Yosun'la beraber.

O bir sanatçı ve ben onu bloglarım da anlatmıştım. Yıllarca kendisini çok iyi tanırım. Kendisiyle nasıl tanıştığımı anlatayım isterseniz.

Yıllar öncesiydi. Ben daha yeni, yeni bisiklete binmeye başladığım günler de İzmir Bahçelievler semtinde deTelefon Başmüdürlüğü’nün bulunduğu sokağında bisiklet servisliği yapan bir abimiz vardı. Bu abimz bir de yanın da bu işten anlayan evli ve çoluk çocuğa sahip Özer adında bir genç arkadaş çalıştırıyordu. Zamanla samimiyetimiz ilerledi onlarla. Hafta sonları da İzmir’de bulunan gruplarla birlikte turlara gidiyordum. O zamanlar da iyi bir bisiklete binmek için yurt dışında gelen parçalardan bir bisiklet yapmak mümkündü. Ama maliyeti yüksekti. Bisiklete binme sevdasından dolayı bütçemi ayarlamaya çalışırken eşimi onlarla tanıştımdım. Derken ailecek görüşmeye başladık.

O zamanlarda Özer’in eşi Meliha Hanımla eşim Selver'le iyi bir arkadaş olmuşlardı. Meliha Hanım yıllarca Müjde Ar'ın sekreterliğini yapmış Özer'le beyle evlenince de İstanbul'dan İzmir'e gelmiş. Bizimle tanışmış ve tanıştıktan sonra bir gün yaş günün de benim eşimi de çağırdığı vakit kendisi gibi İmir'e gelen o zamanlar henüz 75 yaşına gelmemiş tiyatro ve sinema sanatçısı Muzaffer Demir ile tanıştırmış. Türk halkı Muzaffer Bey’i Yosun ile Tosun'un Maceraları filminden anımsayacaklardır. Muzaffer Demir zayıf ve kısa boylu olan Yosun karakterini çanlandırmış. Ben de bu muhterem kişiyi daha önce bloglarımın birinde konu etmiştim. http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=94588

Muzaffer Bey bizleri sevdiğinden arada bir evine davet eder, bizlere güzel bir gece geçirtirdi. Ne güzel di o günler.

O projektör aleti olsa ve bir tane de perde olsa Muzaffer Bey biliyor yapacağını. Yıllarca bana söylenip duruyor
ama ben hiç aldırmıyorum.

Ve yine o birkaç sanatçının düştüğü duruma düşmüş durumda. Bir emekli maaşı var. O da kaldığı evin kirasına gidiyor ve birkaç kişinin yardımıyla ayakta kalmaya kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor. En azından eski sanatçıların resimlerini başıyor.

Geçen hafta bize geldi. Elinde Yeni Asır gazetesinin den alınma bir haber vardı. O haber de sergileyecek nesneleriniz varsa sergileyelim diyordu.Altında da bir e-mail adresi. Ve o e-mail adresine mail atmamı istiyordu. Ben de attım. Bir gün sonra Yeni Asırdan gazeteci HACER ÖNOĞLU Muzaffer Beyi aradı. Bulamayınca bana yöneldi. Kendisiyle röportaj yapacağını ve kendisine ulaşamadığını belirtiyordu. Hemen Muzaffer Bey’e ulaşıp röportaj yapılmasını sağladım. Röportajı 1 Kasım 2008 (bugün) Yeni Asır gazetesin de ki Sarmışık ekin de çıkmıştır.

http://www.yeniasir.com.tr/haber_detay.php?hid=12198

Gönül notum. Ben burada gazetecei Hacer Önoğlu'na kendi adıma Muzaffer Bey'le röportaj yaptığı için teşekkür ederim. Bu vesile ile Muzaffer Bey bu röportajla emeline bir an önce kavuşur inşallah.