Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Haziran '09

 
Kategori
Blog
 

Yorum mevzuu!

Yorum mevzuu!
 

Kaynak:Mustafa Mumcu


Yorum yanıtlama konusunda handikaplarım vardı, bilen biliyor, bilmeyenler için bir kısa tekrar daha: Pc problem çıkarıyor ve tercihimi yorumlara yanıt yazmak yerine yazı yazmam şeklinde kullanıyorum.

Yorumlarla ilgili bir gündem oluştuğunu fark ettiğimde, ilgili bloglara balıklama daldım, ne yalan söyleyeyim, öncelikle acaba şahsıma bir atıfta mı bulunuldu diye düşünmedim de değildi hani!

Değilmiş, çok şükür!...

Konuyu tam olarak algılayamadım, kim ne yapmış, bilemedim, ancak sevgili Mamut’un genel anlamda düşüncelerine katılmamam mümkün değil!

Bu konuda muzdaripliğim var, bir algılama problemim midir, genel bir yanılsama mıdır, ne desem boş, şahsi fikrim hep şu olmuştu: Bir kişi bir yazı yazar, duygu ve düşüncelerini ortaya koyar, okuyuculara şahsi duygu ve düşüncelerini ifade etme özgürlüğü açısından yorum yazma olanağı tanınır.

Bir süre sonra öyle yorumlar gelmeye başlar ki, yazarın söz hakkı doğar, bu gereksinimden dolayı da yoruma yanıt verme özgürlüğü de yazara tanınır!

Bu arada gelen yorumları kayda almak, ya da almamak gibi ara çözümler de bulunmuştur…

Bu da ayrı bir polemik konusudur ya, neyse…

Yazılara yorum yapanların muhtemelen bir dönem derdi yayına alınacak mı, alınmayacak mı iken, sonraları yanıt verilecek mi verilmeyecek mi endişesine yerini bırakmış görünüyor, bence…

Sonraları ona yanıt vermiş bana neden vermemiş sıkıntıları yaşayanlar bu duygularını ifade ettikçe yazı sahibi ayrımcılık yapmamak adına her yorumu yanıtlar olmuştur bence!

Yorumlar da şekil itibariyle değişiklik de göstermeye başlamıştır hattı zatında bu arada, okudum seni, ahanda imza anlamında kapı gibi yorumum!

Sonra bir başka doyumsuzluk daha ortaya çıkmıştır ki, bence en sağlıksız olanıdır: Sana yorum yazdım, sen de bana yazsana!

Burada da bitmemiş ego bence, upuzun yorumuma kısacık cevap yazmış, cıks, olmaz!

Yazıma minnacık yorum yazmış, baştan savma, oysa yorumlar döşenmiştim ben ona!

Hayda!...

Şahsen, işin başlangıcını esas alıyorum!

Gelen her yorumu, istisnasız, yayınlıyorum! Sevse de, dövse de…

Yanıt vermeyi ise aslında hiç doğru bulmuyorum, sonraki okuyucuları yönlendirmek gibi algılıyorum, oysa bana göre doğru olan yazımın altında her bir okuyucunun kendi düşüncelerini, duygu ve görüşlerini paylaşması, hatta müdahil olmadan ben, belki de yorumlar aracılığıyla tartışmaları!...

Yazıyı yazanın fikrini zaten belirtmiş olmasından yola çıkarak yorumlara bu anlamda yanıt vermelerini mükerrerlik olarak algılıyorum!

Sorular için aynı şeyi söyleyemeyeceğim!

Bir yanlış algılama var bence, “yorum yazarak emek harcıyorum, karşılığını da bekliyorum!” ya da “emek harcayıp yazıyorum ve elbette ki yorum da bekliyorum!”

Yazıyı da, yorumu da yazan şahsi tercihini kullanmaktadır, hele ki ücret de söz konusu değilse, en basit ifadesi ile kendimizi tatmin etmekteyiz, kendimizi keyiflendirirken bir başkalarından beklentiye girmenin, bir başkalarının özgür alanlarını daraltmanın, bir başkalarının keyiflerine müdahale etmenin anlamı var mıdır?

Daha önce de belirttim, aylarca hiçbir yoruma cevap yazmadım, doğrusu buydu benim için, sonraları haklı olabileceklerini düşündüm, genel anlayış buydu, önemsenmemek gibi algılanıyordu ki uzun bir dönem de bu kurala uydum, pc problemim ortaya çıkana kadar!

Bir tercih yapmak durumundaydım ve tercihimi, bence, en doğru şekilde yaptım!

Bu arada bu konuda tekrar düşünmemi öncelikle pc, sonra da bazı yorumlar sağladı!

Örneğin, madem yanıt veremeyeceksiniz, yoruma kapatın yazılarınızı önerisi de geldi. Oysa derdim yazımı yorumlara kapatmak değil ki!

Bir kez daha düşündüm, her bir yoruma yanıt beklendiğinden olsa gerekti bu çözüm önerisi, anladım ki yine yorum/yanıt ilişkisi hiç bitmeyecekti!

Bir yazıyı yoruma kapatmak monologdur, bir anlamda sultalıktır, yorumları ayıklayarak yayına almak hakkında fazla bir düşünce üretemeyeceğim, yanılsamaları engelleme de olabilir, tavır da, öğreticilik anlamı da taşıyabilir, şişkin bir egoyu da ifade edebilir…

Her bir yorumu yayına almak ise çok sesliliktir, bir anlamda demokrasidir, hattı zatında bu anlamda yanıtlanmaması yorumcunun şahsına duyulan saygıdır, hemfikir kadar karşı fikre de eşit davranmaktır, sonraki okuyuculara da özgür düşünme hakkı tanımaktadır…

Sizi bilmem, ama ben, örneğin bir Ece Temelkuran’ın yazısının altında yorumlar görsem, yorumlara yanıtlarını okusam, Ece’nin yorum yanıtlarından etkilenirim! Ya da, ne gerek vardı tekrar tekrar düşünceni anlatmaya diyerek kendini aklamaya çalıştığını da düşünebilirdim!

Hani, demem o ki, bazı şeyler okunduğunda algılandığı gibi kalmalılar, haklı tekrarlar dahi yazının büyüsünü bozarken, haksız yorumlar renk de katar, doğru olan doğal haliyle kalması, yani, bu konularda, naçizane, şahsi fikrim böyle!

Abarmanın, abartmanın anlamı yok diye düşünmekteyim, sonuç itibariyle özgür irademizle yazıp çizmekte, özgür irademizle yazılanlara dahil olup, fikrimizi söylemekteyiz!

Özgür irademizin karşılığında bir şeyler beklemekteysek eğer, kusura bakmayalım ama, demek ki irademiz pek de özgür değildir!

Gülgün Karaoğlu

Haziran,08/09

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..