Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Aralık '09

 
Kategori
Güncel
 

Yurtdışından açılan ihbar telefonu ve teğet geçen kriz!

Yurtdışından açılan ihbar telefonu ve teğet geçen kriz!
 

Günlerden beri Suikast ve Kozmik Oda aramaları ile yatıp kalkıyoruz.

Bir yanda devletin en gizli bilgilerine ulaşmak isteyenler, öbür yanda ordunun kirli çamaşırlarını(!) ortaya dökmek isteyen ve bu sebeple orduyu yıpratmaya çalışan belli bir kesim…

Ülkenin ortaya çıkan resim karelerinde;

Birbirlerine güvenmeyen kurumlar, ülkeyi hep kendisinin koruduğunu, kolladığını sanan dar zihniyetli kişiler, birbirleri ile yarışarak(!) memleketi kurtarmaya çalışıyorlar!

Oysa bu memleketin kurtarılmadan çok, barışa, kurumlar arası güven ve işbirliğine, insanlar arasındaki kardeşliğin pekiştirilmesine yönelik çalışmalara ihtiyaç var.

Aylardan beri açılımla yatıp, açılımla kalkıyoruz. Öncelikle ‘Kürt Açılımı’ denilen, sonradan ‘Demokratik Açılım’a çevrilen, içinde ne olduğu hala belli olmayan, açılımında dış kaynaklı olduğunu, CHP yöneticilerinin söylemlerinden öğreniyoruz.

Ülke içindeki kurumlar arası tartışma, yarışma ülkeyi zayıflatırken, öbür yandan dış müdahalelerin artmasına neden oluyor.

‘Yeni Osmanlı’ söylemleri ile dış politikayı taçlandıranların, bu dış müdahaleler hakkında hiç seslerinin çıkmaması biraz düşündürücü değil mi?

Dış müdahaleye en güzel bir örnek bu gün basına yansıdı.

Sayın Bülent Arınç’a yönelik eylem olacağı ihbarının önce subaylara, sonra emniyete yapılması üzerine Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen soruşturmada; İhbar telefonlarının yurt içinden yapılmadığı anlaşılmış.

İlginç değil mi? Bu telefonun nereden açıldığını merak etmeyen var mı?

Sayın Bülent Arınç’a suikast girişimi ile Kozmik Odaların aranmasının ne gibi bir ilişkisi olduğunu anlayabilen var mı? Birilerinin çıkıp, Kozmik Odaların niye arandığını, neyin arandığını açıklaması gerekmiyor mu?

Bu görüşlerimi katı bir devletçilik olarak algılayanlar olabilir! Asla değil. Suç işleyen cezasını çekmeli. Ancak bu şekilde bu ülkeyi kurtarıp, kuran bir kurumdan, intikam alınıyor görüntüsü yaratmanın kimseye faydası olmayacağı da açık.

Konuşurken ‘mangalda kül’ bırakmıyoruz! Biz bu kadar güçlüysek, son dönemlerde ‘kedinin fare’ ile oynadığı gibi oynayanları niye tespit edip yakalayamıyoruz? Yurt dışından yapılan bir ihbar ile en önemli kurumlarımızın başında gelen Silahlı Kuvvetlere ait bir kurumun, en gizli bölümlerine girilebiliyorsa, söylenecek fazla bir söz kalmamış demektir.

İsimsiz, imzasız ihbar mektupları ile insanlar yerlerinden yurtlarından edilip, soruşturmalar bir Cumhuriyet Savcısından alınıp diğerine veriliyorsa, bir tarafta insanlar sorgusuz sualsiz aylarca içeride tutulurken, ülkeyi bölmek için örgüt kurmak ve örgüte üye olmak suçundan aranırken, birilerinin talimatı ile ülkeye giriş yapanları karşılamak üzere, devletin müsteşarını, valisini sınır kapısına yollayıp, kurulan seyyar mahkemelerde, gelen terör örgütü üyelerini 7 dakika sorgulayarak, zorla pişmanlık yasasından yararlandırıyorsak, bu görüntü işlerin iyi gitmediğini göstermez mi?

Her kurum kendi görevini yapsa, insanların birbirine komplo kurmadığı, kurumlar arası dayanışma ve bilgi alışverişinin en üst seviyeye ulaştığı bir toplum olmak bu kadar zor mu?

Bu kargaşa arasında ekonomiyi söylemeye gerek var mı? Bizi teğet geçen kriz, yüzde 6 küçülmemize neden olurken, yıllık ortalama yüzde 11 büyüyen Çin’de, kriz büyümesi yüzde 8 de kalınca kıyamet kopuyor. Ve krizin kendilerini çok etkilediğini söyleyerek, bir yerlere gönderme yapıyorlar!

Teğet geçen kriz sonrası yüzde 6 küçülen bir ülkede, önümüzdeki yıl için tepeden tırnağa her türlü vergi arttırılıyorsa, bu nasıl teğet diye sormak gerekmez mi?

Dileğimiz, ülkemizi kaosa sürüklemek isteyen ‘Dış Mihrakların’ bir an önce tespit edilerek, kimliklerinin deşifre edilmesi yönünde.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..