Yorumsuz!

Beşiktaş, Mustafa Denizli yönetiminde 19 Ekim-7 Kasım 2008 tarihleri arasında, yani 20 günlük süreç içerisinde 4 maça çıktı…

Gençlerbirliği 1-3 Beşiktaş
Beşiktaş 1-1 Sivasspor
Kayserispor 1-0 Beşiktaş
Beşiktaş 5-2 Kocaelispor

Bu karşılaşmalarda alınan skorlar ve ortaya konan futbol aklınızda olsun. Şimdi bir de Mustafa Denizli’den önceki Beşiktaş’a bakalım…

Antalyaspor 2-3 Beşiktaş
Beşiktaş 2-0 Konyaspor
Trabzonspor 0-0 Beşiktaş
Beşiktaş 3-0 Gaziantepspor
Büyükşehir Bld. 1-1 Beşiktaş
Beşiktaş 2-1 Hacettepe

Peki şimdi bu iki tablodan ne gibi sonuçlar çıkartılabilir? Yorum yok, sadece yansıyan görüntüye bakıyoruz…

*İlk 6 maçta namağlup olan Beşiktaş, yeni teknik direktörü ile çıktığı 4 maçta bu ünvanını kaybetmiş.
*Beşiktaş, Mustafa Denizli yönetiminde çıktığı her maçta gol yemiş. Maç başı 0.66 olan gol yeme ortalaması maç başı 1, 25’e yani iki misline çıkmış.
*Beşiktaş Denizli’den önce kalburüstü sayılabilecek iki rakiple karşılaşmış. Trabzonspor deplasmanından 0-0’la ayrılırken evinde Gaziantepspor’u 3-0 mağlup etmiş. Denizli yönetiminde ise bu nitelikte iki rakiple karşılaşmış. Evinde Sivasspor’la 1-1 berabere kalırken, deplasmanda Kayserispor’a 1-0 mağlup olmuş.

Bu görüntüye göre Denizli görevde kaldığı 1 aylık süreçte Beşiktaş’ı geriye götürmüş şeklinde düşünebilir miyiz?

Yoksa olaya bu kadar rakamsal bakmamak gerek mi diyorsunuz?

Ne olarak bakalım peki? Örneğin futbol kalitesi olarak mı..? Beşiktaş bu anlamda bir adım da olsa ilerledi diyebilir miyiz?

Tabi bu soruyu yanıtlarken yine Kayseri ve Sivas karşılaşmalarını baz almamız, doğru bir tespitte bulunabilmemiz açısından daha gerçekçi olur…

Hocaya haksızlık ediyoruz değil mi? Daha 1 ay olmuş. Peki o zaman 1 ay ve 4 maç daha bekleyelim. İkinci 30 günlük süreçte 4 sevimli(!) rakip bizleri bekliyor:

Bursaspor(D), Eskişehirspor, Fenerbahçe(D) ve Ankaraspor…

Bu arada son bir not olarak, ben bir Mustafa Denizli sempatizanıyım. Denizli’nin duruşunu ve karakterini gerçekten çok seviyorum. Ama yine de gönderilen (bu kelimeyi bilinçli yazdım) Ertuğul Sağlam’ın Beşiktaş’ı ile Mustafa Denizli’nin Beşiktaş’ı arasındaki negatife doğru gittikçe açılan farkı gördükçe derinlerde bir vicdan sızlaması yaşıyorum.

Yazı yorumsuz olacaktı hesapta, yine dayanamadık...