Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '08

 
Kategori
Güncel
 

Yorumsuz!

Yorumsuz!
 

Bilir misiniz ben kedileri çok severim ve sanırım bir çok insan da kedileri çok sever. Hatta devlet büyükleri de çok sever. O kadar ki bazı devlet başkanları bizden kedilerini bile esirger. Kedi bile vermeyen devlet başkanına biz çok sıcak yaklaşırız hani belki kedisini verir diye ama o bize gözümüzde yaşı uygun gördüğünden acının en büyüğünü verir. Biz çok sıcak davranmaya devam edelim ne de olsa büyük Bush öyle emrediyor.

Ermenilerin yapmadığı kalmıyor ama biz emir aldığımızdan tokalaşmaya gidiyoruz. Önlerinde reverans yapıp özür diliyoruz. Ne de olsa güzel bir futbol maçı var ortada. Suriye’sinden Rusya’sına kadar düşmanla çevrili bir ülkede kendi iç yaşam savaşı verirken, birbirimizle bütünleşmemiz gerekirken bizi bile bölmeye çalışıyorlar. Şehit düşen on altı fidanımıza ağlarken nasıl rahat uyuyabiliriz ki.

Elimizde teknolojik silahlarımız var. Müthiş bir Amerikan desteğimiz var. Uzaydan bakıldığında, herhangi birinin içtiği sigaranın markasını bile görebiliyoruz da teröristi niye bulamıyoruz ki? Operasyon yapılacağını bizden önce haber alıp yok olabiliyorlar, nasıl oluyorsa? Müttefiklerimiz sağ olsunlar hepsi ellerinde birer kazık bizi arıyorlar.

Madem siyaset bu kadar kirli, politika bu kadar yoz ve yapmacık, madem bu kadar sansür var, madem ben haberlerin ancak %10 u ile idare ediyorum, %90 ı düşünemiyorum bile.

Acaba diyorum kendi kendime, hani insan bir düşünür, tartar, sonra da kafasında kurar ya, işte ben de öyle yapıyorum. Bu kadar kirli bir siyasetin içinde dürüst ve düzgün olmaya çalışan Genel Kurmay’ımız, kim bilir ne baskılarla mücadele ediyordur.

Bu kargaşa içinde, istihbaratı kuvvetli bir Albay’ımız kimselere haber vermeden küçücük bir kuvvetle bize kedi vermeyenlerin toprağına sızarak bir müdahalede bulunsa ne olur?

Sonra açıklama yapmak çok kolay. Bizim kafamıza torba geçirdiler biz nerde olduğumuzu bilmiyorduk, ateş ettiler karşılık verdik denebilir mi? Ya da, biz kedimizi kaybetmiştik ararken yolumuzu da kaybettik mi?

Belki de erkekliğimiz tutar İran gibi ama nerdeee….

Bu kadar şahsiyetsiz ve onurdan yoksun, karaktersiz bir dış politika güdülürken ve bize kim bilir nereleri ile gülerlerken biz neler abdest bozar onu tartışalım. Ülkeler teker teker uzaya çıkıyorlar. Çok yakında uzayda futbol oynayacaklar ama biz uşaklık nedir bilmezken uşaklığa mecbur kılınıyoruz.

Kahroluyorum, kınıyorum kendimi. En naif duygularım bile titriyor, gözlerim yaşlı, fidanları toprağa veriyoruz. Bilsem de son olmayacak yine de artık son olsun diye dua ediyorum. Bu kadar mı basiretimiz bağlı insanın inanası gelmiyor. Başbakanımız gezisini yarıda kesip yurda dönmüş, vardır bir bildiği her halde.

 
Toplam blog
: 51
: 628
Kayıt tarihi
: 12.04.07
 
 

Hayatı farklı gözle bakmayı seven, haksızlığa tahammül edemeyen, olaylara sessiz kalıp yerinde mü..