Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '13

 
Kategori
Eğitim
 

Yüksek Öğretim Kurumu Başkanlığına açık mektup

Teknik Eğitim Fakültesi mezunları, 3-4 yıllık mesleki ve teknik lise eğitimi üzerine 4 yıllık lisans düzeyinde aldıkları uygulamalı ve teorik teknik eğitimin sonucunda alanları ile ilgili teknik öğretmen diploması almaya hak kazanmışlardır. Mezunların büyük çoğunluğu endüstri ve iş dünyasında çalışan teknik öğretmenlerin görev tanımı ve statüleri yıllardır belirlenmemiştir. Bu belirsizlik nedeniyle; endüstride veya kamu kurumlarında çalışan teknik öğretmenlerle ilgili olarak hangi pozisyon ve görevleri üstleneceği, yetki ve sorumluluklarının ne olacağı hususu ciddi bir problem olarak ortadadır. Özel sektörde işverenin, kamu kurumlarında yöneticilerin takdirine bağlı olarak değişen unvan ve görevlendirme çeşitliliği, aynı iş kolunda bile ücretlendirme başta olmak üzere birçok problemin yaşanmasına yol açmaktadır. Genellikle teknik hizmetler sınıfında görev yapan teknik öğretmenlerin büyük oranda “Teknisyen” kadrosuna mahkûm edildikleri bilinmektedir. Oysa teknisyenlik unvanı, teknik öğretmenlerin yetiştirdiği, endüstri meslek veya teknik lise mezunlarının sahip olduğu unvandır. Aldıkları eğitim seviyeleri ve kazandıkları yeterlilikler bakımından kıyaslandığında; teknisyenlik 4. Seviye, teknikerlik 5. Seviye ve teknik öğretmen, mühendis ve diğer 4 yıllık lisans mezunu teknik elemanlar ise 6. Seviye eğitim ve yeterlilik kategorisindedir.

Mühendislerin eğitimi, görev, yetki ve sorumlulukları çeşitli yasa ve yönetmeliklerle düzenlendiği halde, benzer iş alanlarında teknik öğretmen unvanıyla çalışan teknik elemanların statüleri halen düzenlenmemiştir. Buna bağlı olarak yaşanan mağduriyetler Yükseköğretim Kurulu Başkanlığınca 2007 yılında hazırlanan Türkiye Yükseköğretim Stratejisi raporunda (Bkz. S.112) da yer almaktadır. Bu raporda; ”Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının önemli bir kısmının teknik hizmetlerde çalıştığı endüstri sektöründe çalışan Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının teknisyen, tekniker ve mühendis hiyerarşi zincirinde konumlandırılmasına dair hiçbir yasal düzenlemenin olmadığı, ayrıca özlük haklarının hangi unvan/statü çerçevesinde tanımlanacağının belirsiz olduğu, teknik öğretmenlerin özel sektörde çok büyük zorluklarla karşılaştığı” açık bir şekilde ifade edilmektedir.

Problemin çözümüne yönelik, 29.04.1992 tarihinde çıkarılan 3795 sayılı kanun’un amir hükümlerine rağmen bu güne kadar herhangi bir ciddi adım atılmamıştır. Bazı Lise, Okul ve Fakülte mezunlarına unvan verilmesine dair 3795 sayılı kanun’un 6. maddesi özetle, teknik öğretmenlerin yetki ve sorumluluklarının belirlenmesini öngörmektedir. Yasa, bununla ilgili yönetmeliğin çıkarılması görevini ise Milli Eğitim Bakanlığına vermektedir.

3795 sayılı kanun’un 3. 4. ve 5. Maddeleri, Teknik Öğretmenler için Mühendislik tamamlama programlarının açılması ve uygulanmasına yöneliktir. Kanun’un bu maddelerinin de 20 yıldır uygulanmadığı anlaşılmaktadır. Bunun sonucu olarak da teknik öğretmenlerin büyük mağduriyetler yaşadıklarına ilişkin çok sayıda şikâyet ve çözüm talepleri mevcuttur. 03.11.2009 tarih ve 27405 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 2009/15546 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile Teknik Eğitim Fakülteleri kapatıldığı için kanun’un 3. 4. ve 5. Maddelerinde değişiklik yapılması kaçınılmaz görülmektedir. Bu şekilde yasa işlerlik kazanabilecektir.Diğer taraftan kapatılan  Teknik Eğitim Fakültelerinin Öğretim görevlisi, laboratuarı, atölyeleri, diğer fiziki imkanlarının yanında ders içerikleri ve sayısının hemen hemen aynı olmasına rağmen yerine kurulan Teknoloji Fakülteleri ile  bugüne kadar ilişki kurulmamış, mezun olan ve olacaklar yok sayılmıştır.

Bu çerçevede, Teknik Eğitim Fakültelerinin kapatıldığı ancak mezunlarının çalışma  sahasındaki unvan ve yetki sorunlarının çözümüne yönelik yukarıda belirtilen mevzuat ve  kurumsal görüşlere rağmen  bugüne kadar herhangi bir çalışmanın yapılmadığı, aldıkları eğitim düzeyine tekabül eden yetki ve unvanları olmadığından  on binlerce kişinin büyük mağduriyetler yaşadığı anlaşılmaktadır. Ülkemizin son yıllarda hızla gelişen ekonomik, teknolojik gelişmelere paralel olarak,  dünyadaki gelişmeler, mesleki yeterliliklerin belgelendirildiği bir kalite güvence sistemine ulaşması ve  uluslararası nitelikli meslek standartları, eğitim kurumlarımızın eşdeğerliği, işgücü niteliklerinin ölçülebilir olması gerekmektedir. Yetişmiş nitelikli iş gücünün endüstride üretimin içinde yer alması, ülkemiz teknolojik ve ekonomik olarak gelişmesine katkı sağlanması yanında, unvan yetki sorunu nedeniyle, oluşan “gizli” işsizliğin önüne geçilmesi açısından büyük önem arz etmektedir.

Bu nedenle; Teknik Eğitim Fakültesi mezunlarının unvan yetki ve sorumluluklarına ilişkin yönetmeliğin çıkarılmasının yanında Yükseköğretim Kurulu Başkanlığımızın Teknik Öğretmenlere yönelik mühendislik tamamlama programının başlatılması hususunda gereğini arz ederim.

Kemal BUDAK

Teknik Öğretmen

 
Toplam blog
: 15
: 2553
Kayıt tarihi
: 30.03.09
 
 

Malatya doğumluyum... Makine fakültesi mezunyum... ..