Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Nisan '15

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Yüksek yüksek tepeler

Yüksek yüksek tepeler
 

Geçtiğimiz hafta sonu yakın bir dostumun kına gecesine katıldım. Ve tüm gece kına gecesi neden var sorusu beynimi kemirdi.

Gelin çok ağlarsa evliliği o kadar uzun ve güzel olurmuş…

Ağlamayan gelin iyi değilmiş…

Bir yanda oynayanlar bir yanda ağlayanlar…

Daha önce de söylemiştim meraklı olduğumu. Biraz şu dillere destan kına gecelerinin derinlerinde neler yatıyor araştırmak istedim. Derlediğim bilgilere göre kısaca sizinle de paylaşmak isterim.

Bilindiği üzere kına ismini aynı adlı bitkisinden almaktadır.

Kına ilk olarak, çöl insanları
tarafından serinlemek için kullanılmaktaymış. Çöl insanları bu bitki
yaprağını ezerek çamurla karıştırıp ayaklarını ve ellerini batırırlarmış. Bu şekilde
cilt üzerinde koruyucu bir tabaka oluşturarak çöl sıcaklığı
karşısında cilde daha bir dayanıklılık sağlamaktaymış.
Ancak ellerin her tarafına yapılması yerine sadece avuç içinin(özellikle de ortasına) yapılması ve bununda kişiye bir serinlik duygusu vermesi sayesinde,
daha farklı bir amaçla da kullanılmaya başlanmıştır.

Yaptığım bu küçük araştırmayla kına’nın neden nikah öncesi yapıldığını idrak eder gibiyim.

Tarihe göre kişinin içinde hissettireceği serinlik duygusu evliliğe bakışına da netlik kazandırıyor gibi.

Evet benim de katıldığım bu anlamlı gecede yapılan kına’nın ferahlık ve dinginlik sağlaması bir yana bu yaklaşıma ters düşen bir başka konu da özellikle gelin ve yakın çevre ailesinin can hıraş bir şekilde ağlaması şaşkınlık vericiydi. Bu noktada olayın psikolojik boyutunun önemine dikkat çekmek istedim.

Hayat ağız çizgisi yönünde ilerler.Biz bir ömür hastalıkta ve sağlıkta,iyi günde ve kötü günde bir olacağız diye yola çıkmaya and içerken bir gece önce zihnimize kazınan an’ları unutmak ne kadar mümkün?

Alışkanlıklarımız ve her an zihnimize kendi doğrularımız gibi yansıtılan öğretilerle daha ne kadar aydınlık bir gelecek bizi bekliyor olabilir?

Öz’ünde böylesine naif bir birlikteliğe eşlik eden gecede sözlerimizle, dualarımızla, gülümseyerek, saygı duyarak ve inançla yaşatsak geleneklerimizi neler değişmiş olur?

Sevgi ile çıkılan her yol zihninize ışık tutacaktır. Ve en büyük aydınlık zihninizde olandır. Çelişkilerinizden kurtulduğunuz kadar özgür olursunuz.

Unutmayın sözleriniz DUAlarınızdır…

Bunun için sizce kim olmaya ihtiyacınız var?

Sevgiyle kalın…

Şelale Bilgiç 

Profesyonel Koç&Klinik Psikolog

 
Toplam blog
: 40
: 250
Kayıt tarihi
: 29.05.13
 
 

15.04.1981 Ankara doğumluyum. Akademik hayatım bittikten sonra kendimi mutlu hissettiğim ve görme..