Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '12

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Yumurtlayan tavuk ve vergi

Ülkemizde uzun yıllar enflasyon  tartışması yapıldı. Arz ve talep varsa hareket başlar zaman içerisinde oranları azalıp çoğalır. Talep arttıkça harekette artmaya başlar kelebek etkisi tüm ilgili birimlerde suya atılan taş misali artarak yayılan daire dalgaları gibi hayat canlılık getirir. Bunun adı iştir.İş varsa işçi de vardır.Ve toplumda cebinde parası olan kesimin makası pozitif açılma yapar. Evine ekmek götürebilenlerin yüzdesi artmaktadır. Gülemeye başlayan yüzlerin sayısıda artmıştır. Geceleri insanlanlar ertesi gün gidecek bir işleri olmasının verdiği huzurla uykuya dalarlar. Agresif aile ve toplum yerini daha sakin hayatın yaşanabilir bir yer olduğuna inanmaya başlayan insan topluluğuna dönüştürmeye başlamıştır. Bu fotoraf kesin mükemmel bir resim değildir. İyi nin en kötüsüdür. İyi bir başlangıcının umududur. Sıfır dan hiçlikten iyidir. Eğitimli eğitimsiz aşağı yukarı porte ve şartlar aynıdır. Ayrıca yapacak bir işiniz yoksa sizden kötüsüde yoktur. Malesef hayatında simit dahi satmamış ekonomist proflar doçentler bol ünvanlı hocalar gerek tv de gerekse medya da bol bol ahkam keserler. Bu beyler büyük ihtimalle kaldırımların tozunu çamurunu çiğneyerek ana baba imkanlarıyla güç bela tamalayabildikleri eğitimin çay simit günlerini unutmuş gibidirler. Onlara göre ortada bir pasta vardır her türlü damak tadı ve zevki ile donanmış ve vatandaşta potansiyel sabıkalıdır hep bu pastayı kemirmekte ve devlette denen bir türlü doymayan sisteme ihanet etmektedir. Ve cezalandırılıp gözü korkutulmalıdır.Hatta hayatının karartılması pahasına.

Öncelikle enflasyonun olmadığı hatta devamlı sıfır olduğu yer mezarlıktır. Aynı zamanda orada hayattta yoktur. Bu sadece yaşamının hiç bir anında iki kaz bir tavuk gütmemiş zavallı kimselerin iddiasıdır. Onlar her vakit pantolon paçalarının paçalarına çamur değmesin cinsinden kimselerdir.
 
İki lafın başınada Avrupa şöyle yapıyor yoksa neder tekerlemsini temcit pilavi getirenlerin bilinç altı kurgulaması hatta kolaycı  kötü kopyacı beceriksiz yakıştırmasıdır. Üretemeyen, bir köşede pusuya yatıp kopya yı ortaya atandır. Nedir Avrupa Müktesabatı üye ülkeler arasında seyehat özgürlüğü. Sermaye ve emek dolaşım serbestisi. Yani bir Türk gezip tozma, yatırım yapıp iş kurma veya istediği Avrupa ülkesinin herhangi birinde serbestçe çalışabilmehakkına haiz olmalıydı. Pratik gerçek öylemidir.Kesinlikle hayır. Demek yazılı şartları bugün bile tanımayan kötü bir niyet vardır. Kötü bir örnek.
 
Ekonomisi çökmüştür. Euro bölgesi domino etkisi sürmektedir. Sürmeye devam edecek görünmektedir. Temel sebelerinden birisi çoğu sömürgeci sisitemlerden gelmektedirler başka başka ülkeleri bir inek misali sağmaya alışmış düzen zahmetsiz gelir kaynaklarıydı. Kene gibi yapıştıları toplumlar birer birer kopyukça kaynak tükenmeye başlamış kısaca deniz bitmiştir. Almanya dışında üertim bantları zayıftır. Onun şansıda Sovyet demirperdesi burnun dibindeydi ve kominst istilasına karşı oraya finansal kolaylıklar yapılmış ve ll dünya savaşında zarar gören sanayi alt yapısı canlanmıştır. Kendi becereleri de dahil olunca başarı gelmiştir. Ne tesadüf çalışacak iş gücünün çoğunluğunu dürüst azimli Türk iş gücü oluşturmaktadır.
 
1685 yılında ll Viyana kuşatmasından sonra  Kahlenberg tepelerinden Türkler adına başlayan bozgunu takiben aralarında Türklere karşı yazılı olmasada elbirliği ile duvar örmüşlerdir. Bu duvarın arkası Türklere yasaktır.
 
Biz asla kavuşamayacağız ya da içinde olamayacağımız bir rüyayı göremiyoruz bile. Kimsenin de hakkını yemeyelim kendi içilerinde tutarlı dırlar.Kendi vatandaşlarının rahatı ve haklarına her zaman saygıları vardır. Ve tüm çalışmaşlarının odak noktası insan merkezlidir. Sorumluk sahibi dirler. Bize komik gelen sebeblerden politikacılar ansızın siyasi hayatına son verebilecek kadar da cesurdurlar.
 
Tavuk varsa yumurtada vardır. Yumurta için yemlemek gerekir. Kümesi temizleyip hijyenik olmasına özen göstermek gerekir.İnsan gibi tavukta günün gece hariç belli zamanlarında yem ihtiyacı giderilmelidir bakım yaparken insanın üstü başı pislenip kokabilir. Hatta tavuk gübresi oranıza buranızada  bulaşmış olabilir. Ayrıca 1000 TL değerinde tavuk sürünüz var. Nazik bir hayvandır tavuk vebasına sürünüzü her an elinizden alabilir. Paranız kaybolabilir. Zarar edebilirsiniz. Ya da olmayabilir. Bunun adı risktir. Riski ve beraberindeki sıkıntıyı göze almassınız yumurtanız olmaz
 
Simit, sabahın erken saatlerinde iş servislerinin ortada gezinmesiyle kaldırımda köşe başında ilgili noktada hazır bulunması gerekir. Önce fırın iyi bir fırın günde ne kadar simit satılabiliniyorsa o kadarlık sermaye simit arabası da gerekir. Tekrlekli bir arabada 1000 -1500 TL ye temin edilebilir.Bunun adı seyyar satıcılıktır. Belediyeler belge yoksa izin vermez. Çoğuda belgesizdir. Karda kışta akşama kadar soğukta yağmurda bir orada bir burada dolaşıp duracaksız.. Her gün aynı satış olmayabilir. Birde zabıtalara içindeki mallarla arabayı kaptırmak var. Bu da bir risk. Her an tüm varlığınız elden gidebilir. Onca emek boşa  çıkabilir. Bunu göze almassanız akşam eve eli boş bir simit dahi alamadan gelirsiniz.
 
Bakkal lokanta burdan başlayıp sayabiliriz. Fabrikanın kapısına kadar gelebiliriz. Arsa, bina üretim parkı makineler, elektrik su kömür, kazan dairesi buhar, işçiler, işçi ücretleri, işletme sermeyasi, banka kredisi, teşvik, işçi sigorta primi, nakliye, pazarlama, tahsilat, batık müşteri, iç pazar dış pazar. Evde sıcak odada oturup gazete okumak herhangi bir kahvede tavla zarı atmak varken milyonlarca TL yi törenle kazma kürekle çimentoyla karıştırıp toprağa dökmek. Bu bir risktir. Hemde azımsanmayacak bir risk. Bugün biraz borç isteyin 1000 TL kadar. En iyi yaklaşan ne zaman geri vereceğini sorar normal olarak. Bana 1000000TL ver ancak  bankaya diyebilirsin. O da bin dereden bin su ister. Bir üretim için yatırım ve riski göğüsleme Çanakkale savaşında savaşmak kadar ulvi ve cesaret isteyen bir adımdır. Kim ne derse desin rahat uyku olan geceler sayılıdır. İş kazası her an kapı önünde nöbettedir. Ya da develasyon.Veya dünyayı sarsan çin seddi misali mali kriz.
 
Hong Kong Çine devredidiği günlerde asyanın değil dünyanın sayılı yükselen ekonomilerinden biriydi. Vergi nispetleri herkesime %3 ve ne iş yaparsan yap %3.Sadece uyuşturucu silah ticareti vs gibi yüzkızartıcı işer olmasın. Dünyanın sayılı finans merkezlerinde en önemlilerinden. Hala da öyle. Slogan basit, ya ihracat yada ölüm. Yaşamak istiyorsan satacaksın. Dünyanın bir yerine. Milyarlarca dolarlık dış satım geliri. Kimsede bu oranda vergi kaçırmıyor.
 
Gelir varsa vergi vardır. Kazanç mekanizmaları artarsa üretim mekanizmaları çoğalırsa gelir tahsilatı doğal olarak artmış olur. Yeni doğan berbeğin zahmeti yürüp konuşmaya başlayıncaya kadardır. Üreten bir mekanizmanın zahmeti hayat bulduğu sürüce çarklar dönebildiğince sürer. Kapının kilitlenmesi sadece sahibini başına yıkılan bir duvar değil orada çalışan herkesin hanesine çöken karasaban veya karanlık işsiz aşsız sefalet günlerinin başlagıcıdır. Bu müesseseler bir bebek ihtimamına  muhtaçtırlar. Orada çakılı her çivi emek zahmet alınteri herkesin ortak geleceğidir. Vergi tahsilatı bekleyen hoyrat süt sağıcısı gibi değil güler yüzlü yapıcı hatta kurtarcı fedakar hoş görü penceresinden bakmak zorunlu olmalıdır.
 
Şimdi asmaya kesmeye cezaya meraklı büroklatlara soruyorum. Devlet maaşlarını öderken vergilerini peşinen kesiyor. 1000 TL maaş veriyorsa 200TL vergiyse bunu yatırmıyor. 800 TL keş veriyor. Tüm memur arkadaşlara net ödeme yapsa kesintisiz herkes kendi vergi matrahını kendi yatırsa. Aylıkta değil yıllık. Eminimki zamanı geldiğinde herkes bu meblağı denklemekte zorlanacak. Taksitlerinde aksmalar olacak. Derler ya bekar hanım  boşamak kolaydır. Hayatında bir gün dahi eve ekmek götürme gayilesi yaşamamış kimselerin fetva verir gibi tavırlar takınması çözüm değil. Japon mucizesi anlatılıyor. İşçiyle işvereni arasında yazılı olmayan bir mutabakat var. İşveren hiç bir surette çalışanın işine son vermiyor. İşçide yarınlarına işssizlik korkusuyla uyanmıyor ve her sabah kendi işyerine gelir gibi geliyor ve işine dört elle sarılıyor. Olabilecek en büyük azim ve eforla gayreti esirgemiyor.
 
Mutlaka üç kağıt ve düzenbazlık kötü niyet her kesimde var. Kimse sütten çıkmış ak kaşıktır diye bir iddiamızda yok. Lakin Türk insanı müteşebistir. Girişimci ruhunu dünyanın her yanında sergilemekterdir. İşçi olarak gittiği  Almanyada bugün en az 100bin Türk iş yeri var. Devletten beklemeyi sevmeyen kendi yağımızla kavrulan bir toplumuz. Yağın ısısnı makulde tutarsak ekonomik refah yaygınlaşabilir.
 
Kümesteki tavukları artırdığımız ölçüde yumurtaların sayısı artar. Tavuk yoksa yumurta da olamayacaktır. Avrupa mali iyileştirme protokolüne imza koyarken eldeki yumurtalardan olmamaya özen gösterelim.
 
Bir devlet aynı zamanda doğal kaynaklarınıda hayata çeçirmek zorundadır. Halkın cebinden günü kurtamaya çalışarak sonunda bünyenin tıkanmasına paranın tuvalet kağıdaına dönmesine yol açar. TL nin simgesini şekil vermek olabilir onun değerli kılan eldeki kalıcı kıymetlerdir. Kömür petrol sanayi gibi tüm bunların lokomatifi Petroldür. Devletin eli güçlenir refah elle tutulur gözle görülür biçimde eşık atlar. Birde para basmayla ilgi kötü bir anlayış var kendi parasını basmabilme insiyatifi bir ülkenin bağımsızlığımın da göstergesidir. Aynı zamanda dış borç sarmalına dolanmamaya yönelik bir enstürümandır. En azından komşu ülkelerle alış verişte milli bankonatlar takası uygulaması esasını hayat geçirebilelim.
 
Son söz kümesteki tavuklar bizimdir vatandaşta potansiyel düşman değildir.
 
Toplam blog
: 2
: 228
Kayıt tarihi
: 11.02.12
 
 

Merhaba içinde yaşadığımız dünyada misafiriz. Sıfırdan başlayan ve sıfır noktasında bitecek bir z..