Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '07

 
Kategori
Blog
 

Yorumlara yanıt yazma konusunda çok tembel olduğumu itiraf ediyorum.

Yorumlara yanıt yazma konusunda çok tembel olduğumu itiraf ediyorum.
 

Şeffaf ancak tembel blog yazarınız yorum yazanlardan özür diliyor.


Milliyet Blog’da yazdığım yazıların kategoriler konusunda bir istatistik yayımlamıştım (1). Bu bloga gelen yorumlardan birinde Mine Sevinçoğlu’dan (http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=665638) bir eleştiri geldi:

“Sevgili Aydın Bey. hani yazmayayım dedim ama duramadım yani şöyle bir istatistik de yapsanız, size yazılan yorumların kaç tanesine cevap verme nezaketini gösterdiniz acaba hiç bu konuda bir çalışma yapmayı düşündünüz mü ? Merak ettim doğrusu. Selamlar. başarılar.”

Yorumlara yanıt verme konusunda çok tembel olduğumun yine farkına vardım. Ne kadar tembel olsam da, bu yoruma yanıt vermemem olmazdı ve yazıp özür diledim ve bu konuda düşündüklerimi aktardım:

“Mine hanım, böyle düşünmenize üzüldüm ve böyle düşünmenize neden olduğum için özür dilerim. Bunu daha önce de açıkladım, hatta bu konuda bloglar yazdım. Blogda yazılan yorumlara açıklama, karşı görüş gibi bir yanıt verilmesi gerekmiyorsa yanıtlanmasına taraftar değilim. Bana göre bir blog yazarının yorumun yayına alması, içeriği olumlu veya olumsuz olsun, yayına değer bulduğu anlamına gelir. Sırf teşekkür etmek için yoruma yanıt yazılmasını doğru bulmuyorum. Lütfen bunu nezaketsizlik olarak değerlendirmeyin. Yazdığınız yorumlar, içeriğine katılayım veya katılmayayım, benim için çok değerlidir. Şimdiye kadar bana 16 yorum yazmışsınız ve bunlardan 4'üne yanıt yazmışım. Az olduğunu ben de biliyorum ancak ortalamalarımın üzerinde. Lütfen kırılmayın ve yorumlarınızı yazın. Bundan sonra yanıt yazma konusunda özen göstereceğim. Saygılarımla.”

1 Ağustos’ta “Yorumları yanıtlamadım diye kırılmayın” başlıklı bir yazı yazıp bu konudaki görüşlerimi yazmıştım (3). O yazıya gelen yorumların hepsine yanıt yazmıştım. Bu yazıya yorum gelirse onları da yanıtlayacağımdan emin olabilirsiniz.

Bu yazıya gelen yorumlarda konuyu tartışmıştık. Kerem Oğuz (http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=553997) “(...) bazı yorumlara yapısı gereği cevap vermeye gerek olmuyor. Fakat yorumcu başka bir açı gösterdiğinde yazıya kendi çapında bir derinlik kattığında ona cevap verilmesi gerektiğini düşünüyorum. "Görüşün için teşekkürler" yazmakta önemli bence. (...)” demişti. Yani hiçbir şey yazılmayacaksa bir teşekkür yazılması gerektiğini düşünüyor. Ben de Kerem Oğuz’un yorumunu yanıtlamıştım: “(...) Bazen ‘Bu yoruma uzun uzun yazmalıyım’ diye düşünerek yanıt yazmayı erteliyorum. Gündüz yorumu yayına alıyorum, akşam yanıt yazmayı düşünüyorum. Sonra başka işler giriyor, zaman geçince de unutuyorum. (...)”

Bu en çok karşılaştığım durum. Yorumu okuduğumda, bu yoruma yazacak yanıtım oluyor ancak o sırada uygun olmuyorum, zamanım olmuyor. Hemen yayına alıyorum, sonra yanıtlarım diye düşünüyorum. Kimi zaman unutuyorum, kimi zaman da çok zaman geçtiği için artık anlamı olmaz diye düşünüyorum.

1 Ağustos’ta yayımladığım blogda gelen yorumlara yanıt yazma oranım yüzde 36’ymış. Mine Hanım’ın yazdığı 16 yoruma verdiğim 4 yanıt meğerse ortalamanın altındaymış. (Mine hanım, yazdığım yanıtta "ortalamanın üzerinde" derken yanlış bilgi vermişim, lütfen kusura bakmayın).

Bugüne kadar 1134 yorumun 374’üne yanıt yazmışım... Yorumlara yanıt verme oranım yüzde 33... Yani Ağustostan buyana yüzde 3’lük bir düşüş var.

Çok “şeffaf” (bloglarına ait her türlü istatistik bilgisini açıklıyor) ve yanıt yazma konusunda çok “tembel” (gelen yorumların yalnızca üçte birini yanıtlıyor) blog yazarınız yorum yazanlardan özür diliyor.

(1) Hangi kategoride en çok okundum (16-12-2007): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=81260
(2) Yorumları yanıtlamadım diye kırılmayın (1-8-2007): http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=55126

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..