Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Kasım '09

 
Kategori
Güncel
 

Yumurtasız omlet, hukuksuz ve ahlaksız demokrasi...

Yumurtasız omlet, hukuksuz ve ahlaksız demokrasi...
 

fıs fıs!


Bırakın bir ülkenin, bir ulusun geleceğini etkileyecek bir konuyu, tek bir kişinin geleceğine ilişkin olarak bile görüş üretir söz söylerken hak ve hukukun gereken titizlikle gözetilmesi hem zorunlu bir tutum hem de dürüstlük gereğidir. Kaldı ki bu titizliği ve dürüstlüğü göstermeksizin söz söylemek bir yana, üstelik o konuda yarım yamalak bilgi ve kültür donanımıyla yargılara varmak, kişileri ve kurumları sırtında yumurta küfesi olmaksızın mahkûm etmek olsa olsa ya kasıtlı bir davranış ya da hamakattan ötürüdür.

Genelde; mahkemece yasaklanmasına karşın medyada inatla Ergenekon olarak söz edilen ve hala süren davaya ve özel olarak da meşhur “Islak imzalı” İrtica ile Mücadele Eylem Planı belgesi olayına ilişkin medyada ve internet üzerinde yapılan değerlendirmelere baktıkça, kim kasıtlıdır kiminki hamakattır anlamak mümkün değil.

Demokrasi adına, demokrasiyi korumak ve sahip çıkmak adına ve demokrat oldukları iddiasıyla kişileri ve kurumları yargısız infaza tabi tutanların, bunu yaparken hukuku çiğnemiş ve evrensel ahlakı dışlamış olmayı nasıl içlerine sindirdiklerinin, nasıl olup da hukuk ve ahlaktan yoksun bir demokrasi anlayışları olduğunun yanıtını kendilerinin bile verebileceğini sanmıyorum. O ne yaman çelişkidir ki; demokrasi karşıtı olarak suçladıkları TSK da, sivillerin karaya oturttuğu demokrasiyi yeniden rayına oturtmak iddiasıyla, yani demokrasiyi korumak ve sahip çıkmak adına aynen bu yargısız infazcıların dayandıkları gerekçeyle ve aynen onlar gibi hukuku, ahlakı, vicdanı çiğneyerek yaptı darbelerini.

Bir bilgisayara ve internet bağlantısına sahip olup her konuda bilir bilmez yazıp çizenler bir yana, aydın nitelemesini kullanarak toplum önünde söz söyleyenlerin nesnelliği, aklın sorgulamasını ve sadece gerçeği aramayı bir yana bırakıp bir kan davası güdercesine olayları at gözlüğü ile değerlendirmeleri aynı hızla sürmekte. Bu olayda bugüne dek savundukları ve söylediklerinde haklı çıkabilmek için, sırf öyle istedikleri için kanıtların gerçekliğini, düzmece olup olmadığını sorgulamadan, ıslak imzanın Albay Dursun Çiçek’e ait olduğunu kuşkuya yer bırakmadan kanıtlanmış bir gerçek olarak ilan ediyorlar.

Adli Tıp Kurumu’nun bu konuya ilişkin ve medyaya yansıdığı kadarıyla “İmzanın Dursun Çiçek’e ait olduğu kabul edilebilir” şeklindeki raporunu “İmza kesin olarak Dursun Çiçek’e aittir” diye yorumluyor, Adli Tıp Kurumu Başkanı Doç Dr. Haluk İnce’nin “(Rapor hazırlarken) Hastanın yararını düşündüğümüz kadar toplumun bazı kesimlerinin düşüncelerini de düşünmek zorundayız” itirafının rapora düşürdüğü gölge ve şaibeyi görmezden geliyorlar. Hukuka saygı duymadan, evrensel ahlak kurallarına boş verip, insan haklarını sadece kendileri gibi düşünenler için savunup karşıt görüşlüleri ötekileştirerek nasıl demokrat olunuyorsa...

İrticayla Mücadele Eylem Planı belgesinin var olduğu bir gerçek de, hazırlayanın kim/kimler olduğu, imzanın Albay Çiçek’e ait olup olmadığı kuşkuya yer bırakmayan kanıtlarla yargı tarafından kesin olarak saptanmış ve sorumluları mahkûm edilmiş değil. Dürüst olun, nesnel olun, işinize gelen gerçekler kadar gelmeyenleri de görün, yok saymayın ve bırakın yargı (Üstelik AKP hükümetinin denetimi altındaki yargı!) kararını versin. Savcı mısınız yargıç mı? Aydın mısınız yoksa sadece maskesini mi taşıyorsunuz? Kısası; entelektüel misiniz, avantalektüel mi, aptalektüel mi?

 
Toplam blog
: 195
: 688
Kayıt tarihi
: 04.10.07
 
 

Dünyanın internet sayesinde küçüldüğü günümüzde büyüyen sorunlara ilişkin duygu ve düşüncelerimi pay..