Yüce Peygamber-3 tatbikatı

İran devlet Televizyonunda bir haber yayımlandı.

Habere göre, İran Hava ve Deniz Kuvvetleri Basra Körfezi’nde bir tatbikat başlattı.

Tatbikatın adı “Yüce Peygamber-3”.

Orta ve uzun menzilli karadan karaya nitelikli 9 füze fırlatıldı.

Yani bir anlamda tatbikatın amacı eldeki füzeleri denemekti.

Denenen füzeler, 170 ve 400 kilometre menzilli “Fatih” ve “Zilzal” ile 1 ton ağırlığında ve 2 bin kilometre menzilli Şahap-3 füzeleriydi.

Tatbikat sırasında denenen füzelerin İsrail’i vuracak nitelikte ve dahası bölgedeki ABD askeri üslerine ulaşacak kapasitede olduğu belirtiliyor.

İran Devrim Muhafızları Hava Kuvvetleri Komutanı Tuğgeneral Hüseyin Selami’ye göre başarılı geçen tatbikatta söz konusu füzelerin de denendiğine ilişkin düşmanı uyarı nitelikli demeci hemen yankı buldu.

Petrol fiyatları yeniden yükseldi.

İran’ın bir savaşa her an hazır olduğu gösterildi.

Olası bir ABD ve İsrail saldırısına “ani, kesin ve yıkıcı” cevap verileceği anlaşıldı.

İsrail’deki politikacılar, İran’a saldırıyı bir süre önce dillendiren askerlerin sessizliğine katıldılar.

ABD, Abraham Lincoln Uçak Gemisi’ni Arap Denizi açıklarına çekti.

George W. Bush, BM anlaşmalarına aykırı olan füze denemelerini durdurulmasını istedi.

Sessizliğe bürünen İsrail ABD Başkanının demecinin hemen ardından, İran’ın nükleer programı ile füze gücünün büyük bir tehlike oluşturduğunu savunan açılamasını yaptı.

Merkezi Londra'da bulunan Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsünden Mark Fitzpatrick, fotoğraftaki füzelerden birisinin, ardında bıraktığı duman izi ve toz bulutuna bakınca, bunun başka bir füzeden kopyalanmış izlenimi yarattığını belirtti.

Kim ne söylerse söylesin aslında İran’ın dosta düşmana söylediği tek bir şey vardı: “Elimiz her zaman tetikte”.

Bu sırada Türkiye’de neler oluyordu?

Halkın siyaset ve siyaset dışı kesimlere güveni giderek azalıyordu.

Enflasyon artıyor, yapılan son zamlarla karşılaştırıldığında çalışana verilecek zam dudakların kaykılmasına sebep oluyordu.

Parti kapatılmasının aykırılığı tartışılıyor, gencecik polislerimiz teröre kurban gidiyordu.

Fenerbahçe hisseleri borsaya koşut düşüyor, döviz yükseliyordu.

Eski solcularla eskimeyen solcular kapışıyor, siyasetteki merkez kanadı yeniden oluşturma çabaları ağdalanıyordu.

Gözlerdeki fer, kulaklardaki ses, yüreklerdeki bağlılık ve genel olarak vücuttaki heyecan gittikçe yitiyor, geminin yavaştan su almaya başladığı görülemiyordu.

Malum gündemler kemiklerimizdeki iliği çekiyordu.

Ellerimizi bir türlü bulamıyorduk.

Ellerimiz yoktu.

Olsaydı elele tutuşacaktık.

Kaynak: www.milliyet.com.tr