- Kategori
- Şiir
Yusuf'un Sesi
Ey bana küsen dağlar
Yamaçtaki çiçeklerin nazı ne
Ambarın benzini yarıda kaldı
Çarşamba’nın gelişi
Artık eskisi gibi değil
Cevizlerin içi boş
Karıncalar isyanda
Ağustos böceğine inat
Arılar artık oğul vermiyor
Dişi boncuklu ceylan
Kulağı hızmalı kedi
Karda yürüyen aslan
Nereye bu akşam vakti
Başı yaşmaklı gelin
Harman yerinde
Bulunmayan sevgi
Buğday kokulu dostluk
Kayıplara karıştı
Erdemsizlik diz boyu
Derin sularda
Karanlık kuyularda
Yusuf’un sesini
Duyar gibiyim
O’nu arayan yok, soran yok
Ne harmandalı
Ne Sivas Zeybeği
Tadı dimağımda kaldı
Karadeniz’de Horon
Güneyde Çaydaçıra
Bilen arayan kim
Bunları ne bilsin
Ozanlar kenti Ankara
Ayşe’min yavuklusu
Gabardağı’nda
Nöbet bekliyor
*
Anlayan kim
Soran kim
Gören kim
Ölen kim
Bilen
Kim?
*
Abdülkadir GÜLER
29 Aralık 2010 / Söke