YSK ne yapıyor?

Önce bir "Oy Pusulası" ihale skandalı yaşandı: 

12 haziran seçimlerinde kullanılacak oy pusulaları önce 11 milyon 990 bin liraya bir şirkete ihale edildi. İhale sonucuna başka şirketlerin itirazı Devlet Malzeme Ofisi'ne(DMO) geldi. DMO'de Yüksek Seçim Kurulu'na itiraz etti. İhale iptal edildi. İhalenin yenilenmesi yetkisini bu sefer DMO'ne verildi. İlk ihaleyi 11 milyon 990 bin liralık teklifle kazanan şirket, aynı işi 3 gün sonra 899 bin lira bedelle aldı. İki ihale arasındaki 13 kat fark... Acaba bu konu savcılar tarafından soruşturuldu mu, soruşturulduysa sonucu ne oldu? 

Fazladan basılan "Oy Pusulası" skandalı: 

Yurt dışındaki seçmenler de dahil, toplam 52 milyon olan seçmen sayısına karşın 69 milyon oy pusulası bastırıldı. Hiç bir seçimde bu kadar yedek oy pusulası bastırılmamıştı. 300'er seçmenden oluşturulan sandıkların her birine paketler halinde oy pusulası yedek olarak veriliyor şeklinde garip bir açıklama yapıldı. Bu hesaba göre her sandıkta 100 yedek oy pusulası olması gerekiyor? Seçmenler sandığa gittiğinde sandık kurullarına bunu bir sorsunlar. Alınacak cevapları merak ediyorum. 

Nüfustan fazla oranda artan seçmen sayısı: 

2007 seçimlerinde 70 milyon olan nüfusa karşılık, seçmen sayısı 42 milyon iken, 2010 sayımlarına göre nüfus 73 milyon, belirlenen seçmen sayısı ise 52 milyon? Gelin çıkın bu hesabın içinden... Her iki seçim için veriler aynı kaynaktan alınmış: Türkiye İstatistik Kurumu'ndan. 

Boş inşaata seçmen kartı skandalı: 

52 milyon seçmenin gerçekten var olduğunu varsayalım. Ancak YSK'nun hazırladığı seçmen kartları kayıtlı seçmen sayısı olan 52 milyonun da üzerinde. Daha önce boş arsa olup, boş inşaat halindeki eve gelen seçmen kartları, aylarca, yıllarca önce vefat etmiş insanlara gelen seçmen kartları, bir seçmen adına birden fazla düzenlenmiş seçmen kartları vs.vs. 

Türkiye 2006 yılından beri "Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi'ne geçmiş iken, bütün bunlar nasıl olabiliyor? diye ben vatandaş olarak soruyorum. Seçmenlerle ilgili bilgiler devletin yetkili kaynaklarından ve birimlerinden alınmıyor mu? Yoksa Devletin bilgileri fasa fiso mu? Ya da bilgileri alanlar mı kullanırken çarptırıyorlar, kötüye kullanıyorlar? 

Hatırladığım kadarıyla yukarda yazdığım başlıklarla ilgili konuları bir arada değerlendirirseniz sizin aklınıza ne gelir? 

Huzurlu ve mutlu yarınlar dileğimle...