Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ocak '12

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Yusuf İslam ( Cat Stevens )

Yusuf İslam ( Cat Stevens )
 

İngiliz şarkı sözü yazarı ve müzisyen.

1977 yılında Müslüman olan Cat Stevens adını Yusuf İslam olarak değiştirmiş.

&

Önce onunla ilgili ufak bir hatırlatma:

Georgiou, çoğu 1960'lıve 1970'li yıllarda olmak üzere çoğunluğu Cat Stevens mahlasıyla 60 milyondan fazla albüm sattı. "Wild World", "Father and Son", "Morning Has Broken", "Peace Train" ve "The First Cut Is the Deepest" gibi ünlü parçalarıyla hatırlanır.

&

Cat Stevens’i çoğumuz tanırız. Daha da çoğumuz onu Yusuf İslam olduktan sonra tanıdık. Büyük bir müzisyen, tanınmış bir şarkıcı. Albümleri çok sanat bir sanatçı... Geçenlerde gazetede onun Mevlana’nın soyundan gelen muhteşem bir zatla birlikte yapılan röportajını okumuştum. Müziğini ve sesini çok beğenirim. Onunla ilgili bilgilerim; İngiliz bir müzisyenin Müslüman olmasından öteye geçmiyordu. Araştırdım, onun hakkındaki bilgileri sizlere de sunuyorum.

&

Cat Stevens pop şarkıcısı… İngiliz. Hıristiyan olarak biliyorum. Sonra nasıl olmuştu da Müslümanlığı seçmişti. Bunu araştırırken bir yerde onun bu konuda konuştuklarını buldum. Sizlere aynen aktarıyorum.

&

“Annem İsveçli bir budist, babam ise Kıbrıslı bir Rum Ortodoks’tu. Evimizde az çok Hıristiyanlık havası vardı. Londra'nın merkezinde Katolik okuluna gönderildim. Orada Allah'a inanmamızı öğrettiler. Allah'a giden tek yolun İsa aracılığıyla olduğunu söylediler. 11 yaşındayken karışık dinlerden öğrencilerin olduğu bir okula gittiğimde hemen - hemen kiliseden ayrılmıştım. Ama İsa'nın üzerimdeki etkisi, tesiri ne manaya geldiğini düşünmeden devam ediyordu. Müziğe başladığımda dini daha ciddi almam gerektiğine dair duyguya sahip olmama rağmen sözde Hıristiyan haline geldim. Pazar günleri günah işleyenlerin affedilmeleri bana ikiyüzlülük gibi geldi. Bu düşünce kiliseden uzaklaşmama yol açtı.

Bir ara Doğu'nun dini felsefeleriyle ilgilenmeye başladım. Hippilik döneminde tutku haline geldi. Budizm hakkında kitaplar okumaya başladım. Budizm’i kilise öğretilerinden daha doyurucu buldum. Bu Hıristiyan din anlayışına karşı ilginç alternatifti. Ancak pratiği güçtü. Ailemin Rum kökenine doğru gittim. Pisogorosu ve her şeyi matematik formülle sonuçlanabileceğini öğrendim. Ancak bununda pratiği de mümkün değildi.

1975'te abim Kudüs'e gitmişti. Ziyaretinde MESCİD-İ AKSA’ DA bulunuyordu. Camiye girer girmez içinde barışçı, doyurucu hisler belirince bana İslam’dan bahseden bir kart attı. Londra'ya döndüğünde bana KURAN'IN aslıyla, İngilizce tercümesini hediye etti. KURAN’IN ve Müslümanların inancı hakkında fikrim yoktu. Bazen Müslümanlara MUHAMMEDİLER diyorlardı. Bu tıpkı Hıristiyanların gibi Müslümanlarında Hz. Muhammed'e taptıkları intibaını veriyordu. Kuran'ı okumadan önce böyle düşünüyordum ve İslam’ın Avrupa’daki görüntüsü hastalık ve felakete benziyordu. Daha sonra onu okumadan hakkında hüküm vermemeye karar verdim. Kuran'la karşılaşıncaya kadar hayatın amacı bir sırdı benim için, hayatı her şeyi düzenleyen bir hâkimin varlığına inanıyordum, kimdi bu görünmeyen sanatkâr?


Pek çok manevi-ruhi yollardan geçmiştim, fakat hiçbiri beni doyurmamıştı. Kuran'ı okumaya başladığımda hayretim arttı. Gittikçe huzura dalıyordum. Çünkü o âlemlere hâkim olan tek bir Allah'ın adıyla başlıyordu. Okudukça KURAN'ın herhangi başka kitaplardan farklı olduğunu anlamaya başladım. Her kitabın bir yazarı olur bu kitabı kimin yazdığını merak ettim. Tabii ki Kuran beşeri bir yazarın yazabileceğinden yüksek seviyedeydi. 1,5 seneden fazla durmadan okudum ve bu süre içinde hiçbir Müslüman’la karşılaşmadım. KURAN'IN mesajı içinde boğulup kalmıştım ve şu karara vardım:

“Önümde 2 tercih vardı: Ya kendimi tamamen teslim edecektim veya kendi müzikli yolumda yürüyecektim. Benim için bir tek seçim yolunun Müslüman olmak olduğunu anladım."

İş bu kadar kolay değildi. Çünkü yükümlü olduğum esaslar ve hükümler hakkında daha fazla bilgiye muhtaçtım. Geçiş dönemi diye adlandırdığım 1,5 yıllık bir süre aktı. Bu dönemde İslam hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya gayret ettim. O sıralarda Londra Reqent's parkta bir caminin varlığını duydum. İmamı ile tanışarak kelime-i şahadet getirdim, namaz, oruç ve zekât vecibelerimi yerine getirmeye başladım. Londra'daki Müslüman kardeşlerimin arasına katıldım. Her türlü müzik aletinin haram olduğunu öğrenince, müziği bıraktım.

Şimdi İSLAM'I yaşıyorum ve huzur içindeyim”
Din değiştirmesinden sonra uzunca bir süre müzik kariyerine ara verdi.

Sahnelerden uzaklaştı, hatta müzik şirketlerinden artık albümlerinin dağıtılmamasını rica etti fakat bu talebi reddedildi.

2006 yılında oğlunun evinde eline aldığı gitar ile birlikte bu kararını 28 yıl sonra değiştirdi.

Önce kendi eski şarkısı olan Father and Son şarkısını Ronan Keating ile söyledi.

Ardından 2006 yılında An Other Cup albümünü çıkardı.

Ardından, 5 Mayıs 2009'da son albümü Roadsinger piyasaya çıktı.

Şu an Müslüman eşi Fauzia Mubarak Ali ve beş çocuğuyla birlikte Londra'da yaşamaktadır.(ALINTI)

İslam’ı inceleyip, Kuran-ı Kerim-i okuyup, anlayıp İslam olmamak ne mümkün. Bizler şanslıyız. Bir tercih etme zorunluluğumuz olmadı. Müslüman olarak doğduk, Müslüman olarak öleceğiz. Bununla hep gururlanıp, iftihar edeceğiz.

Dünyanın çeşitli ülkelerinde, bütün toplantılarda, İslam olduğumu söylediğimde birçok kişinin imrenerek baktığını hep hissetmişimdir.

Tersi olsa İslam hakkında niye o kadar çok sorular sorsunlar ki, tersi olsa Peygamberimiz hakkında ısrarla bilgi almak istesinler ki.

Sizlere arada araştırıp bulduğum Müslüman olmuş ünlüleri de anlatacağım.

Yeter ki sizler takip edin ve okuyun.

Allah’a emanet olun…

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....