Yumurta atmak bir sivil tepkidir

Yumurta atmak bir sivil tepkidir. Ekabir yorumlar diyor ki, "polis şiddet yapmasın, öğrenciler de yumurta atmasın, başka yöntemler bulsunlar, örneğin toplantıya katılmasınlar." Başka arzunuz?

Öğrencinin toplantıya katılmayarak protesto eylemi yapıyor olması çocukçadır. Bu fare dağa küsmüş dağın haberi olmamış olmaz mı? Öğrenci ya da protestocu ancak aktif eylem içinde bulunursa protesto etmiş olur.

Protesto bir haktır. Çünkü vatandaş bireysel ve bu nedenle demokratik tepkisini bir şekilde dile getirebilmelidir. 4 yılda bir seçimde oy vermekle demokratik katılım sağlanmış olamaz.

Protesto bir haktır ama sınırları olmalıdır. Örneğin mala mülke zarar vermemek, şiddet içermemek gerekir. Yumurta atmak ne mala mülke zarar verir, ne de şiddet içerir.

Yumurta atanların niyeti şiddet olsaydı, yumurta yerine taş ya da başka zarar verici şeyler atarlardı. Yumurta atmanın sebebi, yumurta hedefine ulaştığında kişiye fiziksel zarar vermemektir.

Belki yumurta atmak, taş atmaya göre daha hafif bir şeydir, ama yine de şiddet değil midir diye karşı bir soruyu yoklayabiliriz. Çünkü kişi bundan zarar görüyor, hiç değilse manevi zarar görüyor olabilir.

Ancak burada dikkat edelim, sözkonusu olan aslında direkt kişinin kendisi değildir, onun siyasal ya da toplumsal kimliğidir hedef alınan. Yapılan iş toplumsalsa, tepkisi de toplumsal olur.

Bu nedenle bu tür siyasal ya da toplumsal kimliklere sahip olanların bu tür tepkilere maruz kalması olağan ve normaldir.

Yumurta atılmaya maruz kalmak ve benzer türden başka tepkiler yapılan işin bir unsurudur. Yumurta yemek istemiyorsan işini ona göre yapacaksın, saygılı bir toplumsallık ve siyasallık anlayışı içinde olacaksın, çünkü bu senin protestocularının saygı düzeyini doğru orantılı olarak etkileyecektir.

Polis şiddetine gelirsek, Türkiye'de polis belki de hiçbir zaman tarafsız ve adil olmadı. Türk polisi, belli bir siyasal anlayışın kontrolü altında yapılanmaktadır. Bu anlayış ise sol muhalefet düşmanıdır. Bir sol toplumsal gösteriyi bastırırkın görevinin ötesinde dürtülerle bu işi yapar. Bunu nerden biliyorsun derseniz, yıllardır bunun sayısız örneğini görmedik mi? Ayrıca acaba bugün ülkede PKK sorununun, Kürt sorununun oluşu, devletin tarafsız, adil ve tüm Türkiye'yi yansıtacak şekilde yapılaşmadığı için adil ve doğru dürüst yol yöntemler izlemememiş olmasından kaynaklanmıyor mu?

Öte yandan protesto demokratik bir haksa, alan yöneticileri mutlaka ve mutlaka protestoların olağan seyri içinde olması ve kimseye ve bir şeye zarar vermeden gerçekleşmesinin imkanlarını hazırlamak zorundadırlar. Köpekleri salıp taşları bağlayamaz yönetici, bunu yaparsa, protestocu, kendisine tanınmayan hakkı meşru müdafaa içinde kendisi kazanır.

Adaletin iki gerçekleşme şekli vardır. Birisi, hak ve hukuk olarak tanınmış haklar düzlemindeki yazılı adalettir. Diğeri ise meşru müdafa şeklindeki fiili adalettir. İlkiyle hak gaspı yapıyorsan, ikincisiyle yüzleşmek zorunda kalırsın.