Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

CENGİZ ÇETİK Yazar Şair

http://blog.milliyet.com.tr/cengizcetik

24 Şubat '08

 
Kategori
Deneme
 

Yüreğe kar düşmesin

Yüreğe kar düşmesin
 

18 ŞUBAT 2008 DE FİNİKE'YE KAR YAĞDI.


İnsanoğlu üç boyutlu bir bilinmezi oynamayı sever. Erkekler kadınları, kadınlar erkekleri anlamadığını söylemekle kendinden kaçışın kolayını bulmada üstüne yoktur.

Her günümüzün bir bölümünde sıcak ve soğuk dalgalar yüreğimizi yalayıp geçiyor. Denizin kıyıya gelip gitmesi gibi, bir duygudur aslında yaşanan.

Bazen ekonominin verdiği rahatlıkla sıcak dalgalar eser, bazense darlıktan doğan sıkıntıların verdiği soğuklukla kasırgalar eser.

Bazen bir çift gözün sıcak bakışıyla erir, yürekteki soğukluklar, bazense hiddet ve şiddetin verdiği kızgınlıkla yakar geçer çevresini.

Bu hafta başı Finike’ye yıllar sonra kar yağdı. Yüreği sıcak insanların sevinci, karla katlandı. Yıllar sonra ilçe merkezine kar yağmasının bir anısı kaldı. Kaldı da bazı insanların yüreklerine düşen kar erimedi. Düşen ateşler bile buz olup çıkıyor dışarı, içlerindeki karamsarlık ve umutsuzluktan. Gün ve gün eriyip giden maaşlarının, Pazar enflasyonuna bile dayanamaz hale gelmesine. Yıldan yıla ağır ağır ellerindekileri cımbızla çeker gibi alınmasına. Üç kuruşluk emekli maaşının bir kuruşa doğru çekilmesine çaresizce bakan, yüreğine kar düşmüş insanların.

Siz, aldığınız bir maaşın iki günü sonra biten insanların, o yaşlarda yüreklerindeki kırıklığın ağırlığını hissedenlerin, duygularını düşünebiliyor musunuz? Yüreklerine düşen karı eritebilir misiniz? Vereceğiniz kuru öğütlerle kapatabilir misiniz içlerine düşen soğukluğu.

Ya, sokaklara atılan çocukların yüreklerine düşen karı görebilir misiniz? Genç yaşta hayattan umudunu kesmiş ve toplumu kendine düşman gören insanları, onların duygularını hayal edebilir misiniz?

Ya, çocukluklarını yaşayacakken, tecavüz edilen çocukların içlerindeki çöküntüyü hayal edebilir misiniz? Onların yüreğine düşen buzu çözebilir misiniz?

Ya, çalışan insanların aldıklarının gün ve gün eridiğini gördükçe içlerindeki çaresizliklerle baş edebilmenin yollarını düşünmekle ve aramakla içlerine düşen karlı düşünceleri okuyabilir misiniz?

Liseyi bitirirken sınav stresi içinde bunalan geçlerin içlerindeki kazanamama halinde yaşayacakları çöküntüyü görebilir misiniz? Hayata karşı umutsuzluğa düşenlerin içlerine düşen karı eritebilir misiniz?

Örneklerle bol bir ülkede yaşıyoruz. Enflasyon yüz olsa da bir sıfırını sileriz, on deriz moralle uyuturuz. Nasıl olsa silmeyi ve sıfırlarla oynamayı sevenlerle yaşamaya alıştık. Bir de içimize düşen yüzlerce kardaki sıfırları silebilseler. Nerdeeee.

Birileri kendilerine bol sıfır ekledikçe, başkalarının sıfırları da eksildikçe mutlu insanlar türettikçe; böyle gelmiş böyle gider felsefesiyle uyur gideriz, tatlı düşlerle. Birileri kaymak yer, birileri de tabağın dibini kendilerine verildiği için şükrederek yaşam savaşı verir.

İş vermek yerine, dilenciliğe alıştırır gibi belirli dönemde yardım ederek, insanların gurur ve onurunu rencide etmeyi de birilerimiz hak görür. Çağdaş köleliğin mimarlığı da bu olsa gerek.

Laf lafı açar, bu tür yağışlarda bizi aşar. Bazen de açar. Kuzu gibi olalım. Onlar yukarıda biz aşağıda mutlu mutlu yaşayalım. Ses eden olursa kesile sesi… Uyuyanları uyandırmanın cezası ağır ola. Aman ha dikkat. Uyumaya devam; karlı da olsa, güneşli de olsa yüreğiniz kimin umurunda. Sizin olmadıktan sonra değil mi ya.

Bir de âşıkların yüreğine kar yağarsa ki, o hepsinden derin hisseder sızısını. Çünkü kalbin acısı; ne ekonomi dinler ne de çevresindeki insanları. Bir kendini dinler, bir de o karı yağdıranı…

Aman hava durumlarına dikkat ediniz. Güneşli ise iyi, parçalı bulutlu ise dikkatli, yağmurlu ise zararsız, dolu ise kaçınız, karlı ise aldırmayınız, kendinden haberi yoktur onun. İnsanın hava durumları, bazen yanıltır davranışlarını. Yine de siz siz olun dikkatli olun her ihtimale karşı.

Finike’ye kar yağınca anısı kalır. Yüreğinize kar yağarsa; çıkmaz sızısı kalır. Dikkat…
CENGİZ ÇETİK.24.02.2008-FİNİKE

 
Toplam blog
: 119
: 455
Kayıt tarihi
: 07.02.08
 
 

2017 Aralık ayında ilk romanım "POKENTRANLI GÖKMEN" okuyucusuyla buluşmuştur. Deneme- şiirler- öy..