Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ocak '14

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Yunus Emre türbesi, viranlık halde!

Yunus Emre türbesi, viranlık halde!
 

yunus Emre türbesi


Bir bahçeye giremezsen, durup seyran eyleme.

Bir gönül yapamazsan, yıkıp viran eyleme.

Yunus Emre böyle demiş, onun viran mezarını ziyaret ettiğimde bu sözleri aklıma gelmedi dersem yalan söylemiş olurum. Ben bir köy mezarlığında, demir kafes içinde mezar olduğu daha anlaşılmayan köylülerin ve yol kenarındaki sarı tabelanın yazdığı Yunus Emre türbesinde sinirimden, üzüntümden ağlayacak halde dualarımı okurken düşündüm. Böyle bir şey olamazdı!

 

O sözlerinde azamet aramamış, gösteriş hiç istememiş;

Dervişlik dedikleri, hırka ile taç değil.

Gönlün derviş eyleyen hırkaya muhtaç değil.

 

Büyüğe hürmet etmek gerekir, insana saygı duyulmalı. Yunus Emre adı çok önemlidir. Onu dünya bilir. Öyleki; UNESCO 1991 yılını yunus Emre’nin doğumunun 750. Yılı olarak anmıştır.

 

Yunus Emre demişki:
Biz gelmedik dava için, Bizim işimiz sevda için,

Dostun evi gönüllerdir, Gönüller yapmaya geldik.
Yunus Emre’nin gönlünün ne olduğu; Yunus Emre dediğimizde hepimiz biliriz.

 

Bir çok defalar; Antalya’dan İstanbul’a giderken yol kenarında Yunus Emre türbesi yazısını okumuşumdur. Her defasında; hay Allah geçtim, keşke daha önce fark etseydim, bu büyük adamı Türk İslam Düşünürü olarak kabul edilmiş, mutasavvıf, filozof şahsın türbesini ziyaret etmeyi, dualar okumayı en çokda onun olduğu yerdeki enerjiyi hissetmeyi demişimdir. Ne çare! Bir türlü kısmet olmamıştır.

Hoş Yunus Emre türbesinin bir çok yerde olduğu yazılı.  Eskişehir'in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy;Karaman'da Yunus Emre Camii avlusu;Bursa; Aksaray ile Kırşehir arası;Manisa; Kulaile Salihliarasında Emre Sultan köyü;Erzurum, Duzcuköyü; Isparta'nın Gönen ilçesi; Afyon'un Sandıklı ilçesi;Sivasyakınında bir yol üstü. Tokat'ın Niksar ilçesi…

Anadolu’da türkçe şiirin öncesi olan Yunus Emre’nin mezarı her nerede olur ise ziyaret etmek gerekli diye düşünürüm.  Benim için ayrıca da önemli bir yeri vardır Yunus Emre’nin! Ben orta okulda bütün velilerin önünde ve sahnede onun bir şiirini okumuştum.

Ben yürürem yane yane
Aşk boyadı beni kane
Ne akilem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi

Çok heyecanlı olduğumu, biraz korku, biraz da kalabalığın karşısında şiir okumak!  Düşünün ne kadar heyecanlandırdı ise beni; ağlayarak okumuştum o muhteşem şiiri. Bütün salon alkış sesleri ile dolmuştu. Ben bravo sözleri ile gözlerimi açmış, unuttuğum sahnede oluşumu hatırlamıştım.

 

Yunus Emre demişki:

Sabah mezarlığa vardım, baktım herkes ölmüş yatar, her biri çâresiz olup, ömrünü yitirmiş yatar.

 

Bende aynen böyle bir manzara ile karşılaştım. Yol kenarında Yunus Emre türbesi diyor o kadar. Ondan sonrası muamma. Çünkü başka tabela yok. Nereye gideceksiniz belli değil. Dar ve çok kötü olan yollarda ilerliyorsunuz. İki taraf boş, ne in ne cin. Yılmak yok devam. Devamda nereye kadar! Bayağı bir gittikten sonra birine rastlamak büyük şans! Yunus Emre türbesi nerede? Gidin gidin köyü de geçin mezarlığın içinde. Tamam yine gidiyorsunuz. Bazen küçük köy yollarında da rastanabilecek olan üç yol ağzında karar vermek iç güdünüze kalmış bir şey. Çünkü köylü gidin gidin köyü geçin mezarlıkta demişti. Git – git. Netice birkaç kişi daha tesadüfen bulunan! Sonra köy! Ardından çok kötü olan bir yol. Ağaçlar var çevresinde ama sessiz, in cin misali. Biraz ürpermedim demek gerçekten yalan olur. Yine git git.

Beklediğiniz şöyle Yunus Emre’ye yakışır bir türbe. Ardından bir mezarlık ve hemen yanında tel bir kafes içinde yatan veya yattığı düşünülen; sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insan Yunus Emre’nin mezarı! Yanında heybetli bir tabela:

ANTALYA KÜLTÜR VARLIKLARINI KORUMA BÖLGE KURULU’nun hazırladığı tabela. Bir tarafta temsili Yunus Emre resmi bir tarafta bilir kişilerin Yunus Emre’nin mezarının burada olabileceği hakkındaki sözleri. Yani!

Yunus Emre’nin türbesi mi? Emin değiliz. Emin değilsiniz ama yol kenarına Yunus Emre Türbesi diye yazmışsınız. Hoş ondan sonrada size kalmış, köy yolarında kaybolmak gitmek ve bulmak! Bu onların derdi değil. Bir iki küçük tabela olsa belki birilerinin işine yarar endişesi olmuş herhalde! Bende olsam koymam, gidip görmelerini istemem!

Orada emin olamasanız bile Yunus Emre yatıyor. Tam emin olmaya ne gerek var. Böyle güzel değil, böyle şık değil. Benim üzerinde durduğum, Antalya Antalya diye her yerde övünerek söylediğim memleketim size hiç yakışmadı.

Gerçekten yakışmadı.

Gülerler bize inanın gülerler. UNESCO Yunus Emre’yi biliyor, UNESCO’nun bildiğini turistlerde bilir. Yol kenarından benim gibi geçerken dönmek ve gelmek isterler!

Ben bir dahaki Antalya’ya gidişimde, bu konu ile ilgili mercilere müracaat edeceğim yada Antalya’da başarılı gazeteci arkadaşım Hasan Yavaşlar’dan rica edeceğim.  Bu konu üzerinde benim yerime görüşmeler yapsın isteyeceğim. En azından köy yollarında kaybolmamak için bir iki tebale! Kafes gibi olan yerin ve mezara benzemeyen türbenin bir daha elden geçmesini sağlamak için bazı yerlere müracaat!

 

Lütfen bize yakışmıyor, Antalya’ya yakışmıyor hele hele de Yunus Emre’ye hiç yakışmıyor.

Yunus Emre’nin şu sözlerini okuyup geçmeyelim lütfen. Bence birkaç kez okuyup, sonrasında da ciddi olarak düşünelim. Ne demek istemiş!

 

Elif okuduk ötürü Pazar eyledik götürü Yaratılmışı hoş gördük Yaratandan ötürü.

Bizlerin gönlü onun kadar zengin değil ki!

 

 

Nazan Şara Şatana

 


 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....