Yunanistan, İspanya ve Portekiz'deki ekonomik kriz, önce bizi vurdu!

Bildiğiniz gibi AB’nin yumuşak karnı olarak gösterilen ve her an batabilecekleri söylenen Yunanistan, Portekiz ve İspanya, AB ekonomisini sarsmaya devam ediyor.

Yunanistan’da alınan önlemler, halkı ayaklandırıyor. Bizde ondan çok daha sert önlemler alınmasına rağmen, bizim halkımız sesini soluğunu çıkarmayıp, ‘kriz bizi teğet geçecek’ söyleminden asla vazgeçmeyen AKP iktidarına desteğini sürdürüyor.

AB ülkeleri bir yandan Yunanistan’ı kurtarmaya çalışırken, öbür yandan Portekiz ve İspanya’nın durumu, AB ülkelerini endişelendiriyor. Nasıl endişelendirmesin ki? AB ülkelerinin içinde ekonomisi sağlam kaç ülke var? Almanya, Fransa, İtalya gibi güçlü ve büyük ekonomiler, bu kadar kalabalık ülkeler topluluğunun yükünü sırtlayabilirler mi?

Yunanistan'la ilgili gelişmeler, İspanya ve Portekiz'le ilgili korku, Avrupa para birimi Euro'nun belini büküyor. Euro, 1, 3112 dolara gerileyerek, dolar karşısında son bir yılın en düşük seviyesine inerken, geçen hafta sonu Yunanistan'ı kurtarma paketi konusunda hükümetlerin anlaşmaya varmasına rağmen, Avrupa'nın tek para biriminin geleceğine ilişkin kaygılar nedeniyle Euro, Avrupa para piyasalarında dolar karşısında gerilemeye devam ediyor.

AB ülkelerinde yaşanan bu olumsuzluklar, elbette bizi de fazlasıyla etkileyecek. Avrupa nezle olmadan, biz burada hapşırmaya başlıyoruz. İşte bu hapşırmanın ilk işaretleri! Dolar TL karşısında 1.51 TL seviyelerine yaklaşırken Euro ise 1.9674 TL seviyelerine geriledi. Aslına bakacak olursak, Avrupa’dan ithal edilen mal fiyatlarının düşmesi gerekir. Ancak bırakın düşmeyi, bu karmaşada biraz daha artıyor.

Biz bir zamanlar 70 Cente muhtaçken, üç paraya IMF’ye el açarken, AB ülkeleri tek kalemde Yunanistan'a 110 milyar Euro büyüklüğünde bir kredi paketi sunup, ülkeyi kurtarmaya çalışıyor. Bu verilen destek Yunanistan’da kişi başına 13.750 Euro para demektir.

Şimdi Avrupa ekonomik çevrelerinde tartışılan konu, Yunanistan’a verilen desteğin amacı, Almanya ve Fransa’nın Yunanistan’dan olan alacaklarını alabilmesi için mi? Avrupa'da borç sorunları gündemden düşmüyor, düşmez de! Bu olaylarla birlikte, Yunanistan, Portekiz, İspanya ve İtalya'nın tahvil faizleri yükselirken, borsalarda satışların hızlanması, Euro'nun değer kaybına devam edeceği anlamı taşıyor.

Avrupa borsaları bu durumdan etkilenmeye başladı bile. Atina, Lizbon ve Madrid borsalarında yüzde 2-3 düşüş yaşanırken, bizde daha da beteri yaşanmaya başladı.

AB kaynaklı yeni krizle birlikte, bizim finansal çevrelerde de bir panik başladı. Bugün tek hareketlilik dolarda yaşanmıyor. Borsada da büyük bir çöküş gerçekleşti. İMKB-100 endeksi yüzde 2.4'e yakın düşüşle 1400 puanı aşan bir şekilde düştü ve 57 bin puanın altına indi. Aynı gün hem Anayasa değişikliği ile ilgili olarak Meclis'te yaşanan gerilim ve Euro Bölgesi'nde yaşanan güvensizlik bir araya gelince ister istemez kafalarda oluşan en önemli soru işareti, "Acaba borsada çöküşün sebebi hangisi?" oldu.

Şimdi akıllara takılan; Yunanistan kurtarılmasına rağmen Avrupa'da daha büyük ülkelerde çöküş mü bekleniyor? Anayasa tartışmaları, siyasetin piyasalar üzerinde risk yaratmaya başlamasına mı neden oluyor? Yeni bir kriz kapıya kadar gelmişken, önlem alma yerine Anayasa değişiklik paketi ve Hitler tartışmaları ne kadar doğru?

Enflasyon rakamlarının tekrar çift hanelere ulaşması konusunda iktidar kanadından hala bir ses yok. Şimdi moda Anayasa değişiklik paketinin 8. maddesinde verilen firelerin kimlerden olduğu yönünde toto oynamak! Oysa vatandaş krizin biri çıkmadan birine girip, elinde avucunda kalmayanla idare etmeye çalışırken, daha derin bir krizin halk üzerindeki olumsuz etkileri ne olacak?

Birde borsa’da oynayanlar var. Bu oyunda zararı gören, her zaman olduğu gibi küçük yatırımcı oluyor. Yunanistan, İspanya, Portekiz, AB ülkeleri derken, yeni bir krizin ayak sesleri duyulur gibi…