Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Haziran '11

 
Kategori
Haber
 

YSK elinizin eti mi?

YSK elinizin eti mi?
 

Kayseri’de bir söz vardır, önüne gelenin tenkit ettiği, çarptığı, elindeki ekmeğini aldığı kişi için karşı tarafı “elinin eti mi” diye uyarırlar…

Siyasilerin de maşallah, “elinin eti” iki kurum var Türkiye’de…

Birincisi “Yargı” diğeri ise “Askerlik” kurumu… Aklına esen bu iki kurumun bir yerlerine çarpıp duruyor. Hem de anlamadan, dinlemeden ve kendi işlerine geldiği gibi… Kendilerini, bu kurumlar karşısında “Haklı” sandıkları zaman…

Sıra MHP’ye geldi…

Hakkında “Kaset” çıkan ve İstanbul!’dan aday gösterilen bir partililerini, kasetten dolayı hem partilerinden hem de adaylıktan istifa etmesini istediler. Aday direndi, her ikisinden de istifa etmedi. Bunun üzerine MHP “İhraç” hakkını kullandı ve partiden “İhraç” ederken, YSK’ya da başvurarak adaylığının düşürülmesini talep etti.

Yüksek Seçim Kurulu ise, Milletvekili Seçim Yasasının 25 nci maddesini gerekçe göstererek adaylığının düşürülemeyeceğini, seçilmesi halinde “Milletvekili” olacağı yönünde karar verdi. Çünkü 25 nci maddeye göre kesinleşen aday listeleri, ancak ölüm ya da istifa halinde, seçim sonrasında ortaya çıkan sonuca göre değişebiliyor. İstifa ise “Tek taraflı” bir karar.

Bu karar üzerine MHP Genel Başkanı devlet BAHÇELİ, Yüksek Seçim Kurulu üyelerinin AKP ile hareket ettiğini meydanlarda ifade etmeye başladı…

Ayıp…

Yüksek Seçim Kurulu üyeleri 11 kişiden oluşuyor ve hepsi de hukukçu. Bu kurula ayrıca mecliste üyesi bulunan partiler ile mecliste olmayan ancak son seçimde bunların dışında en çok oy alan dördüncü parti “Temsilci” sıfatıyla üye veriyor. 2011 yılındaki YSK’da bu partilerin üçünün de üyesi hukukçu, dördüncüsü, yani bir tek ben “Hukukçu” olmayan üyeyim. Başından beri de “Temsilci” sıfatındaki parti temsilcisi olan bizler, YSK toplantılarının hemen hepsine katıldık ve kararların nasıl ve ne gerekçe ile alındığına şahit olduk, özgür düşüncelerimizi de ifade etme olanağını bulduk.

MHP adayı hakkındaki karar, oy çokluğu ile alındı. Parti temsilcilerinden de bir tek ben “Olumlu” yani adaylığının düşürülemeyeceği yönünde “Görüş” bildirdim, gerekçemi de açıkladım.

Böylesi suçlama sonucunda, bir doğruyu en keyifli bir şekilde sizlerle paylaşabilirim…

Her ne kadar birileri de “elinin eti” gibi düşünseler de YSK üyeleri, birer hukukçu olarak bu kuruldaki görevlerini “en yansız” bir şekilde yerine getirdiklerinden, kimsenin “Tarafı” olmadıklarından hiç kuşkum yok…

Bu şekilde bir suçlamayı hak etmiyorlar da…

Bunu tarafsız bir gözle görmekten ve burada ifade etmekten de açıkçası büyük bir keyif alıyorum ve böylesi “İftiralardan” dolayı da iftira sahiplerini alenen kınıyorum. Dahası, hem kurul üyelerinin her birini teker teker, hem de “Partilerin temsilcisi” üyelerinin “Tarafsızlıklarına” inanarak tanımaktan da ayrıca mutluluk duyuyorum.

Bugüne kadar her türlü dayanaktan yoksun olarak bu kurul üzerinde yapılan haksız eleştirilerden dolayı, eleştiri sahiplerini da kınıyorum.

Kurulun kararları hakkındaki “Yanlı” yayınlarına karşı, kurul tarafından verilen doğru bilgileri ya yayınlamayan, ya da çarpıtarak yayınlayan görsel ve yazılı basını da “Kınama” konusunda unutmuyor, onları daha şiddetle ve hiddetle ayrıca kınıyorum.

Ortalık yerde “Ayıp” denilen bir kavram var. Biraz utanmak, sıkılmak ve özellikle de “İftira” boyutuna varan suçlamalardan kaçınmak gerekmez mi?

Gerekir gerekmesine de, bunu yapabilmek için önce insanın biraz edebi, adabı bilmesi ve dahası da “ahlak” kavramına ait bir miktar fikir sahibi olması gerekir.

Ne yazık ki o da eleştiri yapanlarda yok…

Bir başka endişem, onu da bugünden dillendirmek istiyorum, rğer AKP iktidarı “İktidar” olmaya devam edecekse, gelecek günlerde diğer kurumlarda olduğu gibi, YSK’da da “Şekillendirme” yapacak. Bugünden bazı “Belirtilerini” kendimce görüyorum.
“Belirtiler ne” diye soracak olursanız, seçimden sonra yazarım, şimdiden olmaz.

XXX

Son dakika meselesi ise Bağımsız aday Hatip DİCLE meselesi…

Bu kişiye, Ankara 11. Ceza Mahkemesi tarafından 1 yıl 8 ay hapis cezası verdi, yargı süreci tamamlandı, sıra infaz sürecine geldi. Kişi de aday ve YSK bu konuda karar verecek…

Bir başka bağımsız aday ve BDP’nin eski başkanı Selahattin DEMİRTAŞ, adaylığının düşürülmesi halinde bunun “siyasi karar” olacağını belirtiyor ve ekliyor…

“Bu bir facia olur…”

YSK, Anayasa ve seçim yasaları çerçevesinde elbette bir karar verecektir. Verdiği karar da “Hukukun içinde” olacaktır. Yasa ise bu konuda çok açık ve net…

Buna göre “Aday olsalar bile…” adaylıkları düşürülür, hatta “Seçilseler bile…” milletvekili mazbataları iptal edilir.
Şimdi yasa bu kadar “Açık ve net” iken bunun neresi “Facia” oluyor?

Şunu herkes çok iyi bilmeli. Hiç kimsenin “Devleti tehdit etmek” gibi bir hakkı ve şansı da yok. Devleti tehdit edenlerin bir gün ip kendi boğazlarına dolanır…

Ha… AKP iktidarı bunu başarabilir mi, orası ayrı bir mesele…

09 HAZİRAN 2011

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..