Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '10

 
Kategori
Güncel
 

Yumurtalı protesto demokratik bir eylem biçimi mi?

Yumurtalı protesto demokratik bir eylem biçimi mi?
 

Ön not: Samimiyetimle söyleyeyim, ben, yumurtalı protestoya maruz kalsam (korumalarım aracılığıyla) ne arabaya yönelirim ne de yumurta bana isabet etmesin diye başımı saklarım. Yürürüm üstlerine Allah ne verdiyse... Bundan daha tahrik ve sinir edici durum olabilir mi yahu? 

Egemen Bağış'ın Maruz Kaldığı Yumurtalı Protesto 

Haberi duymuşsunuzdur: Geçen hafta Ankara Üniversitesi'nde bir konferansa katılan Devlet Bakanı Egemen Bağış çıkışta Türkiye Komünist Partisi üyesi bir grup üniversiteli genç tarafından yumurtalı protestoya uğradı. Atılan yumurtalardan biri Bağış'ın başına isabet etti. Bu arada korumalar şemsiyelerini açarak Bağış'ı çembere aldılar ve binbir güçlükle makam arabasına girmesini sağladılar. Koşarak, kaçarak bindi arabasına Egemen Bağış. 

Gençlerin seslendirdiği cümlelerden en duyulanı da şu idi: "Biz Türkiye Komünist Partili öğrenciler olarak sizin gericiliğinize fırsat vermeyeceğiz." 

Yorumlara geçeyim: 

1) Çökmüş, çağımızın hiçbir meselesine çözüm bulamayan bir sistemin, Komünizm"in, hala taraftar bulması gerçekten çok garip. Uyğulandığı ülkelerde demokrasiyi rafa kaldıran, hak ve özgürlüklerin asla teneffüs edilmediği sınıf diktatörlüğüne dayanan totaliter bir ideoloji Komünizm'in (sosyalizm) defteri kapatıldığı halde Türkiye'de seslendirilmesini anlayamıyorum. Üstelik bu rejimi ihraç eden Rusya bile bayrağını değiştirdiği halde bizdekiler hala kırmızı zemin üzerine sarı orak çekiçli şekillerle kraldan fazla kralcı durumundalar. 

2) Protesto etmek adına eylemcilerin muhataplarına yumurta atması demokratik eylem kategorisinde sayılabilir mi? Düşünsenize yumurtayla protesto edilen kişinin üstü başı yumurtaya bulanıyor. Tahrik ve taciz değil mi bu? Oy vermemiş olabiliriz - ki ben vermedim- ama bu kişiler demokratik seçimlerle halk tarafından secilmiş bir partinin üyeleri. Hak ve özgürlüklerini dile getirdiğini sananlar bunu eyleme dönüştürürken başkalarının hak ve özgürlüklerini sınırlamış olmuyorlar mı? Yahu görüntülere baksanıza Türkiye Cumhuriyeti'nin bakanı sanki karşıeylemci gibi kaçarak kurtuluyor saldırıdan. 

3) Büyük ihtimalle, eyleme katılan TKP üyesi öğrenciler akşam yurtta ve/veya evde (örgüt evi mi deseydim acaba?) birkaç dakikalık da olsa ses ve görüntüleri ile kanallara ve gazetelere düştükleri için kendileriyle gurur duymuşlardır. Şunu hiç düşündüler mi acaba: "Eğer biz, sosyalist bir ülkede karşıt görüşlü kişiler olsaydık, sosyalist uygulamaları protesto adına bu eylemi gerçekleştirebilir miydik?" Kesinlikle hayır, "kabak dolması" olmayı göze almışlarsa belki... 

4) TKP'nin site ve yayınlarına bir göz gezdirdim de 1960-1980 arası sosyalist çizgide olanların söylemlerinden hiçbir farkı yok. Tek ortak nokta buluyorum onlarla aramda: Emperyalizme, Amerikan emperyalizmine karşı olmak. Gerisi 1980 öncesi her yerde satılan kırmızı, yeşil, sarı teorik kitaplar... Teorikte barış, özgürlük, eşitlik; pratikte kan, gözyaşı, ölüm, sürgün, baskı. 

Son söz: Mesele uzun. Devam ederim. Ama bu yazımda diyeceğim şu: Biz bu filmi gördük, sosyalist uygulamalara(yaşayarak olmasa da) şahit olduk. Sosyalizmin bu dünya için söyleyebileceği yeni hiçbir şey yok. 

 
Toplam blog
: 300
: 1022
Kayıt tarihi
: 13.06.10
 
 

Tarih, edebiyat, şiir, dil ..