Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '07

 
Kategori
Dostluk
 

Yüreğime Yazdım Seni

Yüreğime Yazdım Seni
 

Biliyordu kadın, " Benden iyi malzeme olur." demişti dostu. Bu kozu o vermişti eline. O kozu kullanmak değil elbete kadının amacı, o sıradan biri de değil üstelik. Sıradan ve önemsiz dediği yerde, yer alsa da şimdilik bu öyle olması gerektiği için öyle.Şu an için başka şekilde ulaşamaz çünkü dostuna kadın.

Uzun süre olmuştu görüşmeyeli ve kadın epeydir rüyalarında görüyordu adamı. Arayıp aramamakta terreddütlüydü. Kesin ültimatom almamış olmakala beraber " Hayatıma biri var ve eski hayatıma bir set çekmek istiyorum eskiyi hatırlatacak kimseyle de görüşmek istemiyorum." demişti adam vaktin birinde. "Eskiyi hatırlatacak kimselerdenmiyim? Herhalde öyle ki bu adam bu sözü bana sarf etti." diye düşünüp aramayı ve görüşmeyi kesmişti kadın. Geçen zaman zarfında aranmaması da haklı olduğunu gösteriyordu.

Yine de huzursuzdu, geçen süre zarfında haber alamaması ve son zamanlarda sık sık rüyasında görmesi kadının batıl inancını depreştirmiş ve arkadaşını arama isteğini arttırmıştı. Dayanamadı aradı. "Gelsene laflarız biraz!" telefondaki ilk ve son cümle bu oldu.Hiç bu kadar mutlu olamazdı kadın. Koşa koşa gitti. Karşısında olanca heybeti ile duran adamı gerçekten özlemiş olduğunu fark etti. Birazcık lafladılar. 2- 2.5 saat birazcık laflamak idi ise ve söylenecek daha çok şey vardı ise, birazcık lafladılar.

Adam konuşuyordu. İlişkisini anlatıyordu. Kadınını. Kadını için vazgeçtiklerini. İlişkisinin o'na neler katıp , O'ndan neleri aldığını anlatıyordu. Kadın adamın gözlerinin taa içine bakıyordu. Değişen hiç bir şey yoktu adamda. Gözlerinin altındaki yorgunluk belirtisi olan mol halkalardan gayri. Üzüldü kadın. O kadar mor olmamalıydı gözlerinin altı.

Konuşma esnasında eskilere gittiler bir an. Tanıştıkları güne. Daha sonrasında geçirdikleri eğlenceli vakitlere. Geçiremedikleri vakitlere. Ettikleri kavgalara. Şöyle bir düşündü kadın. "11 yıl olmuş" dedi. Dile kolay 11 yıl. 11 yıl boyunca tanışmışlar, kavga etmişler, paylaşmışlar,sevişmişler, reddetmişler ve kabul etmişlerdi birbirlerini. " Önce arkadaştık." dedi adam."Sonra sevgili olduk, şimdi de dostuz."

"Sevgili olamadık " diye düşündü kadın." Sevgili olabilseydik hala sürerdi. Evet dostuz. İki iyi dostuz. Şu anda ilişkilerimizi iyisi ile kötüsü ile birbirimize anlatıp, sevgililerimizin bize ne kazandırıp kaybettirdiklerini konuşabiliyorsak gerçek anlamda dostuz. " diye düşündü kadın.Nedense bunu söyleyemedi adama. Biz iki iyi dost olduğumuz için sevgili olamadık zaten. Birbirirmizi iyi tanıdığımız için.

Ahh eski günler. Ahh paylaşılmışlıklar. Ve istenip de paylaşılmamış olanlar. İnsanları birbirine daha da çok yakınlaştıran o eski günler değil mi? Dostlukların şarap gibi olduğunu insan yaşı ilerlediğinde daha bi iyi anlıyor. Yıllar. Eskiden yılları sevmezdi kadın. Kendisini yaşlandırdığını düşünürdü. Şimdi ise o kadar çok seviyor ki. Onu sevdiklerine daha bir yakınlaştırdığı için.

Göz teması ne kadar önemli bir olgu. Adamın gözlerini özlemişti kadın. Adamın sesini özlemişti. Adamın konuşmalarını, söylemlerini özlemişti kadın. O gün hiç hesapta yokkken de hayat her zaman yaptığı sürprizi yenilemiş ve O'nu arkadaşına kavuşturmuştu. Büyümüştü adam.Cüsse olarak değil tabii.Cüsse olarak her daim büyük bir adamdı ne de olsa. Akıllı, uslu sorumluluk sahibi biri haline dönüşmüştü. Oturmuştu adam. "Aferim kadına" diye düşündü kadın."Bizimkini toparlamış biraz." Esaslı kadınmış.

Adam daha da anlatmaya daha da konuşmaya niyetli gibi gözüküyordu. Kadının da dinlemeye niyeti vardı aslında. Saatine baktı ki kadın vapura yetişmesi gerek. Nasıl toparlanıp nasıl çıkacağını bilemedi.Trafik sıkışıklığı yüzünden vapuru da kaçırdı bu meyanda. Kızdı kendisine, şöyle içtenlikle bir sarılıp, içtenlikle gözlerinin taa içine bakarak ayrılmamıştı arkadaşının yanından. "Hay şu körolası hep bir şeylere yetişme, hep bir şeyleri yarım yaşama telaşını içimize sokan hayat ."

Yolda şunu düşündü "Bir insanı kalbine gömmek onu yok etmek demek aslında ama kalbine yazmak onu saklamak demek." Pek çok isim yazılıdır kalbinizde annenizin, babanızın, kardeşlerinizin,sevgiliniz ya da eşinizin ve de dostlarınızın. "Marş söylerken yumruk göklerde, yensen yenilsen kalbim hep sende. " Bu adama ne olursa olsun o artık benim kalbimde yazılı ve bu demektir ki iyi günde , kötü günde, hastalıkta ve sağlıkta zaferde ve yenilgide dostum, arkadaşım ve adı kalbimde yazılı olan sevdiklerimden biri olarak ben bu adamın yanında olacağım.Her ne olursa olsun bu adam yalnız değil. Ben varım çünkü o benim 11 yıllık eski bir DOSTUM.

Dostluk işte böyle bir şey. Göz altı morluklarına üzülmek gibi. 11 yılı ve daha nice yılı geride bırakmak gibi. Uzuuun süren ayrılıklardan sonra bıraktığın yerden hiç zaman geçmemişçesine başlayıp, iki fincan çay içimi iki lafın belini kırmak gibi,hayat arkadaşınla bile paylaşamadıklarını karşındakinle paylaşmak gibi ve bir insanı yüreğine yazmak gibi. Dostluk güzel şey be DOSTUM.

 
Toplam blog
: 167
: 1867
Kayıt tarihi
: 20.04.07
 
 

01/06/1967 Rize/fındıklı doğumlu olmama rağmen doğum yerimi hiç görmedim. Türkiye'nin hemen her ilin..