Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Kuşkayası (Turgut Erbek)

http://blog.milliyet.com.tr/kuskayasi

08 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yorgun yürek

Yorgun yürek
 

google görseller


Dün gece yüreğimle bir söyleşi yaptım. O benden memnun değil, ben de ondan... O beni üzmemek, kırmamak için alttan almaya çalıştı, ben de onu. Birbirimizden başka bizi anlayan kim var ki! Onun sayesinde yaşadığımı bildiğimden, saygıyla dinledim. Onsuz nefes bile alamayacağımı o da iyi biliyor. Ama yine de soylu davrandı…

Yıllarca kendisini üzmeme, karanlıkları aydınlatma uğruna mum gibi yakmama ve hak etmeyenlerin peşine koşturmama karşın, elinden geldiğince kırıcı olmamaya, beni incitmemeye çalıştı. Dost darbeleriyle sersemleyen bedenimi yaprak gibi titreten, beynimi karıncalandıran şeyler söyledi. Öylece susup dinledim. Meğer ne kadar da doluymuş! Öyle şeyler anlattı ki, şimdiye kadar nasıl sabrettiğine şaştım. Milyonlarca yıl rüzgâra, yağmura ve çeşitli darbelere dayanan taşlar bile sonunda çatlarken, onun hâlâ dimdik ayakta durmasına şaşmamak elde değil. Ama biraz yorgun, biraz da kırgın...

Bir tarafıma uzanıp, onu sol mememin altına aldım. Elimi üstüne koyup, ritmik hareketlerini hissetmek hoşuma gitti. Başı okşanan çocuk sevinciyle iyice yayıldı içime. Sıcaklığında eridim gittim… Uzun bir süre dalmış olmalıyım ki, yorgun yürek yavaş hareketlerle yerinden doğruldu. Gözlerini şah damarıma çevirdi. Kanımı pompalayarak beni diri tutma çabasına girdi. Aniden yığılıp kalacağımı mı sandı ne! Henüz ölmediğimi ve öyle kolay teslim olmayacağımı anlayınca konuşmasını sürdürdü. İnsanların iki yüzlülüğünden, riyakârlığından, bencilliğinden, aymazlığından, benlik duygusundan, nemelazımcılığından şikayet etti. (Sanki ben etmiyormuşum gibi! Benim ne kadar yorgun ve yılgın olduğumdan haberi bile yok.)

Sesimi çıkarmadıkça iyice azıttı. Ağzına geleni söyledi. Bir süre sonra iş çığırından çıktı. Zehirli oklarını üstüme çevirdi. Susmayacağını anlayınca, haklı ve onurlu insanlar gibi karşısına dikilip konuşmaya başladım.” Asıl ben senden şikayetçiyim!..” diye gürledim. “Senin yüzünden sayısız acılar çektim. Senin yüzünden zamansız yaşlandım. Ağzımda dişim, gözümde ferim kalmadı. Senin sulu gözlülüğün, merhametin, acıma duygun yüzünden neler çektim, ne haksızlıklara uğradım biliyor musun? Senin yüzünden beynimle bile düşman oldum. Birinizin söylediğini, öbürünüz kabul etmedi. İkinizin arasında sıkışıp kaldım. Hanginizin yöneleceğimi, hanginizin peşinden gideceğimi şaşırdım.

Çoğu zaman sofraya koyduğum yemeği bile yedirmedin bana. Afrika’da açlıktan ölen çocukları, çöplükten ekmek toplayan insanları getirip gözümün önüne diktin? Kuru ekmeği dişsiz ağzında döndürüp duran yaşlı Gazinin görüntüsünü önüme sen koymadın mı? Açlıktan ağlayan yavrularını susturmaya çalışan annenin perişan halini, yalvaran gözlerini çivi gibi beynime sen çakmadın mı? Sokaklara terk edilen çocukları, yuvalarda sevgisiz büyüdükleri yetmezmiş gibi, bakıcıları tarafından işkence yapılan yavruların görüntülerini ayna gibi yüzüme sen tutmadın mı?

Bir süre sonra birbirimize sarılıp barıştık. “Her şeye karşın yine seni seviyorum,” dedim. “Sen bana dürüstlüğü, doğruluğu, erdemli olmayı, onuru öğrettin. Kursağıma haram lokma girmedi. Kimseyi üzüp, bedduasını almadım. Kimselere boyun eğmedim. Çıkarım için kimselere yaltaklanmadım. Başım hep dik. Utanabileceğim bir geçmişim olmadı. Seninle yaşamayı seviyorum. İyi ki varsın,” deyince, göğsüme bir yumruk indirdi ve: “Bırak bu karamsarlığı, sana hiç yakışmıyor. Sen olmak istediğin gibisin. Yeryüzünde bunu başarabilen kaç insan var acaba biliyor musun?” diye sordu. “Ama o kadar didinmeme, insanları mutlu görmek için elimden geleni yapmama karşın, çok az dostum var biliyor musun?” dedim. Güldü ve: “Ne mutlu sana,” dedi. “Ya hiç dostu olmayanlar ne yapsın?”

“Ben seninle başa çıkamayacağım yorgun yürek, hadi uyu,” deyip gözlerimi yumdum.

Turgut Erbek

Kars Haber Gazetesi

 
Toplam blog
: 72
: 1492
Kayıt tarihi
: 23.07.06
 
 

Edebiyata ortaokul yıllarında şiirle merhaba dedim. O yıllarda şiirlerim ve yazılarım yöresel gezete..