Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ağustos '07

 
Kategori
Aile
 

Yurdagül' ün nefreti..

Yurdagül' ün nefreti..
 

Yurdagül, 24 yaşında, evli ve 9 yaşında oğlu olan genç bir hanım. Çocukluğu büyük acılar içinde geçmiş. Babaları, başka bir hanıma aşık olduğu için, onları terketmiş. Yurdagül o zaman 6 yaşındaymış. Yurdagül'ün kendinden başka 3 tane daha kardeşi var.Yurdagül en küçükleri. Kardeşler, babaları evi terkettikten sonra anneleriyle beraber yaşamaya devam etmişler. Fakat Yurdagül'ün dedesi, ailenin başında bir erkek bulunması adına, annesini anlaşmalı bir evlilik yapması için ikna etmiş. Anlaşmalı olarak bulunan damat adayı ile sadece kağıt üzerinde evlilik yapılmış. Yurdagül'ün annesi ve üvey babası beraberce çalışmaya başlamışlar. Karı, koca, bütün bir gün içerisinde, dört ayrı işte birden çalışıyorlarmış. Bu arada Yurdagül'ün babası aşık olduğu hanımla evlenmiş. Annesinin gözyaşları hiç dinmemiş, terkedilmeyi ve dört çocukla yapayalnız kalmayı, hiç bir zaman gururuna yedirememiş, belkide bu nedenden dolayıdır ki, Yurdagül'ün dedesinin annesine yaptığı bu anlaşmalı evlilik teklifini annesi hemen kabul etmiş. Anlaşmalı evlilik; akşamları ayrı evlerde yaşayan, fakat gün içerisinde beraberce para kazanmak adına birbirlerine can yoldaşlığı yaparak, dört çocukla dul kalan bir bayana sahip çıkmak anlamında yapılan bir evlilikmiş. Bu evlilik herkesin işine gelmiş, neticede bir yanda çocuklarının psikolojisinin bozulmasını istemeyen ve kendisini terk edip giden eşinin hala yasını tutan üzüntülü bir hanım, öte yandan araya hatırlı kişilerin girmesiyle evlilik yapmaya ikna edilmiş bir bey var. Normal şartlarda her iki taraf içinde kabul edilmesi oldukça zor bir durum.

Yurdagül, çocukluk dönemini "çok zor yıllardı" diye nitelendiriyor.Altı yaşından itibaren, boynuna evin anahtarını asarak, okul çıkışı, tek başına evinin yolunu tutmasını ve ailede herkesin çalışıyor olmasından ötürü akşama kadar evde tek başına ablalarının ve annesinin gelmesini bekleyişinin acısını hala içinde taşıyor...

Yurdagül , İzmir'e askerlik görevini yapmak için giden ağabeyini elim bir kaza sonucu kaybetmiş.Ağabeyi, İzmir Bornova'da askerlik yaptığı sırada koğuşa giren, bunalım geçiren bir asker, tüm koğuşu makineli tüfekle taramış, bu sırada şehit olanlar arasında Yurdagül'ün ağabeyide varmış.Çok trajik bir öykü.Yurdagül'ün annesi oğlunun şehit maaşını alabilmek için anlaşmalı olarak evlendiği eşinden boşanmak zorunda kalmış.Fakat eşi bu boşanmaya karşılık Yurdagül'ün annesinden kendisi için bir ev satın almasını istemiş.Kadıncağız, şehit olan oğlunun maaşına muhtaçken, birikiminin büyük bir kısmını, eşinden ayrılabilmek için, bir ev satın alarak, harcamış.Ama sizlere hikayelerini anlattığım bu insanlar, gerçekte o kadar iyi yürekli insanlar ki, yaptıkları bu maddi fedakarlıktan asla pişmanlık duymuyorlar, kendilerine zor günlerinizde sahip çıkan, bir erkek olduğu için, satın aldıkları evin, kendilerine şimdiye kadar yapılan iyiliklerin bir karşılığı olduğunu düşünüyorlar.

Yurdagül'ün, kendilerini küçük yaşta terkedip giden babasına olan nefreti, yapayalnız geçen çocukluk ve ergenlik dönemi neticesinde, Yurdagül'ü küçük yaşlarda kendisine sevgi ve şevkat gösterecek bir dost, bir arkadaş, bir sevgili arayışına sürüklemiş..Yurdagül 14 yaşındayken tanıştığı, şuan hala beraberce mutlu bir yaşamı paylaştıkları, canından çok sevdiği 9 yaşındaki oğlunun babasıyla evli.Şimdi Yurdagül 24 yaşında ve hayatının en mutlu yıllarını yaşadığını, eğer ki babası onları terketmeseydi, aile düzenleri bozulmamış olsaydı, kendisinin bu kadar erken yaşta yuva kurmak istemeyeceğini, yaşıtları gibi okula devam edip, eğitim ve öğretim hayatında başarılı bir öğrenci olabilmek için çok çaba göstereceğini söylüyor.Ve ne acıdır ki, Yurdagül, aradan onca yıl geçmesine rağmen hala babasından nefret ediyor, herşeyin suçlusu olarak babasını görüyor.Yurdagül'ün babası şimdi NewYork'ta yaşıyor.Aşık olup uğruna ailesini terkettiği eşinden de ayrılmış.Dekorasyon işiyle uğraşıyormuş.Her yıl Amerika'dan, Yurdagül'ün kardeşlerine maddi yardım yapıp, hediyeler gönderiyormuş.Babalarından yardım gören kardeşlerin arasından bir tek Yurdagül ne hediyeleri nede maddi yardımı kabul ediyor, çok ihtiyacı olmasına rağmen.Çünkü Yurdagül'ün kalbinde baba sevgisi, yerini çok derin bir yaraya, nefrete ve acıya bırakmış, durumda.

Biten evliliklerde, ayrılan eşler bir şekilde hayatlarını düzene koyabiliyorlar, çünkü evli çiflerin arasında, herhangi bir kan bağı olmadığı için, aradaki sevgi ve saygı bittiği zaman, bu evlilik kurumunu sürdürmenin bir anlamı olmaması taraflar açısından, belki biraz zaman alsa bile, kabul edilebilir bir durum.Ama çocuklar için durum çok farklı.Boşanma neticesinde, anne veya babadan ayrılmak, çocukların psikojilerini çok büyük ölçüde etkiliyor, çevreye karşı olan güven duyguları sarsılıyor, hayata bakış açıları karamsarlaşıyor ve daha bir sürü olumsuz duygu birbiri ardına ekleniyor.

Mutsuz giden evliliklerini, sadece çocuklar yıpranmasın diye sürdürmeye çalışan ailelerin çocukları, çok mu mutlu yaşıyorlar diyeceksiniz?Hayır belki çok mutlu yaşamıyorlar, fakat yinede bir aile ortamında yaşıyor olmanın, eminim ki , çocukların ruhsal gelişimleri adına katkısı büyüktür.

 
Toplam blog
: 60
: 1987
Kayıt tarihi
: 14.06.07
 
 

22.06.1970, İstanbul doğumluyum. Finans sektöründe çalışıyorum. Sanata ve edebiyata büyük ilgi duyuy..