Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '06

 
Kategori
Eğitim
 

Yurt dışında çalışarak eğitim 1

Bu ve bundan sonraki bir kaç sayıda, bir çok okuyucumun talep ettiği gibi çalışarak dil eğitimi alma yollarını gözden geçirmek için buluşuyoruz.

Son bir kaç haftada bir çok kez şu soruyu aldım, ‘yurtdışında okumak için mutlaka zengin mi olmak lazım’. Elbette hayır. Sadece imkanlardan haberdar olmak lazım. Bu yüzden bu hafta eğrisiyle doğrusuyla çalışarak ne şekilde eğitim alabileceğimizin üstünde duracağız.

Bilenler mutlaka vardır. Au-pairlik, yani Avrupalıların tabiriyle ‘anne yardımcılığı’ 1969’dan beri Avrupa’da uygulanan, yabancı dillerini geliştirmek için İngilizlerin İtalya’ya, Fransa’ya diğer Avrupa ülkelerinin gençlerinin de İngiltere’ye gittikleri program. İngiltere’de bulunduğum yıllar içinde çocuk bakıcılığı yapıp bir yandan da oldukça eğlenen ablalara imrenerek baktığım bir program. Türkiye’de, çok geride değil daha bizim okul yıllarımızda öğrencilerin çalışmaları neredeyse ayıptı hatta iyi aile çocukları öyle garsonluk falan yapmaz, anneler kızlarını boş zamanlarında çalışıp kendilerini geliştirmek, aile bütçesine katkıda bulunmasının yerine biçki-dikiş, nakış kurslarına gönderir, oğullarda babalarının veya mutlaka bir akrabalarının yanında sözde ticaret öğrenirlerdi. Oysa aynı yıllarda maddi durumu ne olursa olsun İngiltere’de öğrenciler yaz aylarında veya okullarından boş kalan zamanlarda garsonluk, çocuk bakıcılığı, gazete dağıtıcılığı gibi işlerde çalışıyorlar hem kendi gelişimine hem de ale bütçelerine katkıda bulunuyorlardı. Bizim yeni jenerasyonun da bunu anlamış ve çalışmaya başlamış olması hem de bu kadar kısa sürede bu kadar ilerlediğimizi görmek son derece gurur verici.

Artık Türk gençleri arasında da diğer Avrupa ülkeleri gibi, Au-pairlik programı oldukça yaygınlaşmaya başladı. Bu program Avrupa’da; İngiltere, Almanya ve Fransa’da ayrıca Amerika’da uygulanıyor. İngiltere’deki program iş bulma ve memnuın kalınmazsa değiştirme olanaklarından dolayı en çok tercih edilen ülke olmayı yıllardır koruyor. Program süresi maksimum iki sene çünkü iki senede artık İngilizce’nin mükemmel konuşulduğuna inanılıyor. Ancak iki sene kalmak istemezseniz dilerseniz daha erken bırakabiliyorsunuz. Hatta annemi özledim diyenler bir hafta sonra bile geri gelebilyorlar. Programa katılmak için sadece 18- 28 yaş arası ve bekar olmanız yeterli. Ancak vize almanın kolaylaşması açısından bayanların en az lise mezunu erkek adayların ise üniversite mezunu olmaları tercih ediliyor. İngiltere’de yanında kalacağınız ailenin çocuk sayısı, yaşı, yeri, kökeni gibi seçimleri siz yapıyorsunuz. Günde 5 saat haftada 25 gün çalışıyor böylece dil okullarına gitmek için yeterli zamana sahip oluyorsunuz. Ayrıca ‘İngilizcem zaten iyi, dil kursu için zaman kaybetmek istemiyorum’ diyenleri de güzel alternatifler bekliyor. Örneğin, halkla ilişkiler, ticari İngilizce, reklamcılık, moda tasarım hatta pastacılık- aşçılık, kuaförlük kurslarına kadar yüzlerce meslek edindirme programı var. Bu kursların tüümünden sertifika da veriliyor.Yani Türkiye’de CV’nize eklemek için süper sertifikalarınız olabilir.

Devlet liselerinde açılan oldukça kaliteli dil okulları senede üç dönem başlıyor; Eylül, Ocak ve Nisan. Ancak ara dönemde gidenler, yer varsa kurslara yazılabiliyorlar veya bazıları ortama uyum sağlamak, çevreyi tanıyıp gezmek için kendisine zaman tanıyor. Liseler haricinde özel okullarda mevcut tabi ancak maliyetleri biraz daha yüksek oluyor. Bazı dil okulları yazın da açık ama sadece yaz aylarını değerlendirmek için gitmek isteyenler ucuz devlet okulları bulamamayı göze almalı ve daha çok pratik yapma amaçlı gitmeyi düşünmeli veya özel dil okularına kayıt olmalıdır.

İngiltere’de sağlık hizmetleri iki yılık vizeyle gidildiğinden NHS (SSK gibi) sistemine dahildir. Au-pairler göz, diş ve ilacın bir kısmı hariç sağlık harcamalarına ayrıca para ödemezler.

Yapacağınız iş ise aslında çok zor değil. Görevleriniz çalışma saatleriniz içinde çocuk bakmak ve yer süpürmek, toz almak gibi hafif ev işleri. Gün içinde çocuklar okula gittiğinden sizin de okula gidecek yeterince zamanınız oluyor ve bir de aileyle olduğunuz saatler içinde bolca pratik yapabiliyorsunuz.

Aileler au-pairlere ayrı bir oda veriyor ve ev içindeki bütün masraflarını karşılıyor. Yani yatacak yer, yemek, elektrik, su v.s. ödemeyeceksiniz. Cep harçlığınız da var ki bu da haftalık 50 sterlinden başlıyor yani yaklaşık aylık 540 milyon TL. Başka masrafınızın olmadığını da düşünürsek bu para zaten yaşamızını sürdürmenize yetiyor. Au-pair olarak gidenler ayrıca ekstra işlerde çalışamıyorlar çünkü kanunen çalışma saatleriniz 25 ile sınırlı.

Kaldıkları ailenin yanında mutlu olmayıp aile değiştirmek isteyenler için İngiltere diğer ülkelere nazaran biraz daha kolay. Ulaşabileceğiniz bir çok acente var onları arayıp veya e-posta gönderip aile aradığınızı söylüyorsunuz onlar da size yeni bir aile buluyorlar. Sürekli bir sürkülasyon olduğundan yeni bir aile bulmak hiç te zor olmuyor.

Bayanlar için İngiltere’ye gidiş süresi 2 ay gibi bir süre alırken erkek adaylar için 4 aya kadar uzayabiliyor. Erkek adaylar Amerika’da au-pairlik yapamıyorlar. Almanya ve Fransa için aile bulma süresi ise oldukça uzun bayan adaylara bile en az 4 ay sürebiliyor.

Aileler, genelde bir sene içinde on beş gün tatil yapmanız için izin veriyorlar. Bazı aileler hatta kendi tatillerine au-pairlerini de davet ederler.

Masraflara gelince en eğlenceli tarafı bu çünkü paralı dil okullarına gitmekten çok daha ucuz. Uçak bileti, danışmanlık bedeli, pasaport, vize 1.000, 1.200 USD civarında.

Au-pairlik sisteminin İngiltere için ayrı bir vizesi var bu vize bir kez alınıyor ve 2 yıl geçerli oluyor. Bu iki yıl boyunca, çok giriş çıkışlı olan bu vize sayesinde au-pair adayları diledikleri kadar Türkiye’ye gelebiliyorlar.

 
Toplam blog
: 35
: 5855
Kayıt tarihi
: 13.07.06
 
 

1970 doğumluyum, 4,5 yaşında ilkokula başladım ve 14 yaşında Üniversite sınavına girdim. KTÜ Sınıf Ö..