Yorulmadan yürümek

Hepimiz Çin’in ne denli kalabalık ülke olduğunu biliyoruz. Öyle ki oyuncak fabrikasında çalışan insanın maaşı yapılan oyuncaktan daha ucuza geliyor.

Siz bir ay boyunca, bir oyuncak alacak kadar paraya o fabrikada çalışsaydınız, o oyuncağı eline alıp oynayan çocuk için içinizden ne geçirirdiniz?

Dünyanın en melek insanı da olsanız içinizden iyi şeylerde geçirmeyeceğinize eminim. Oyuncak fiyatları çok pahalıdır diyebilirsiniz. Oysa bire bir Çin ile iş yapan bir tanıdığımdan biliyorum 10 USD iyi bir usta maaşı. Bizler de genelde o oyuncakları çok fazla paralara almıyoruz.

Hepimiz bir şeylerden şikâyetçiyiz, çözümsüz nedenler buluyoruz. Oysa işimizi yaparken ona verdiğimiz emek ve enerji onu alıp kullanana aynen geçer.

Hani Anadolu insanı çok kullanır ürününü alan kişiye malımdan hayır gör der. Acaba elimize aldığımız her ürün veya her hizmeti sunanlar aldığından hayır mı gör diyorlar.

Modern dünyalı olarak parasını vermişsem iş bitmiş deriz. Acaba gerçekten öyle mi? 500 yıllık yapıya gidersin sana huzur, saadet saçar. Milyon dolarlık yeni yapılarsa sana bir şey ifade etmez. Sadece tarihten mi gelir yapının değeri, belki de yapılırken harcanan niyetlerin toplamındandır.

Emek değersiz gibi algılansa da, fayda kalanlara eşdeğer bir duygudur aslında. Yorulmadan yürüyorsanız yollarda demek ki doğru yoldan gidiyorsunuz.