Yumurta kapıya dayanmadan

Türklere özgü davranışların en bilinenidir "yumurta kapıya gelmeden" harekete geçmemek. Tıpkı deprem olmadan binaların yıkılma ihtimallerini göz önünde bulundurmadığımız gibi. Tıpkı Fransa 'sözde soykırım yasası'nı inkar etmeyi suç saymadan Ermeni olaylarına ilgisiz davrandığımız gibi. İlla ki dışarıdan uyarılmak gerekiyor o konuya eğilmemiz için. Kendi milletimizi, toprağımızı herhangi bir müdahele olmaksızın değerli kılmak gerekmez mi? Deprem olmadan doğru işler yapıp binalarımızı sağlamlaştırsak; birileri ölmeden, canları yanmadan... Ya da tarihimizle yüzleşsek, neyi nasıl yaptığımızı bilsek, araştırsak... Fransa'nın İngiltere'nin değil, kendi öz tarihimizi, geçmişimizi öğrenebilsek. Çok mu zor? Geçmişi bilmeden ne ülkemizi tehdit eden yaptırımlara karşı gelebiliriz ne de günümüzden 20 - 30  yıl sonraki genç kuşağa anlı şanlı bir tarih bırakabiliriz. Unutulmamalıdır ki 'geçmişini bilmeyen, geleceğini yönlendiremez'. Umuyorum ki bir gün gerçeklerin peşinden gidebilmeyi, bunu hobi olarak değil de olması gereken bir davranış gibi yapmayı öğrenebiliriz.