Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Mart '14

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Yuh olsun bize! Kara güzel çocuk

12 Mart,  bu gün bir çok önemli olayın yıl dönümüydü. En önemlisinde 12 Mart Muhtırasının yıl dönümü olması ama o günden bu güne öyle  acı günler yaşadık ki bazı şeyleri  unuttuk unutturdular. 12 Mart 2014 de evden ekmek almaya çıkan 14 yaşındaki  Berkin  Elvan 268 gündür hayata tutunmaya çalıştığı Ok Meydanı Hastanesinde hayata veda etti. Başımız sağ olsun. Berkinin  annesine başı sağ olsun diyemiyorum. Çünkü evladını kaybeden bir annenin başı sağ olmaz.

Her ölüm üzücüdür, yürek yakar, 14 yaşındaki sevgili Berkinin ölümü  de çok üzücüydü . Tıpkı Uğur, Ceylan ve Roboski de ölen diğer çocuklar gibi. Alakasız bir ölüm  evden çıkıp bir koşu sıcak ekmek alıp  eve gelecekti ve yemek yenecekti, ceylan koyunları otlatıp annesinin yanına dönecekti ve roboskidekiler de sofralarına ekmek koymak için geri döneceklerdi, ne yazık ki hiçbiri geri gelmedi. Berkin 268 gün direndi geri dönmek için ama dönemedi. Şimdi düşünüyorum da onu doğuran ana kendine lanetler okuyordur, kendi annemden teyzemden biliyorum, Uğur Kaymaz dan, Ceylan Önkoldan ve diğerlerinden biliyorum, elerim kırılsaydı, ağzım çarpılsaydı da  Berkin’i  ekmek almaya göndermeseydim diye ağıt yakıyordur

Bu ölümlere yorum yapmak bile anlamsız geliyor.

Yine de yazmak istiyorum, çünkü önce insan sonra bir kadınım  üzülüyorum, içim acıyor, tıpkı dünyadaki diğer ölümlere acıdığı gibi içim acıyor. 12 Mart tan 14 Mart gününe geçtiğimiz su saatte Berkinin annesini düşünüyorum, bu günkü mahşeri kalabalıktaki insanlar evlerine gitti, Bu gün Berkinin ölümüne neden olanları protesto etmenin rahatlığı ile kimi aksam oturdu çayını kahvesini, birasını yudumladı, müzik dinledi ve yarın okuluna işine gitti.. Ya o acılı anne ne yapıyor? Acıları ile baş başa kara güzel gülüşlü Berkin’ini düşünüyor.

Evet  güzel  gülüşlü çocuk attığın bir tek tweeti  okudum yüreğimin en derinlerinde bir şey kırıldı, “O iki günlük kişiyi seçti, sözde geçen seneden beri beni seviyormuş.”  diye yazmışsın…

Bütün bunların yanında aklıma takılan bir sürü şey var ölen çocuklar-gençler neden hep aleviler bunların hepsinin tesadüf olmadığını sizlerde tahmin ediyor olmalısınız. Ülke, bir çeşit mezhep temalı çatışmalara sürüklenmek isteniyor gibi.

 Ölümün dili dini ırkı cinsiyeti yoktur oysa, haksız bir ölüm bu. Varsa bir karşı duruş, bu temelde olması lazım gelmez mi? Masum 34 çocuğun öldüğü roboski katliamından sonra ulusal yas ilan edilmesi gerekirken asil medyamız tarafından kutlamaların gölgesinde bırakıldı, Ceylan-Uğur ve niceleri yine aynı katiller tarafından katledilince biz burada kendimizi paralarken güneydoğu dışında her kesim duymazdan geldi.

Bunlara bir diyeceğiniz yoktur sanırım, şimdi Berkin için güneydoğu ve doğu eylemler yürüyüşler yapıyor yapacak da dedim ya böylesi bir ölümün  rengi , dili, dini, ırkı, cinsiyeti yok. Keşke Kürtler sizin çocuklarınızı kendi çocukları saydığı gibi sizlerde onların çocukları için sesinizi yükseltseydiniz acıya ortak olsaydınız o zaman belki samimi olduğunuza o ananın ve diğer anaların acısını paylaştığınız için o meydanlarda olduğunuza inanırdık ancak şimdi hangi amaca hizmet ettiğinizi anlamak güç…

Ya bizi yönetenler, Onların vicdanları rahat mi ?Ülkede artık acıyı bile paylaşamıyoruz , 14 yaşındaki  masum bir çocuğun, ölümüne  bile birlikte üzülmüyoruz. Su saate kadar  ülkenin siyasi yöneticisi Sayın Başbakan'dan bir taziye mesajı gelmedi. Bir açıklama gelmedi. Mısır'da vurulan Esma çocuk için , İsrail askerleri tarafından vurulan Furkan  çocuk için göz yaşı döken Sayın Başbakanımı taktir etmiştim, acının ölümün ırkı milliyeti olmazdı olmamalıydı, başbakanın duyduğu acıyı o günde içimizde yasamıştık.

Başbakanımızın kendi ülkesinde yaşayan  14 yaşındaki bir  çocuğun  ölümünde vicdanının sızlamadığına inanmak istemiyorum,  bir baş sağlığını ailesinden esirgeyeceğini  tahmin etmiyordum.

Bu gün de çok bekledim  bir bas sağlığı mesajını...

su saate kadar yoktu,

Vicdanlarımız bu kadar mı karardı

İnsan olma özelliğimizi bu kadar mi yitirdik???

  

 
Toplam blog
: 18
: 66
Kayıt tarihi
: 20.02.14
 
 

2008 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Halkla İlişkiler Yüksek Okulundan Mezun oldum. İşletme..