Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Temmuz '20

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Yorumlar Günler Dilerim

Merhaba ,öncelikle aynaya bakıp bugün ne güzel bir gün ve ben ne kadar güzelim diyebilen insanlar,bunu yapmayı öğrenmesi gereken insanlar ve bunu yapmayı bana öğreten canım annem.Farsçada benden sana zarar gelmez anlamına gelen merhaba kelimesini seviyorum.Bölünse hiç bir anlama gelmeyen heceleri var.Anlamı çok yüce ve bana gün içinde söylediğimiz her kelimeden daha yakın daha annemin kokusu gibi(ama sadece gibi kıyaslanamaz) içimi ısıtan.

Önceleri kelimelerin kökenine,kokusuna çok takılırdım.Neden bu harfler bu cismi tanımlıyor gibi.Ama hayat bana bazen hayatı sorgulamamayı öğretti.Evet çokca sorgulamak gerektiği konusunda hem fikirim - aksi takdirde, boynunda ya da ufkunda dağlara taş taşıyıp ,taşlar bitince onları başka bir hedef noktasına taşıyan iskeleti benzerlerimi içime sindirmiş olurum- ama her zaman değil çokca.Ay'ın Dünya'nın etrafında Dünya'nın da Güneş'in etrafında neden ve nasıl döndüğünü  düşünüp çıkmaza girince bazı şeyleri sorgulamayı bıraktım.Aslında bunu bakış açım 30 yaşına girince daha da benimsedim.Çünküyle devam edersem, bu hayatta olan her şeyin mümkünatına inandım.Kötü bir durumla karşılaştığımda herkes gibi bir surat astım ama sonra hemen toparlanmam gerekiyor diye kendimi maske takmadan telkin ettim.Mutsuzum ama mutluymuşum gibi yapmalıyım değil bu kötü durum olarak görünen belki iyidir, beynim yanlış sinyal veriyordur diye yorumladım.Duyduğum gördüğüm her şeyi farklı yorumlamayı öğrendim, sorgulamadım.Bir iskeleti benzerimin bana Voldemort gibi davranmasını bile hoş gördüm, hatta bazen tepki  vermedim.Düşündüm ki asla hakkı olmamasına rağmen, içinde yaşadığı büyüttüğü bir vakai vesveseden dolayı ateşini bana püskürtüyor olabilir.Mesela yolda size selam vermeden geçen birini mi gördünüz ve size baktığı halde mi bunu yaptı?Polyannacılık olmadığını düşünerek bir de gözlerinizi kısarak bakın.Aklında bir sorununu sorguluyor, bir acısıyla konuşuyor olabilir.Hatta çok mutlu olduğu için gözü sizi görmüyor bile olabilir.İnsanın da heceleri, kökeni, kokusu var ki bence dünyanın tüm kelimeleri sorgulanabilir ama bu kadar milyarlık insanı öyle her haliyle anlayamaz kimse.Bu yüzden ilk anladığımıza odaklanmak, içimizi karartmak yerine kalbimizi standart ritminde bırakarak kişi,durum veya fikirleri tokatlar gibi sorgulamadan yorumlayabiliriz.Çünkü evrende mantıklı veya mantıksız yaşadıklarımız bizi daha da güzelleştirir.Yaşadıkça bazı vesvese yaptıklarımızın aslında ne kadar yeni silinmiş bir cama 30 dk sonra yağan yağmur damlalarının leke yapması kadar olağan,telafisi mümkün,halledilir olduğu gerçeğini görürüz.

Olur üstad.Olur kardeş.Hayatta  her şey olur,acı olur,zor olur,bir olur,yar olur yara olur ama ne olursa olsun hayırlısı olur. Bu yüzden biz her sabah kalktığımızda bir güzellik olgusu yaratalım kendimize.Dünya ne  kadar çirkin, evren ne kadar negatif olsa da boşverelim kötülükleri. İyiyi görüp,kötüye iyi davranalım.O negatifleşen evren enerjisi bile bir gün bize pozitifliğin tacını verir ve mutluluğun tahtına oturttur.Çokca umudunuz, dünyayı olumlu görebilen günlerimiz olsun.Olmalı!

 
Toplam blog
: 4
: 70
Kayıt tarihi
: 01.07.20
 
 

Bir gün hayata müteşekkir olmayı bekleyen,duygulardan lisans almış,güneşin doğduğu yere ait,değer..