- Kategori
- Felsefe
Yürünür Ama Yürüyerek Gidilmez
Yürümek yürümek, bir yerden bir yere gitme aracı değil, bir yerden bir yere araç ile gidilir. Geçmişte şartlar gereği böyle yapılmış ama artık buna gerek yok.
Kavram olarak “yürümek” ile “gitmek” ayrı… Tamam, kısa mesafeler yürünür, zevk için ya da spor olsun diye yürünür ama yürümek gitmek için değil. Eğer öyle düşünüyorsan yürüyerek uzak yerlere de gidebilirsin, örneğin eskiden insanlarımız uzak yerlere günlerce yürüyerek giderlermiş. Olmaz diye bir şey yok, gerek yok.
Yürümeyi bir yerden bir yere gitme vasıtası olarak düşünmek artık eskide kaldı. Ama kavram olarak hala yürüme bu amaç için düşünülüyor. Demek ki hala bir yerden bir yere yürüyerek gidenler var.
Yürümek yaşam için; mutfağa, tuvalete, bahçeye… Yakınsa okula, işe, sinemaya, komşuya… Bir yerden bir yere gitme deyince araçlar akla gelmeli.
Ne olacak yürürüm diyenlerin yürümeyi abarttıkları gibi tuvalete bile arabayla gidenler de arabayı abartıyorlar. Yürüyenlerin vücudu aşınıyor, arabacıların da kalbi duruyor.
Kilometrelerce yürüyebilirim ama gittiğim yer uzak değildir. Dolaşmak deniyor buna, gezinti, yormaz insanı, vücudun hareketi olma hali.