Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ekim '16

 
Kategori
Kültürler
 

Yük ve Yol

Yük ve Yol
 

İbretlik bir öyküyü paylaşmak istiyorum.

Malum eski zamanlarda yollar yok, fakirlık çoktu.Yollarda yüklere talip olacak hamallar bulmak çok kolaydı.

Dört bavullu yolcunun biri evine gitmek için sokağın başındaki hamalı tutar ve yola koyulurlar.

Dört bavulun üçünü hamal sırtlanır birini ise yolcu.

Hamala ince ve keskin bakışlarla bakan yolcu içinden "nereden buldum bu adamı, çokda yaşlı. Bu adam beni yarı yolda bırakmaz inşallah" der ve yola devam ederler.

Kısa bir zaman sonra hamal mola vakti der ve bavulları sırtından yere bırakıp oturur. Yolcu bu duruma kızar. Öflenip püflenerek yere çömelir.

On beş dakikalık bir dinlenmeden sonra yola koyulurlar. Kısa bir zaman sonra hamal yine mola der ve dinlenmeye başlar. Yolcu ayakta daha çok olmadı biraz daha dayansaydın deyip çömelir.

On dakikalık bir dinlenimden sonra bir mola ve devam sonrasında bir mola ve devam.

Yolcu ne kadar mola verdiğini bile hatırlamaz halde sinir küpü olmuş iken birden ayaklarının bağı çözülür.

Ayılıp bayılmış mı yoksa uyuyup uyanmış mı kendini bilmez halde yere uzanır.

Yolcu gözlerini açtığında hamalın elinde bir tas su kendisine ikram etmektedir. Ağır ağır suyu yudumlayan yolcuyu şaşırtan diğer davranış ise, hamal yolcunun sırtındaki bir bavulu da kendi bavullarının üzerine koymuş hadi kalk yolumuz fazla kalmadı az daha dayan demesiymiş.

Yaşlı adamdan destek alıp kalkan yolcu yürürkende adamın omzundan destek almaya başlamış.

Yolcuyu hayrete düşüren konuşmalar başlamış.

--- Yaşlı adam " ben yılların hamalıyım. Ne pehlivan yapılı adamlar gördüm. Çoğu, dinlenmek istemediklerinden yükleriyle birlikte kendini toprağa serdi. Halbuki bir yükü taşımak bizim işimiz, altında ezilmek değil. Unutmaki yük taşıdıkça ağırlaşır. Dinlenerek sen yükünü hafifletiyorsun. Belki günün birinde hamallığın şekli değişir. Ben o günleri görmem ama sen kavuşursan o zamanlara, aman ha kafanın içind e de sakın yük taşıma. Akşamları bırak ve hafifle. Sabah dinlenmiş olarak yeniden taşırsın yükünü."---

Bu öykü bende derin düşünceler uyandırdı.

Hepimiz şu hayatın hırslarıyla koşuşturan bilinçsiz hamallar değil miyiz? Mutlaka ve katiyen herkesin yükü kendince ağırdır. Bari akşamları yüklerimizi indirelim sırtımızdan, hafifleyelim. Gülümseyerek girelim evimizin kapısından. Mutluluk dağıtalım çevremize.

Yük yine bizim yükümüz, böylelikke bu yükü omuzlarımıza sabahları daha kolay alabiliriz...

Saygılarımla,

 
Toplam blog
: 10
: 93
Kayıt tarihi
: 30.08.16
 
 

Üniversite mezunuyum. Özel bir firmada temizlik dezenfeksiyon moderatörü, bilgi sistemleri yönetici..