Yürekli savcılar görev başına

Başkan Yılmaz, İçişleri Bakanlığı’nın kendisi hakkında soruşturma izni vermesine çok içerlemiş. Bakın ne diyor; ‘’Bunu kendim açısından çok ayıp olarak karşıladım. Bu yapıyla mücadelede bu kadar kararlı olan bir adamı, sanki bu yapıya destek veriyormuş gibi ve üstelik de kendi İçişleri Bakanlığımız tarafından izin verilmesini çok aşağılayıcı bir tavır olarak gördüm.’’ Alaaddin Yılmaz, bu sözlerini bir başka sözleriyle yalanlamış. Suçluların telaşı içerisinde suçunu itiraf edip kendini ele vermiş. Diyor ki; ‘’Highway Bolu dışında bir yer. Bolu insanı oraya gidiyor ve sahiplenmiş durumda. Eğer biz orayı kapatırsak Bolu halkını karşımıza alacağız. Siyaseten Bolu halkını karşımıza almamızın çok şık bir davranış olmadığını bildiğimiz için yetkililere, bize bir yazı yazın. Biz de bu yazıya istinaden görevimizi yapalım dedik. Bu yapıya dün hepimiz destek verdik. Bu yapının bu hale gelmesinde hepimizin katkısı var. Ama bunların gerçek yüzünü gördükten sonra da tavrımızı net koyan bir yapıya sahip olduğumuzu ifade ediyorum.’’ Alaaddin Yılmaz’ın sözleri ortada.

Öncelikle soruyorum ‘’kendi İçişleri Bakanlığımız’’ ne demek? Ak Partililerin İçişleri Bakanlığı’yla diğer partililerin İçişleri Bakanlıkları ayrı mı? Hükümet bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının değil de sadece Ak Partililerin hükümeti mi? İçişleri Bakanlığı senin suçlarını görmezden gelsin ama CHP’li ya da MHP’li bir belediye suç işlerse, onların İçişleri Bakanlığı olmadığı için hemen tepelerine binsin öyle mi? Bu cehalet kokan sözler hiç üç dönem arka arkaya Belediye Başkanı seçilmiş birine yakışıyor mu? Adalet ve Kalkınma iddiası olan bir partinin belediye başkanı olacaksın ama mesele sen olunca adaleti bir kenara bırakın deme cüretini göstereceksin.

Alaaddin Yılmaz’a soruyorum; sen siyaset ve hukuk kelimelerinin anlamını biliyor musun? Siyaset mi hukuk mu önceliklidir. Siyaseten doğru olan şey hukuken yanlışsa hukuka mı yoksa siyasete mi tabi olacağız. Mesela sen hiç ‘’hukuk devleti’’ diye  bir kavram duydun mu? Ben ‘’hukuk devleti’’ kavramını duydum ama ‘’siyaset devleti’’ diye bir kavram hiç duymadım. O’nu da sen icat ettin. Bolu insanı Highway’a gidiyormuş, orayı sahiplenmişler, siyaseten Bolu Halkını karşına almamak için hukuku hiçe saydığını söylüyorsun. Sözde mücadele etiğin yapının hala reklamını yapıyorsun. Bolu Halkının orayı sahiplendiğini nasıl ölçtün. Sahiplenenler Bolu’nun yüzde kaçını temsil ediyor? Sen siyaseten halkı karşına almamak için, yani oy kaygınla hukuku hiçe saydığını itiraf ediyorsun yani açıkça ben hukuku çiğnedim suç işledim diyorsun.

Fethullah fitnesini Ak Parti hükümeti terör örgütü listesine aldı. Yani senin sözlerine göre kendi besleyip büyüttüğü bir örgütü terör örgütleri listesine aldı ve onunla mücadele ediyor. Bu yapıya yani bu terör örgütüne dün hepimiz destek verdik bu terör örgütünün bu hale gelmesinde hepimizin payı var diye itiraf ediyorsun. Hepimiz dediğin suç ortakların kimler? Senin sözlerine göre sen ve ortakların teröre yardım ve yataklık yapmışsınız.

Şimdi önce geçen hafta show yapan Nurettin Doğanay’a sesleniyorum al sana paralellle, terör örgütüyle mücadele etmekte zaafiyet gösteren, hatta yardım ettiklerini açıkça itiraf eden kendi Belediye Başkanınız. Hadi bakalım ‘’Halep ordaysa arşın burada’’, çık meydana hesap sor da görelim.

Yürekli Cumhuriyet Savcıları görev başına, alın size suç duyurusu. Adam tek tek saydı suçlarını itiraf etti. Siyaseten karşıma almamak için hukuku hiçe saydım dedi, hepimiz bu FETÖ’ye yani terör örgütüne destek verdik, bu hale gelmesinde hepimizin payı var dedi. Daha ne deseydi? Bunlar delil için yeterli sanırım. Gazetecilerin yazdıklarını hakaret unsuru var mı diye didik didik edip cımbızla malzeme bulup dava açmakta aceleci davranan savcılarımızın FETÖ terör örgütüne destek verdiğini itiraf eden başkan ve ortaklarına karşı nasıl bir işlem yapacaklarını merakla bekliyoruz.

MUTLU BİLGE

14.06.2016 / BOLU

www.boluhavadis.net

http://blog.milliyet.com.tr/mutlubilge