Yunan ordusu, İzmir’e sirtaki oynamaya mı gelmişti!?

Artık insana; “Bu kadarına da pes doğrusu!” dedirten gelişmeler oluyor bu ülkede… Hiç de hayra alâmet işler değil bu gelişmeler! İşte bunlardan biri de, Yüce Meclis’in çatısı altında yaşandı…

TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nda konuşan AKP Ordu Milletvekili ve İnkılâp Tarihi Doktoru olan İhsan Şener şöyle demiş:

“…Şimdi bu süreçle ilgili başka şeyler de var. Belki bunlar tartışılacak, ama mesela; Yunan tarihinde bir ‘Ege Savaşı’ yok. Bunu biliyor musunuz? Yunan tarihinde Ege’de Türklerle bir savaş yok. Bizim tarihimizin ise en önemli savaşlarından biri, Yunanlılara karşı verilmiş olan savaş gösterilir. Biz milli güvenlik akademisindeyken oralardaki şehitlikleri dolaştık. Bütün şehitlikler temsili. Burada Ankara Hükümeti’nin meşruiyetiyle bazı şeyler yapılmış bu süreç içinde, bazı şeyler. O zamanki İngiliz sefirinin telgrafları var, İngiltere’ye çektiği telgraflar. Bunlar bütünleştiği zaman tartışacağımız şeyler çıkıyor…” (Kaynak: 30 Kasım 2011/ İlk Kurşun Gazetesi.)

Yunan tarihinde tabii ki yer vermezler bu savaşlara. İşgalciler, Anadolu’da bir ton dayak yiyip de gidenler, bu hezimetten çocuklarına bahsederler mi hiç? Bunu siz ve sizin gibiler nasıl düşünmezsiniz? Şimdi gel de, bizim deli Orhan Veli şiirlerini anımsama… Ne diyordu “Vatan İçin” şiirinde: “Neler yapmadık şu vatan için/ Kimimiz öldük/ Kimimiz nutuk söyledik…”

Başka ne demiş? “Birdenbire” şiirinde: “Her şey birdenbire oldu/ Birdenbire vurdu gün ışığı yere/ Gökyüzü birdenbire oldu/ Mavi birdenbire/ Her şey birdenbire oldu/ Birdenbire tütmeye başladı duman topraktan/ Filiz birdenbire oldu/ Tomurcuk birdenbire/ Yemiş birdenbire oldu…” demiş.

Bu ülke de birdenbire, durduk yerde mi kuruldu? Osmanlının mührü, Atatürk'e altın tepsi içinde mi sunuldu?

Merhum Orhan Veli’nin affına sığınarak, şiiri bugüne uyarlayarak; “Birdenbire inkılâp tarihi doktoru oldu İhsan Şener/ AKP Vekili oldu birdenbire/ Komisyon üyesi de oldu/ Saçmalamaya başladı birdenbire…” desek, ayıp kaçar mı acaba?

Atatürk ve arkadaşlarının kurup, ‘Kurtuluş Savaşı’nı oradan yönettikleri TBMM’de, şimdi kimler var bir bilseniz? Ne acıdır ki, İnkılâp Tarihi Doktoru da olan, ama aldığı eğitimden nasibini alamadığı anlaşılan bu kişiye sormak isteriz;

- Madem Yunanlılarla bir Ege Savaşı olmadı, 15 Mayıs 1919’da Yunan Ordusu İzmir’e Sirtaki oynamaya mı, yoksa turistik seyahate mi gelmişti?

- Gazeteci Hasan Tahsin Kordon’da gezinirken, işgal kuvvetinin başındaki subaya sattığı bir “Hukuk-u Beşer (İnsan Hakları) Gazetesi” parası olan 7 kuruşu alamadığı için mi onu vurmuştu?

- Sevr Antlaşması, işgalcilerle Padişah arasındaki bir ‘tütün mamulleri satış sözleşmesi’ miydi?

- İşgalci devletlere Lozan Üniversitesi’ndeki bu antlaşmayı 24 Temmuz 1923’te imzalatan İsmet İnönü; bu barış ve yeni ülkenin tanınması metnini, bir savaş başarısı sonrasında mı, yoksa bir ‘hokus - pokus’la hipnoz ederek mi imzalatmıştı?

- Çanakkale ve Kurtuluş Savaşları olmadıysa, o günlerde askere alınan dedelerimiz niye geri dönmediler, onları Kaptan Körk emrindeki uzaylılar mı alıp götürdüler?

- Bu savaşlar olmadı ise; bunca şair, yazar ve bestekâr, durduk yerde mi bu ‘Kurtuluş’ ve tarih eserlerini yazdılar? Mehmet Akif, Halide Edip, Cahit Kulebi, Fazıl Hüsnü, Nazım Hikmet, İlber Ortaylı, Yusuf Halaçoğlu, Murat Bardakçı ve diğerleri bizi uyuttular mı yani?

Bu İnkılâp Tarihi Doktoru insanımıza kızmaya, cevap yetiştirmeye veya celallenmeye hiç lüzum yok dostlar. Yakınlarından biri bir iyilik yapsın, bir doktora götürsün bu biçareyi, bu ona yeter…

5 Aralık 2011/ Sakin KOŞAR.