Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ağustos '09

 
Kategori
Siyaset
 

Yörükler Kürtler ve dünya

Yörükler Kürtler ve dünya
 

Yörüklerle Kürtlerin yaşamları hemen hemen aynıdır. Türkmenlerin çoğunun Anadolu’ya Yörük olarak geldiği söylenir. Uğraşıları genellikle hayvancılıktır. Dağlarda, bayırlarda, ovalarda, derelerde gezer yürürler. Kah at sırtında, kah develeriyle önlerinde davarlarıyla, o dağ senin, bu dağ benim. Tarıma yerleşik düzene geçtikten sonra başlamışlardır.

Yine Türklerin Anadolu’ya ayak basmaları 1071 Malazgirt zaferiyle belirtilir ve yıllarca Türkiye Cumhuriyeti resmi tarih kitaplarında böyle okutulur. Oysa, bunun öyle olmadığının kanıtlarından biri, “Şartamhari” metninin 15. satırıdır.

”Satırda, M.Ö. 2200 yıllarında Akad hükümdarı Naramsin ile savaşan “17 Kuzey” hükümdarı belirtilmektedir. Tanınmış arkeolog Prof. Louis Delaperte, 1936 yılında onlardan birinin adını “Tourki kralı İlloushoumail”, Alman Prof. N:G Gutenbock ise, 1938 yılında, ‘Turki kralı İlşu Nail şeklinde okumuştur.(Emin Arif Şıhaliyev) .

Kitap diğer kaynaklarla devam edip gidiyor. Bu satırlara sığması mümkün değil.

Yazının özü Anadolu’da önce kimler ve nasıl vardı değil. Çünkü, konunun açıklanması kütüphane dolusu araştırma ve açıklama gerektirir. Türkmen Yörükleri, o dağ senin, bu dağ benim derken kütüphaneyi, kitabı nerede görmüşler? Onların yerleşik düzene geçmeleri ve entelektüel ortama girmeleri, sayıları sınırlı olan belli kişileri saymazsak daha dündür. Ve bu yüzden karış karış yoğurdukları bu topraklara sahip çıkmakta güçlük içinde bulunmaktadırlar.

Türkmenlerin pasifliliklerinden devlet yönetimine, etkili siyasete bürokrasiye girememeleri veya girdilerse de başkaları gibi kendi aralarında örgütlenemediklerinden tutunamamaları ve kısa sürede elimine edilmeleri arka planda kalmalarına yol açmıştır.

Ayrıca Türkiye'deki siyasetin liderler güdümünde bulunduğu, lider dışındaki bireylerin siyasetteki etkilerinin sıfır noktasında olduğu gün gibi aşikardır. Türkiye'deki siyaset, "el kaldır, el indir" durumundadır.

Düşünün bugün Eğedeki dağ köylerini, Torosları, Orta Anadolu’yu ve diğer yerleri.

Kürtlerle Türkmenler çok uzun süre birlikte aynı kaderi paylaşmışlar , Anadolu bozkırında, o çorak ve çıplak arazide, atlarıyla, katırlarıyla, develeriyle ve önlerinde sürüleriyle, Doğuda, Güneydoğuda yüzlerce yıl birlikte yaşam mücadelesi vermişlerdir. Şimdi yaşamlarının biraz olsun düzene gireceği sırada, araya başkalarının girmesiyle birbirlerine düşman edilmeye çalışılmaktadırlar.

Türkmenlerle Kürtlerdir en iyi birbirlerini anlayacak olan. Çünkü sosyal yaşamları, kültürleri, geçmişleri ve coğrafyaları birbirine çok benzer veya birbirinin aynıdır.

Yüzlerce yıl süren ve hala devam etmekte olan Feodal düzenin ağaları, dış konjonktürün de etkisiyle artık işin sonuna geldiklerini sandıklarından siyasilerle birlikte suyu bulandırmaktalar ve Kürt halkının dikkatini başka yönlere çekerek düşmanlık ve kin tohumlarıyla, ilerde kendilerine göre bir düzen kuracaklarını ummaktadırlar.

Dünyada teröre bir çözüm bulunmadıkça, terör, sorunların halledilmesinde her zaman dünyada kullanılmaya devam edilecektir.

İşin özü, Türkiye’nin konumudur. Suriye teröre destek vermiştir. Irak, terörün uzun yıllardır içindedir. İran, Türkiye ile dost görünse de kendi içindeki Türklerin korkusundan her zaman, tarih içinde, Türkiye’yi kendine rakip görmüş terörü desteklemiştir. Sovyet Rusya’sı veya Rusya’nın Türkiye ile geçmişi ve şimdiki konumu bellidir. Ermenistan’ın Azerbaycan’la ve Türkiye ile tarihi sorunları yüzünden her fırsatta gücü oranında problem çıkarttığı ve çıkaracağı kuşkusuzdur. Yunanistan ile son yıllarda açıktan bir sorun olduğu bilinmiyor. Bu, ilerde sorun olmayacak demek değildir. AB topluluğu üyelerinden çoğu, zamanında teröre kucak açmış, terörün barınmasına, güçlenmesine yardımcı olmuştur. Bu durum açıktan, 11 Eylül, 2001 olayına kadar devam etmiştir.

11 Eylül terör konusunda bir dönüm noktasıdır. Bunu sadece, EL-kaide olarak düşünmek ve yalnız ona yönelmek ne derece sağlıklıdır zaman gösterecektir. Terörü tek radikal İslam’la bağdaştırmak ve Müslümanları terörist veya terörist adayı olarak görmek Müslümanlara haksızlıktır. Özellikle Amerika basını, her gün bu konuyu işlemektedir. İşlenen konunun etkili olduğu ve Kamuoyunu şartlandırdığı yazılan yorumlardan bellidir.

Tüm bu koşullar altında Türkiye köşeye sıkıştırılmak istenmekte, tıpkı rant kavgası gibi içten ve dıştan çek sündür edilmektedir. Zaman ayrılık gayrılık değil, zaman tek yumruk olma zamanıdır.

Önemli olan halk tabanıdır. Kendini lider sayan baskıcı ve yönlendirici sahte demokratlar değil.

Bu ülkede, etkisiz kardeşlik türküleri son yıllarda çok söylenir oldu. Bunun yerine, özellikle dış gerçekler anlaşılacak şekilde anlatılsaydı daha iyi olurdu. Henüz zaman geçmemiştir. Hüseyin SEYFİ

 
Toplam blog
: 498
: 1546
Kayıt tarihi
: 12.08.07
 
 

Öğretmen Okulunu ve İktisat Fakültesi Kamu yönetimi bölümünü bitirdim, eğitimciyim, İyi derecede ..