Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ağustos '10

 
Kategori
Üniversiteler
 

Yüksek Öğrenim… Üniversiteler…

Yüksek Öğrenim… Üniversiteler…
 

Üniversiteler.


Akademisyenlere göre üniversitelerin amacı, liseyi bitirenlerden isteyenlere bilgi öğretmek, kültürlerini geliştirmektir. Yoksa üniversiteye giden tüm gençleri iş sahibi yapmak değildir. Bir başka ifadeyle, “iş garantili” bir yüksek öğrenimin olmadığıdır. Ancak üniversiteyi derece ile bitirenlerin iş çevrelerince öncelikle işe alındığını da unutmamak gerekir. Önerilen ikinci şık üniversiteyi bitirenlerin isterlerse kendi işlerini kurmaya çalışmalarıdır.

Oysa yurdumuzda görülen genel manzara, - holding veya şirketler hariç - ne yazık ki “ilköğretim veya ortaöğretimi bitirenlerin” kurdukları iş yerlerinde, “üniversitelilerin” iş aramasıdır. Buna cesaret veya girişimcilik demek doğru olur mu bilmem. Belki de ticarette ve iş alanında “risk almak” demek daha doğru olur. Üniversiteleri bitirenlerin cesareti ortaöğretimi bitirenlerden daha mı az?

Kayıtların yapılmaya başlandığı şu günlerde, çoğunlukla “aileden uzakta eğitim” diyebileceğimiz “yüksek öğrenim” beraberinde birçok sorunu getirmektedir. Giriş sınavını kazanmakla iş bitmiyor. Genç nerede barınacak? Kalacak yeri hazır mı? Nerede yiyip - içecek? Okuluna nasıl gidip gelecek? Kimlerle birlikte olacak?

Bir kişi yabancı bir yerde işe başlarken, önce “yatacağı yeri”, sonra “ne yiyeceğini” en sonunda da “işini” düşünürmüş. İlk iki sorun çözümlendikten sonra, üçüncüsü hallolur. 1966 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsüne başlarken, 2 ay süreyle bir tanıdığımızın evinde “geçici” misafir olmuştum. Sıkıntılarını çok iyi bilirim. O nedenle bir yakının evinde kalarak üniversiteyi okumak hiç kolay değildir. Hele sizi otogarda karşılayan tanımadığınız birinin, yakınlık göstererek “bizde kalabilirsiniz” şeklindeki, tekliflerine çok dikkat etmelisiniz. Arkasından neler gelecek?

Kayıt işlemi bittikten sonra “yaşam yerini” görmenizi öneririm. Dar gelirli ailelerin çocuklarının “öğrenci yurtları”ndan başka tercihlerinin olmadığını biliyorum. Ancak “ortak ev” tutarken de ev arkadaşlarınızı çok dikkatli seçmelisiniz. Aksi takdirde, gelecekteki sıkıntıları göğüslemesini de bilmelisiniz. Evin bakımı, güvenliği, kiracı olarak sorunları ders çalışmalarınızı olumsuz etkileyebilir. Özel yurtların seçiminde de, dikkat etmek gerekir. Özel yurtlar sadece “kalacak yer” olarak düşünülmemelidir. Yaşamınızı değiştirecek kişilerin olacağını unutmamalısınız. Yurtlarda barınma konusunda en iyi yol, orada daha önce bulunanlardan bilgi almaktır.

Ülkemiz şartlarında bir kimsenin üniversitede istediği alan veya bölümde okuması için ne yazık ki “bavul dolusu para dökerek”, dershanelere gidip - gecesine gündüzünü katarak - çok sıkı çalışması gerekir. Kazandığı program o kişinin “ideali” olmalıdır. İdealine kavuşmak için, acele karar vermemelidir. Gerektiğinde “idealine” kavuşmak için hazırlanmada 1-2 yıl daha beklemelidir.

Varlıklı olan aileler çocuklarını paralı üniversitelerde veya yurt dışında okutabilmektedir. Bazı gençler de sırf ailelerinden uzaklaşmak için, kazandıkları bölüm bulundukları şehirde olmasına rağmen, başka şehirde okumakta ısrar etmekte, ailelerine yük olmaktadır. Oysa dar gelirli öğrencilerin sıkıntılar çekerek kazandıkları okulda “burslu” okumaya çalıştıkları, ailelerine “yük olmamak” için, okulda veya dışarıda “part time” – yarım gün – çalışarak “yüksek öğrenimini” zorluklar içinde tamamlamaya çalıştıkları bir gerçektir. Okul veya bölüm 1.lerinin de bu gençlerden çıkması ve mezun olur olmaz şirketler tarafından – iş için – aranması doğaldır.

Üniversiteden mezun olanların – öğretim görevlileriyle – uyum içinde olması okullarında –asistan- olarak kalmasını sağlayabilmektedir. İş bulamayan diğerleri ise “devlet kapısı”nda – KPSS de başarılı olursa – ihtiyaca göre “ataması” yapılırsa iş bulabilmeye çalışmaktadır. Daha olmazsa büyük şehirlere şansını denemeye gitmekte, bunun sonucu ailelerinden kopmaktadır.

“Yüksek öğrenim kredisi” alarak okuyanların, yıllar sonrasında geri ödemelerde sorunlar yaşadıkları bilinmektedir. İş bulamadıkları için bu kredileri ödeyemeyen yüzlerce genç bulunmaktadır. Önemli olan üniversiteyi bitirmek değil, karnını doyuracak iş bulabilmektir.

Sevgiyle kalın. Saygılarımla.

Ali İhsan ÖZÇAKIR

MEB. Bakanlık Başmüfettişi (E)

e-mail: aliihsanozcakir@hotmail.com

 
Toplam blog
: 172
: 4867
Kayıt tarihi
: 07.04.09
 
 

50 yıllık eğitimciyim. İngilizce öğretmenliği ve Bakanlık müfettişliği yaptım. Bunca yıllık eğiti..