Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Kasım '14

 
Kategori
Deneme
 

Yürek yuvası daralınca üzüntüler gözlerin limanına sığınır

Yürek yuvası daralınca üzüntüler gözlerin limanına sığınır
 

Görsel alıntı


Yürek yuvası daralınca dertler, üzüntüler gözlerin limanına sığınır. Gözyaşları ile birlikte gözlerden, dudaklara damla, damla süzülür, acılı tadını değiştirir tarif edilmez bir başka tada bürünür.

Gözlerin limanına sığınan dertler ve hüzünler değil mi, anlatılınca yar, yaran dinlemekten usanır, sırtın dayandığı duvar yıkılır, ağaç kurur, dinleyen taş bile çatlar.

Böyle mahzun ve mahsuneli bir halde, sanki dört etrafı acılarla, hüzünlerle çevrilmiş, kuşatılmış birini görürsen yüzünü çevirme ondan.

Onu tanımasan bile yanına yaklaş. Bilmelisin ki dertler, acılar ve hüzünler sadece insanlar içindir, onlar yürekte saklanır.

Bir çare, bir merhem olmak için o mahzun ve masuneli insana yaklaş onun yüreğini açtırmaya çalış.

O seni yukarıdan aşağıya doğru süzse de, çekinme, ona kimse yaklaşmamış, onun yüreğini açmaya, konuşturmaya, dinlemeye tevessül etmemiş. Sana süzmeli bakışları ondandır.

Onun iç dünyasını seyretmek için çaba göster, yüreğinde biriktirdiği, dış dünyasına yansıtamadıklarını dinlemeye gayret et. Sen onu dinle, onu konuştur.

Aklını, iradesini, dilini, söz ve söylemlerini değerlendir. Sen onu yukarıdan aşağıya doğru süzme. Yüzüne, gözlerine bak, senin cevabi söz ve söylemlerinde yalan ve hile olmasın.

Gerçekleri hayale çevirmeden ona anlat. Bakarsın ona bir mum ışığı kadar yakın olursun, onu o mahzun ve mahsuneli duruşlarından, bakışlarından, umutsuzluktan yürüdüğü karanlık ve engelli yoldan ışıklı, engelsiz bir yola döndürürsün.

Yaşamın gayesi insanlığa faydalı olmak değil mi?

Bütün bu içten yaklaşımlarına rağmen, onun akıl ve iradesi hâlâ dumanlı, boranlı zehirli ise, yüreği irinli, ağzı ve dili kirli, lekeli, yüzü izli, benekli, düşünceleri daimi özürlü ve örümcekli ise.

Bakışları kibirli, insanlık ilişkileri senli, benli, ayrıca yerli değil hep havalı, kendisiyle barışık değil şikâyetçi ve davalı, söz ve söylemleri kurşun misali yaralamalı, en önemlisi hafızası dağılmış arızalı ise yapılacak bir başka konu kalmamıştır.

Sen, elinden geleni yapmış gönlü rahat, vicdanen müsterih ve huzur içinde olmalısın.

Gördüğün o hal ve ahval için üzülme, buradaki beyhude dünyada gülmeyenler esas dünyada güleceklerdir. Bu han dünyada ihsan edilen yararlardan faydalanmayanlar orada mükâfatlandırılacaklardır.

Unutma, dertler, üzüntüler yağan yağmurdan, kardan, doludan, çamurdan, tozdan birikmedi. Esen yel  ve rüzgâr getirmedi. Dertler, üzüntüler, acılar insanoğlundan insana yadigâr kalır.

Dertler, acılar, üzüntüler yürek mahfuzhanesinden kaçsa da sığınacakları yer gözlerin limanıdır. Gözyaşları ile birlikte damla, damla dudaklara süzülürler . 

Artık inanmalı ve kanaat getirmelisin ki yaratılmışların içinde şerefli ve onurlu kılınan bazı insanlar Yüce Yaradan tarafından kendilerine ihsan edilen hiçbir yarardan, nasiplenmemişlerdir.

Onların burada insanlık için yararlı ve faydalı olmaları beklenemez.

İyiliğin, yararın ve faydanın harcı sadece maddiyattan ibaret değil, o harcın içinde manevi katkılı maddeler de var. Onlar iyiliği, yararı ve faydayı esas makamda daha makbul hale getirir ve daha hassas değerlendirilir.

 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

                                                                                                     

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..