- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yörük kısmısının diyetten neyim haberi yok herhal :)
TV'de gördüm yine :)
Yörükleri gösteriyordu belgeselde :)
Göçebe hayatın zorlukları bir yana, yedikleri içtikleri dikkatimi çekti :)
Şartları gereği hayvancılıkla geçiniyorlar. Haliyle hayvansal ürünler ana besin kaynakları.
Tereyağı, süt, peynir, yoğurt, hamur işleri, bazlama filan :)
Yemeklerini içyağı veya tereyağıyla yapıyorlar zannederim, zeytinyağın ne derece yeri var sofralarında bilemiyorum :)
Sebze meyve vs. de dağbaşında zor bulunur herhal.
Yaylalarda yani.
Tam bilemiyorum tabii; gördüğüm kadarıyla fikir yürütüyorum.
Yatak yorganları da yün :)
Giydikleri yün :)
Yani...
Şeherli bizlerin evlerinden attıkları, sofralarından çıkardıkları ne varsa onlarda :)
Bizler...
Evdeki yün yatağı atıp en son model bilmem kaç adet yaylı yatağı aldık :)
Bizler...
Evdeki yün yorganı atıp, boncuk elyaflı yorganlara sarındık :)
Bizler...
Tereyağından korktuk, içyağından kaçtık :)
Ama...
Ne kolesterolümüz düştü...
Ne by pass dan kurtulabildik...
Ne de ağzımızın tadını bulabildik :)
İki tutam ''ot'' la, kutu kutu haplarla, spor salonlarıyla yaşıyoruz :)
Diyetlerde telef olup gidiyoruz :)
Ne hastalığımız bitiyor ne de dertlerimiz :)
Ne elimizdekinin değerini biliyoruz ne de hayatımızın :)
Çocuklarımız daha üç günlükten başlıyor çeşit çeşit hastalıklarla tanışmaya :)
Doktor kapısı komşu kapımız :)
Ama...
Yörükler öyle değilmiş :)
O kadar tereyağına içyağına rağmen ''taş'' gibi 70 lik nene :)
Elinde baston, tin tin kervanın başında, tırmanıyor yayla yolunu :)
Ufacık bebeler dağın tepesinde koşuşup duruyor, annelerinde ''aman üşütüp hasta olacak'' derdi yok :)
Yeni doğan bebeyi hemen ebesi buz gibi suyla yıkarmış dayanıklı olsun diye :)
''Çelikleme'' derlermiş buna :)
Öyle anlattı spiker :)
Bir bize baktııımmm...
Bir dağ yollarındaki o insancıklara :)
Mutlaka sıkıntıları vardır; kendilerince dert sahibidirler.
Ama...
Onların dertleriyle bizim dertlerimiz arasında dağlar kadar fark var sanki :)
Ne biliimm...
Öyle geldi bana :)