- Kategori
- Deneme
Yüreğime Dokunanlar
Hayatı olduğu gibi kabul edeceksin diyorlar,
Kabul etmek zorundaymışız...
Siz kabul ediyor musunuz?
İşsiz kalıp evinin geçimini sağlayamayan halk tabiri ile evine ekmek götüremeyen bir babanın durumunu,
Okula giden çocuğuna harçlık veremeyen, yavrusuna bir pantolon alamayan hatta çaresizliğinin çaresini bulamayıp canına kıyan bir babanın ızdırabını,
Kabullenemiyorum...
Yüreğime dokunuyor...
Antalya ormanlarında yaşarken olumsuz şartlara yenik düşüp hayatını kaybeden evsiz vatandaşın cebinden sadece iki lira on kuruş çıkıyor.
Yüreğime fazla dokunmuş olmalı ki göz yaşlarım...........
Normal olabilir mi böyle bir yaşam ve acı son...
Sebebi kendi özellerinde kalan bir anne-baba tartışmaları alevlenince biri mutfaktan kaptığı bıçakla eşinin hayatına son veriyor. Kendisi ceza evine, eşi mezara...
Peki ya o çocuklar?...
Ölene yazık denilir ama benim ilk aklıma gelen çocuklar ve o çocukların geleceği...
Tahayyül edemiyorum çocukların içine düşecekleri sefaleti.
Çocuklara karşı olan öncelikli ve üstün sevgim içimi acıtıyor,
Yüreğim yara alıyor...
Özel okullarda okuyan üç kardeş...Başarılarla ve mutluluklarla hayat devam ederken yüksek gelirli, kariyer sahibi anne-baba ceza evine giriyorlar. Uzun süreçteki yargılanma sonunda ikisi de suçsuz görülüp beraat ediyorlar.
Bu zaman zarfında çocuklar, bir başka vilayette, emekli maaşlarından başkaca gelirleri olmayan anneanne ve dedelerine sığınıyorlar. Özel okul rüyası bitmiştir, devlet okullarına gidebildikleri bilgisine de ulaşamadık.
Sonuç olarak bir yanlışlık veya bir iftira ile dağılan yuvayı toplamaya çalışıyor o anne-baba.
Peki, böyle mi olmalıydı?...
Of...Yine o çocuklar ve belleklerinde hayatları boyunca taşıyacakları o ağır travma...
Sevgi sıralamamda çocuklar, hayvanlar ve nebatat var.
Çocuklar temiz, ter temizdirler, kötülük bilmezler, henüz tanışmamışlardır kötü bir hareketle veya kötü bir kişiyle. Bir çikolataya, bir gofrete kanarlar güvendikleri veya güvenebileceklerini sandıkları kişinin peşi sıra giderler.
Sonrası...Malum, ne olduğunu bilmedikleri, en korkunç, en iğrenç olay başlarına gelir, yazıklar olsun...
Bu sıralar hayvanlara yapılan vahşetlere de sık rastlamaktayız. Onlar ki yaşamlarına devam edebilmeleri için biz insanlara ve sofralarımız artıklarına muhtaçlar. İnsanlıktan nasibini almamış bu vicdan yoksunu kişiler kedi ve köpeklerin patilerini bazılarının da kuyruklarını kesiyorlar. Nasıl bir ruh haline bürünüyorlar, böylesi bir vahşetten haz mı alıyorlar, sanırım bu psikiyatrların konusu...
Hayvanlara istismara değinmek istemiyorum zira yüreğime dokunmanın ötesinde mide bulandırıcı. Bu fiilleri yapanları da insan sınıfına sokamıyoruz haliyle...
Yazımı bir dua ile bitirmek istiyorum: "Allah hepimizi iyi insanlarla karşılaştırsın".
Selam ve sevgilerle,
Yurdagül Alkan.