Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Ağustos '10

 
Kategori
Tarih
 

Yunanistan’ın Lozan borcu

Yunanistan’ın Lozan borcu
 

TÜRK-YUNAN


Lozan antlaşması ile ilgili veya ilgisiz birçok şey söylenir, ortaya atılır. Öğrencilerimiz bile hep sorar konu geldiğinde: Lozan’ın gizlenen kısımları var mı? Adaların hepsi neden verildi? Madenlerin işletilmesi ile ilgili gizli maddeler var mı?

Günümüz penceresinden geçmişe bakmak!

Lozan Antlaşması ile ilgili mevcut konularda bile şaşırtıcı şeyler oluyor bazen. Örneğin; Yunanistan’ın bize ödemekle yükümlü olduğu savaş tazminatı. Meğer bu TAZMİNAT değil TAMİRAT borcu olarak geçiyormuş. Okuyunca vay be dedirtti. Demek ki derslerde yanlış bilgi veriyormuşuz. Tazminat yok. Tamirat borcu var.

Bu kelime oyununu çok yapıyorlar bu Avrupalılar. Bir kelime ile bir ülkenin kaderini belirleyebiliyorlar bazen. Şu İngiliz ve Fransızlar var ya! (Lozan’ın başaktörleri) Bu adamlar dünya tarihini, insanlığı karıştırıp çekildiler şimdi.(Şimdi ABD var, karıştıran) Onların bozuk sisteminden bugünün dünyasına birçok sorun kaldı hala çözümlenemeyen.

Yunanlıları 1 liraya bile tazminata mahkum ettirsek tüm dünya önünde suçlu konumuna düşeceklerdi. Ama tazminat yerine tamirat borcu ile tüm yaptıkları suçlardan da kurtulmuş oldular güya.

Yunanistan, Kurtuluş savaşı döneminde Anadolu’da yaptığı tahribattan dolayı 4 milyar frank ödemeye mahkum ediliyor. 4 milyar frank. Miktarın büyüklüğünü şöyle daha iyi anlayabiliriz. Türkiye’nin Osmanlıdan kalan ödemeye mahkum edildiği tutar 962 milyon frank. Yani Yunanistan’ın bize olan tamirat borcunun dörtte biri. Türkiye bu borcu 1950’lere kadar taksitlendirerek ancak ödeyebildi. Peki Yunanistan bize olan borcunu ödedi mi? Hayır! Bizimkiler bağışladı. Paraları yok diye. Biz de çoktu ya!.

Borçlarının karşılığı olarak Karaağaç bölgesini bize verdiler. Diye biliyoruz. Valla bilemiyorum. Lozan bu! Her an yeni şeyler ortaya çıkabilir.

Kelime oyunu konusunda bir de Ermeni olayına değinmeden olmaz valla.Her yıl yaşadığımız klasik bir olay var. ABD başkanı “soykırım” diyecek mi demiyecek mi! Derse şöyle olur, demesse böyle olur diye birçok tez ortaya atarız ya. Garibim Başkan iki tarafa da mavi boncuk dağıtır. Ne şiş yanar ne kebap misali. İki tarafta tatmin olmaz. Her sene aynı soytarılık yaşanır.

Kelimeler çok önemli. Sözde “ermeni soykırımı” meselesini gerçekte “ermeni soytarılığı” meselesine dönüştürmek gerçek tarihin bir görevi olacak. İleride bunun olacağına inanıyorum. Hadi hayırlı olsun. ABD’de yaşayan Ermeniler bize tazminat davası da açtılar. 1915 dönemi olaylarının hesabını soracaklar. Taşınır taşınmaz kaybettikleri mallarının hesabını soracaklar. Bu ne pişkinliktir.

Tarihte olan olayların hesabı sorulacak olsa, yandı bu dünya, yandı bu insanlık. Buna çanak tutan Batılılar aynaya bakıp bir kere daha düşünmeli.

 
Toplam blog
: 152
: 10713
Kayıt tarihi
: 16.08.07
 
 

TARİH ÖĞRETMENİ MEB DENİZLİ  AĞRI AFYON  ..