Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '14

 
Kategori
Deneme
 

Yüz yüze, göz göze, söz, söze

Yüz yüze, göz göze, söz, söze
 

Söz güven vermeli,sözün gücü savaşı bitirir,gücün sözü başı kestirir


İnsan sosyal bir varlık olduğu için yalnız başına yaşayamaz. İnsan kendisi gibi diğer insanların varlığına ihtiyaç duyar.

Sosyal hayatın vazgeçilmez toplumsal ilişkileri ilk önce muhabbetle başlar. Nezaket, nezahet ve zarafet ile devam eder. Diğer ilişkiler bunlardan sonra gelir. 

İnsanlar yüz yüze, göz göze ve söz söze karşı karşıya gelince kişinin duruşu, bakışı ve sözlerinin özü, mana derinliği daha çabuk belirgin olur.

Kişinin duruşunu, bakışını görmeden sadece sözleriyle onu değerlendirmek yeterli olmaz. Kişiyi yüzü, gözü, sözü birlikte değerlendirilmelidir.

Görünüşte, güvende, bakışta, görmede, kelamın anlamında ve vaat etmede yüzün, gözün ve sözün önemi büyüktür.

İletişim araçlarından telefon, ses, mesaj, ekran ve mail’in olmadığı dönemlerde, yüz yüze, göz göze ve söz söze yapılan görüşmelerdeki kişinin beyanı, hitabeti, belagati ( sözün güzel ifadesi ), fesahati ( düzgün akıcı ve net ifade ), Mugalâtası ( lâfazanlık ) tüm nişaneler ölçü olarak değerlendirilir ve bu muhabbet sonucunda fikir sahibi olunurdu.   

Şimdilerde telefonla, sesle, mesajla, ekran vasıtası ve mail’le yapılan görüşmelerdeki söz ve söylemler kişinin, kişiliği hakkında insanlara yeterince fikir vermiyor.

Göz isterim görsün, görmüyorsa gözüm, bulunduğu mevkiden ayrılsın, bana demesinler körsün.

Yüz isterim kar gibi pak olsun, gerektiğinde cümle âlem karşısında parlasın, hak etmiş ise kızarsın, utansın.

Söz sevgi, saygı, görmeli, güven vermeli. Söz huzur, mutluluk getirmeli, sağlığın devası olmalı, varlığa katkı yapmalı, yokluğa, kıtlığa ve yalnızlığa neden olmamalı.     

Hani söz vardır büyüler mest eder, söz vardır uyutur, bayıltır, söz vardır insanın içine işler, söz vardır gönül onarır, söz vardır kavgaya, savaşa yol açar.

Söz gönülde mekân kurar yer eder, söz ola ki kalbi ağarta, söz ola ki aşkı anlata, söz ola ki özü parlata, köz olmaya bu gönle, kör olmaya, kördüğüm olmaya, ” Gül “ ola, Güldüğüm ola.

Güzel bir dille takdim edilen bir yiyeceğin tadı hoş olmasa da sunuştaki tatlılık sebebiyle hoşça yenir.

Lakin suratımıza çarpar gibi önümüze konulan dünyanın en güzel yiyeceği veya nesnesinden bir tat alınmaz.

Her söz her yerde ve zeminde söylenmez. Sözün kısa, öz ve şümullü olması mana derinliği nedeniyle söyleyenin güç seviyesini gösterir.

Sözün gücünün ne olduğunu bilenler, sözü kesmek için kılıçlarını biliyorlar, ama atalar çoktan “ söz kesmiş” cümle âlemin huzurunda; geçmiş ola.

Elbette her zaman her şeyi de yüz yüze, göz göze konuşmak kabil değil. Ancak, söz mü, göz mü, yüz mü derseniz kesinlikle söz derim.

Muhabbetin sırrı da derinden bağlayan gücü de buradan geliyor. Eğer muhabbet varsa göz göze, söz söze öyle tatlı oluyor.

Sözün gücü güçlendikçe, gücün sözü zayıflar. Özün güçlü olmasına bağlıdır.” Sözün gücü “ savaşı bitirir, “ gücün sözü başı kestirir”

Söz beyinden kalbe aktarılmadan direk dile aktarılmış ise o söz onaysız sözdür. Söz beyinden kalbe aktarılmış ve kalpte yıkanmış, ütülenmiş sonra dile varmış ise o söz onanmış sözdür.

Bütün insanların yaşamını sevgiye, saygıya, güvene, sağlıga, mutluluğa, varlığa, barışa ve sevince götüren deva misali güzel sözler sizin olsun. 

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN

 
Toplam blog
: 608
: 2204
Kayıt tarihi
: 12.04.12
 
 

Bingöl'de, Baharın son ayında, ikindi üzeri un ambarı (kiler) arkasında, ebesiz, hemşiresiz, Emin..