Yüksekler

Yükseklere çıkarken birilerinin omzuna basarak ya da bir takım kirli işlerden geçerek

mi doruklara ulaşılıyor?

Doruk noktalarına ulaşınca, “ beni kimse bulamaz, beni kimse indiremez” duygu ve düşüncesine geçiyor insan.

Yüksekler kimine korku ve ürperti, kimine de çok büyük güven veriyor.

Yükseklerdeysen geçmişinle ilgili ne kadar kirin pasın varsa hepsinden yunup arındığını sanıyorsun.

İçine şu duygu yerleşiyor:

“Sen güçlüsün. Gücünle geldin buralara. Sana doğuştan bu güç tanrı tarafından verildi. Sen temizsin, sana kirli diyen halt etmiş. Yürü yürüyebildiğin kadar. Sana karşı çıkanlarla savaş. Elindeki tüm imkanlarını onları alt etmekte kullan. Ağzından demokrasi sözünü düşürme. Buna karşılık kendi hakimiyetini kur ve bildiğini yap.”

Ve devam ediyor, “zamanında rüşvet aldım, rüşvet verdim. Şirketler kurdum, devletten bir sürü para koparttım. Siyaset içinde çok yalan söyledim. Gücü elime geçirince yakınlarıma çıkar sağladım. Demek ki, bunların hiçbirisi suç değil, onun için yükseklerdeyim.”

İnsanoğlu daima büyümeye ve gücü elinde bulundurmaya çalışıyor. Özellikle zamanımızda yükseklerde bulunduğu sürece elindeki gücü çıkarına kullanıyor. Günümüz toplumunda çoğunluk, bu şekilde davrananlara ”helal olsun” diyor .

Gücünü toplum çıkarına kullanan az sayıda insan da günümüzde unutturulmaya çalışılıyor.