Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '15

 
Kategori
Öykü
 

Yunus Emre Kimdir?

 
Bir büyük zatdır bilindiği üzere Yunus Emre. Neden mi adı Emre?
 
Aşıktı Yunus. Hak’ka aşık bir eren.Bu yüzden ona Emre denmişti, tıpkı hocası Taptuk Emre gibi...
14. yüzyılın ilk çeğreğinde yaşadığı bilinmekte. Lakin ben bu yazımda onun hayatından çok bahsetmeyeceğim zira internetten yeteri kadar bu tür bilgilere erişebilirsiniz. Anlatmak istediğim birbirine bağlı iki kıssa. Var oluşun kaynağını sorgulayan daha sonra Allah aşkı ile yanıp bu günlere kadar şiirleri ve hikayeleri ulaşan Yunus Hakkında...
 
Çogu insanın bildiği üzere Yunus Emre ‘nin hocası Tapduk Emre’dir. Yunus’da hocası Taptuk Emre’nin yolundan gitmeye karar vermiştir. ( Acaba kendi kararı mıdır ? )
 
Uzun yıllar hocasının derslerinde bulunmuş , tam bir Hak dostu , aşığı olmuştur. Günlerden bir gün – e insanoğlunu nefis bırakmaz- Yunus , kendinin artık Taptuk Emre’ye ihtiyacının kalmadığını düşünerek , dergahtan ayrılıp kendi yolunu çizmeye karar verir. Bir rivayete göre de hocasına yük olmak istememiştir. 
 
Dergahtan ayrılan Yunus, yollara revan olur. Uzunca bir müddet yol aldıktan sonra üç kişilik derviş taifesi ile karşılaşır. Onlarla sohbet eder, akşam olur.
 
Karınları iyice acıkmıştır. Dervişlerden biri ‘ dua edelim de Yaradan bize sofra göndersin ‘ der. Sırayla önce birinci derviş dua eder , gökten bir sofra gelir. İkinci derviş dua eder, gökten yine bir sofra gelir. Üçüncüde de aynı hadise vuku bulur ve sıra Yunus a gelir. Yunus , ellerini yüzüne kapar mahçup bir şekilde duasını eder. Bir de bakarlar ki gökten dört sofra inmiş. Hayretler içinde kalan dervişler Yunus’a ‘ sen ne dua ettin de bize birer sana dört sofra indi? ’ diye sorarlar. Yunus şöyle der:
‘Ben Rabbime şöyle niyaz ettim. Allahım , bu üç kulun kimi vesile ederek dua ettilerse O nun hatırına bana da sofa gönder.Peki derviş kardeşlerim siz kimi vesile ettiniz ?’
 
Dervişler: 
‘Biz Yunus Emre diye bir zat duyduk , O nu vesile ettik.’
 
Bunu üzerine Yunus ağlayarak Taptuk Emre nin huzuruna koşar , ancak hocasını kırmış ve üzmüş olduğunu düşünerek degahtan girmeye çekinir çünkü haber vermeden edebe aykırı bir şekilde gitmiştir , fakat farkındadır ki bu mertebeye hocası sayesinde gelmiştir.
 
Hocası Taptuk Emre’nin gözleri amadır, göremez. Hocasının eşi ile kapıda karşılaşan Yunus ne yapacağını sorar.
 
Hanım şöyle cevap verir:
‘Birazdan hocan namaz için avluya çıkacak , kapının eşiğine yat. Asasıyla sana dokunan hocan kim bu? diyecek . Ben de Yunus diyeceğm. Eğer ‘Hangi Yunus? derse sana kırgındır. Uzaklaş. Yok eğer ‘Bizim Yunus mu?’ derse kalk eline sarıl .
 
Yunus aynen eşiğe yatar ve Taptuk Emre eşikten geçerken asasıyla Yunus’a dokunur. ‘Kim bu ?’ der. Eşi: Yunus diye cevap verir. Bunun üzerine hocası ‘Bizim Yunus mu ?’ deyince ağlayarak Yunus, hocasının ellerine sarılır ve dergahı terk etmemesi gerekiğini , pişman olduğunu anlatır.
İşte böyle harikalarla dolu bir yoldur tasavvuf.
Hem de Alice ‘in harikaları gibi uydurma değil.
Nice Yunuslar vardır halk arasında. Onlar zahirde yani görünüşte halk, özde Hak ile bereberlerdir. Çoğumuz bilmeyiz anlamayız onların vasıflarını. Ne diyelim?
 
Karşılaşmak ümidiyle...
 
Ayşegül Lanen Nurcan
 
 
 
Toplam blog
: 5
: 133
Kayıt tarihi
: 26.11.15
 
 

Ayşegül Nurcan ..