Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '12

 
Kategori
Güncel
 

Yüz nakli ve Türkiye'nin bu yüzünün tanıtımı

Yüz nakli ve Türkiye'nin bu yüzünün tanıtımı
 

yüz nakli operasyonu


Akdeniz Üniversitesi, çok büyük bir başarının altına imza atarak Atatürk'ün ''Beni Türk hekimlerine emanet ediniz'' sözünü bir kez daha haklı çıkardı.

Prof. Dr.Ömer Özkan'ın liderliğindeki ekip, bugün medyadaki fotoğraflardan da görebildiğimiz kadarıyla, tıp bilimi adına yapılabilecek her şeyi mükemmel yapmış olmalılar. Ameliyat sonrasında hastaya psikolojik destek dahi gerektirmeyen bir operasyonun, tıbbi açıdan eleştirilecek bir yanının olamayacağı da çok açık.

Örnek alınıp, cesaretle diğer alanlarda da özgüvenimizi yüksek tutmaya yönelik bir motive edici etki yaratması için, çok 'sulandırmadan' konunun en azından bir süre daha gündemde tutulması, ulusal moral açısından da mutlaka faydalı olacaktır.

Ancak benim bu mutlu haberle ilgili asıl söylemek istediklerim ise, konunun farklı bir yönüne ait. Reklam, tanıtım ve benzeri şekillerde medya araçlarının, anılan başarının geniş kitlelere ulaştırılmasındaki kullanımı ve öneminin çok büyük olduğunu söylemek sanırım gereksiz olur. Ülkemizin bugüne kadar ki en büyük sıkıntısı, her zaman yüksek katma değerli ürün ortaya koyamamak olmuş ve bu nedenle de ara sanayi malları/tarımsal ürün ihracatı ile ekonomik kalkınmaya zorunlu olarak öncelik verilmiştir.

Tıp ya da daha geniş kullanımıyla 'sağlık sektörü', aslında ülkelerin ulusal gelirlerini ciddi oranda arttırma potansiyeli olan konulardır. İlaç üretimi, dünyaca meşhur hastahaneler, sağlık turizminin yapıldığı tesisler, tıp kongreleri, yaşlı bakımı hep bu sektörün altındadır.

Bu yüzden de şimdi sıra, Akdeniz Üniversitesi emekçilerinin 21 Ocak'ta 19 yaşındaki Uğur Acar adlı hastaya Türkiye'de ilk yüz naklini gerçekleştirmesi başarısının, dünyaya tanıtımına gelmiştir.

Bugün gazete ve internet sitelerinde, Akdeniz Üniversitesi Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nün konuyla ilgili dağıttığı fotoğraflar yeraldı. Üzülerek söylemek zorundayım ki medyaya yansıyan görüntülerden, tanıtım çalışmalarının çok amatör ve hiç deneyimsiz bir grubun elinden çıktığı kolayca anlaşılıyor.

Kimsenin kalbini kırmak niyetinde olmamakla beraber, amatör kişilerin, bu büyük başarıyı dünyaya yaymakta başarılı olamayacağını gösteren, kanıtlayan fotoğraflar en azından bir uyarı niteliğinde olur da hemen dünya çapında bir organizasyon firması ile tanıtım anlaşması yapılır şeklindeki umudumu da paylaşmak zorundayım.

Muhtemelen bazı kişiler bu yazdıklarıma katılmayacaklardır ancak ne yazık ki bu bir dünya gerçeği. Sağlık da artık reklamı yapılan bir sektör haline geldi. Sağlık hizmetlerinin uzman eller tarafından yapılması, hastane hizmetlerinin, işletmesinin ve tanıtımının da yine konusunda uzman olan kişilere bırakılması gereği bir kez daha ortaya çıktı. Bu noktada önemli olan, işi profesyonelce yaparken, amatör ruhu kaybetmemek, ayrıca da para için yanlış ilişkiler ve işlerin içine girmemek, halkı kandırmamaktır. Yoksa başarılı bir operasyonu, profesyoneller aracılığıyla dünyaya duyurmanın hiçbir aşamasında etik bir sıkıntı mevcut değildir.

Önce Galatasaray'ın UEFA Şampiyonu, ardından da Türk Milli Futbol Takımı'nın dünya üçüncüsü olduğu turnuva'da sırf hazırlıksız olduğumuz için, bu başarılar nakde çevrilememişti. Aslında bu tür şanslar, hayatta çok fazla yakalanmaz. Başarıyı nakde çevirmek başarının devamlılığının da bir göstergesi, garantisi olur. Yabancılar her başarıyı bir finansman kaynağı olarak gördükleri için devamlılığı sağlayabiliyorlar. Tıpkı geçmişte diğer ülkelerde elde ettikleri ganimetleri kendi ülkelerinde sanayi tesislerine çeviren Avrupalılar ile savaşlarda kazandıkları ile hayrat, sebil yapan Osmanlı gibi.

Kapitalist sistemde kapital eksikliği, işletme sermayesi yoksunluğu başarıları ne yazık ki anlık ve geçici sonlara mahkum ediyor. Böylece sadece başarılı insanlar yetiştirirken, başarılı nesil yetiştirmeyi bir türlü beceremiyoruz.

Bir profesörün elinde üçüncü sınıf bir traş bıçağı, yüzünü ilk kez görecek hastaya doğrultulmuş metal çerçeveli, kalitesiz bir aynanın fotoğrafları ya da ekranlara yansıyan yarım bırakılmış traş görüntüleri yerine, çok daha profesyonel, örneğin bir moda fotoğrafçısı tarafından yapılmış çekimlerin ürünü olan fotoğraflar, dünya çapında bir traş bıçağı markasının en son ürünleri, bizim çevre ülkelerde de bilinirliği ve pazar payı yüksek traş jeli markamız kullanılıp, elde edilecek gelirlerle de dünya çapında tanıtımlar, hastahaneye yeni yatırımlar yapılsaydı, yapılabilseydi aslında ne güzel olurdu.

Akdeniz Üniversitesi ve bu operasyonda emeği olan her akademideki insanımızı hararetle kutluyor ancak bu başarının tanıtımı noktasında ise yazdıklarımı ciddiye almalarını şiddetle öneriyorum.

 

 
Toplam blog
: 344
: 1122
Kayıt tarihi
: 22.07.09
 
 

Okur yazarım. Okur yazarlıktan kastım, okuduklarımı yazmamdır ki, bu yazılarımı genellikle 'kitap..