafların birbirlerini suçlamayacağı anlamına gelmiyor malesef.