Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '08

 
Kategori
Felsefe
 

Yunus Emre

Yunus Emre
 

“Ben gelmedim davi için

Benim işim sevi için

Dostun evi gönüllerdir

Gönüller yapmaya geldim.” Yunus Emre

Yunus Emre 1240 – 1321 yılları arasında Anadolu'da yaşamış, mutasavvıf bir Türk şairi ve düşünürüdür. 13.yy'ın ikinci yarısı, Batıni görüşlerin yoğun bir şekilde yayılmaya başladığı bir zaman dilimidir. Yunus Emre, Allah sevgisini, aşk ve güzel ahlakla ilgili düşüncelerini, kitlenin dogmatik düşünce yapısına karşı, herkesin anlayabileceği biçimde içtenlikle paylaşmıştır. Anadolu hoşgörüsü ve tasavvufu, Mevlâna, Hacı Bektaşi Veli ve Yunus Emre ile o dönemde ışık saçmıştır. Yunus Emre, bir hümanisttir. O, hiçbir ayırım yapmadan insanları sever. Dar görüşlülüğün, dogma ve taassubun karşısındadır. Yunus Emre, bütün insanlar arasında kardeşlik bağlarının gelişmesinin gerekliliğini vurgular. Mevlâna ve Hacı Bektaşi Veli’nin başlattığı aydınlanmadan istifade eder ve ışığını bütün Anadolu’ya yayar. O, bir görev adamıdır. Yunus şöyle der:

“Ten fanidir, can ölmez

Gidenler geri gelmez

Ölür ise ten ölür

Canlar ölesi değil.”

"Dört kitabın mânâsın okudum hâsıl ettim; Aşka gelince gördüm, bir uzun hece imiş."

"Sen seni ne sanırsan,

Ayrıyı da onu san,

Dört kitabın manası

Budur, eğer var ise..."

Tamer Ayan bir çalışmasında şöyle diyor: “Yunus Emre’de Allah sevgisi mistik bir inanç değildir. Dost deyince sevilen varlık, gönülde kurulan Allah-İnsan-Evren Birliği’dir. Bu birlikten dolayı hoşgörü şarttır.” “Yaratılmışı hoş gördük, Yaratandan ötürü.” diyor Yunus. Ona göre sevgi hayatın ruhudur. Allah’ın zarfa değil öze baktığını bilen Yunus şöyle diyor: “Dervişlik dedikleri, Hırka ile taç değil. Gönlün derviş eyleyen, Hırkaya muhtaç değil.”

Tamer Ayan şöyle devam ediyor: “Yunus’a göre, elde tespih, dilde dua, her şeyden elini eteğini çekmiş insanlara yakıştırılan dervişlik, sonradan ortaya çıkan bir sapmadır. Bağnazlık ve körü körüne kaderciliği ortadan kaldırmak için çaba göstermek gerekmektedir.” Yunus Emre: “Peygamber yerine geçen hocalar, bu halkın başına zahmetli oldu” der ve şöyle devam eder:

“Çekil aradan,

Gelsin Yaradan.”

Yunus Emre'nin şiirlerindeki temalar; ilahi aşk, din, ahlak, tabiat, ölüm ve faniliktir. İlim bilmenin ve kendini bilmenin önemini yaşayarak kavramıştır. Öğrenilen ilmin amacı sırra ermek ve kendi benliğini öğrenmektir. Bu konuda şöyle der:

“İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir.

Sen kendin bilmezsen,

Ya nice okumaktır.

Beni bende deme, bende değilim

Bir ben vardır bende benden içeri.”

Tasavvuf erbaplarına göre Yunus Emre; insan sevgisinin, bütün milletlere bir gözle bakmanın, gönül kazanmanın yüceliğini şiir haline getirmiştir. İnsanın, Allah’ın yansıması olduğunu belirtmiştir. Allah sevgisi, insan sevgisi, evren sevgisi ve doğadaki bütün olaylar hakkında derin derin düşünmeyi kurtuluş için gerekli görmüştür.

Yunus, hoşgörü demektir. Yunus’un hoşgörüsü sevgiye, barışa ve saygıya dayanır. “Gönlü Allah’ın tahtı olarak görür. Tanrı’nın oraya bakacağını düşünür. Ona göre Kâmil insan başkalarına tepeden bakan değildir; paylaşan, seven ve gerektiğinde yardım edendir.” İnsan bu dünyada çalışıp üretmeli, gönüller kazanmalı, ışığını yaymalıdır.

“Cümleler doğrudur, sen doğru isen,

Doğruluk bulunmaz, sen eğri isen.”

İlahi aşktır onun aradığı; bu uzun yolculuğun sonunda birliğe kavuşmaktır. Anadolu’nun sevgi ve hoşgörü temsilcilerindendir. O, zamanının ötesindedir:

Yunus’u yine kendi mısraları ile bitirelim...


”Bende baktım bende gördüm benim ile bir olanı,
Suretime can olanı kim durur bildim ahi,
Ben bunda seyreder iken, acep sırra erdim ahi,
Bir siz dahi sizde görün, dostu bende gördüm ahi.”

“Mana evine daldık / Vücut seyrini bulduk

İki cihan seyrini / Cümle vücutta bulduk

Gece ile gündüzü / Gökte yedi yıldızı

Levhte yazılı sözü / Cümle vücutta bulduk.”

“Dür iş, kazan, ye, yedir / Bir gönül ele geçir

Yüz Kâbe’den yiğrektir / Bir gönül imareti

Bir kez gönül yıktın ise / Bu kıldığın namaz değil

Yetmiş iki millet dahi / Elin yüzün yumaz değil.”

“Gelin tanış olalım,

İşin kolay kılalım,

Sevelim sevilelim,

Dünya kimseye kalmaz.”

“Âlimler kitap yazar,

Karayı aka dizer,

Gönüllerde yazılı,

Bu kitabın sûresi.”

“Ölen hayvan imiş; âşıklar ölmez!“

“Ete kemiğe büründüm,
Yunus diye göründüm.”

Berk Yüksel

 
Toplam blog
: 242
: 32770
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

21 Aralık 1973, Ankara doğumludur. Lisans ve yüksek lisansını “İşletme” alanında yapmıştır. Araşt..