- Kategori
- Gündelik Yaşam
Yürüyüş
İnternetten alıntı
Yaşananlar çekilmez hale gelmiş, halk canından bezmiş, işsizlik almış başını gidiyor, işi olanlar işten atılıyor. Çalışma koşulları dayanılmaz durumda, Uzun mesai saatleri ve yorgunluğa bağlı olarak, yakın çevremde tanıdığım pek çok genç sağlık sorunları yaşıyor. O işten ayrıldığı zaman daha iyisini bulabilme olanağı olmadığını biliyor. İşini kaybedenler canını feda edebilecek duruma gelmiş, ölüm orucuna başlıyor kimsenin ruhu duymuyor. Hayat şartlarından mutlu olan yok, şehit vermediğimiz gün geçmiyor neredeyse, dışardaki gazeteciler ürkek kalemleriyle ayakta durmaya çabalıyor. İçerdekilerin akibeti belli değil, insanlar kutuplara ayrılmış, kendisi gibi düşünmeyene işi, aşı bırakın selam dahi vermekten aciz durumda,
Kartal çarşısına inmemişim bir süredir. Alışveriş yapıp kayınvalideme gidecektim. Mayıs ayının son günleriydi minübüsten indim, tren yolu çalışmaları dolayısıyla yıkılan köprülerin yerine açılan “YAYALAR” yazılı patikadan geçip meydana doğru yürüyordum ki; bir kalabalık var. Yaklaşıp ne olduğunu anlamaya çalıştım. Hastaneden v.s kamu kurumlarından işten atılanlar işlerinin iadesini istiyorlarmış, Gerekli başvuruları yapıp sonuç almayınca da açlık grevine başlamışlar. Çok üzüldüm, dilerim en kısa sürede her şey yoluna girer diyebildim ve Benim birey olarak nasıl bir görevim var bu durumda diyerek yoluma devam ettim.
Bir süre sonra da televizyonda “Ana muhalefet partisi başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Ankara’dan Istanbul’a ADALET yürüyüşü başlattı” deniyordu. Ayrıntılar biliniyor o yüzden girmiyorum. 14 Haziranda başlayan yürüyüş 9 temmuzda Istanbul Maltepe'de sona erecek, Önce anlamaya çalışıp sonra sevindim, gidişat iyi gitmediğinde, sosyal ve toplumsal düzen bozulduğunda yapılabilecek en çağdaş etkinlik yürüyüş, eksikler olabilir, eleştiriler olabilir ki; çokca var. Kimsenin kusursuz olmadığı gibi CHP’nin de kusurları olduğunu biliyor Her şeye rağmen yürütülen eylemi olumlu buluyor amacına ulaşabilmesini diliyorum. Biz rahat evlerimizde, mekanlarımızda sıcaktan bunalım geçirirken, bir gurup insan çıkmış “Bir şeyler yolunda gitmiyor, halk mutsuz, kadınların, çocukların can güvenliği yok, Gençler geleceğinden endişeli, hayata karşı güvensizlik yaşıyor, Açın gözünüzü kulağınızı bir bakın!” diyorlar, sadece bu gün sorun yaşayanların değil, hepimizin her an hukukun üstünlüğüne, adaletin varlığına mutlaka adilane tecelli edeceğine inanmaya, güvenmeye ihtiyacımız var. Haklıya hakkını teslim edip, suçluya cezasını çektireceğinden emin olmalıyız, huzur içinde yaşayabilmemizin ilk koşulu bu, tebrik ediyor bu konuda emek verenlere kolaylıklar diliyorum, yol boyunca desteğini hissettirenlere ve yürüyenlere selam sevgilerimle
Bu yürüyüşün Türkiye’de bir ilk olmadığını, 1997yılında Disk'in Sendikal Haklar yürüyüşünü de anısatmak isterim.
1997 yılında eşimin de aralarında bulunduğu Disk sendikal haklar yürüyüşü yapıldı. Televizyonlar, gazeteler an be an takip etti ve 8 aralıkta 203 kişiyle Istanul'dan başlayıp ONBEŞBİN kişilik Muhteşem bir toplulukla Ankara'da çalışma bakanlığı önünde sona erdi.
Ankara'da karşılanan Disk sendikal haklar yürüyüşüyle ilgili görüşmelerde, Başbakan Mesut Yılmaz "Rıdvan Budak ve diğer temsilcileri çukolata ikram ederek karşıladıktan sonra "Verilen desteği örgütlü toplumun güçlenmesinde sağıklı bir sinyal olarak değerlendiriyor bu yürüyüşünüzün benzer eylemlere örnek olmasını diliyorum." demişti.
Ankara'da çalışma bakanı ile görüşmeden önceki konuşmasında "Katılımcılara teşekkür ederek, Bu yürüyüş Disk'in eylemi olmaktan çıkıp, Halkın eylemi oldu" dedi.
Rıdvan Budak "İşçi sendikalı olduğu için zorluklarla karşılaşıyor. Biz işimizde güvence istiyoruz. Para kazanmak hak, sendikalaşma Haram olmamalı! Biz barış ve Özgürlük istiyoruz." dedi.
4 temmz 2017 Cemile