Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mart '08

 
Kategori
Blog
 

Yüze yüze, 3. yüze!

Yüze yüze, 3. yüze!
 

Kana kana iç!


27 Mart 2007' de başlamıştı Milliyet Blog yolculuğum. İlk günlerde, burada neler olup bittiğinin farkında olmadan, ürkek ve içimden geldği gibi yazıyordum. Konularım belliydi, kategorim: Kültür-Sanat. Emekli bir öğretmen, ne yazacak? Havadan sudan işte.

Yazı yazmak, o güne kadar ki yaşam sürecimde en az yaptığım işlerdendi. Yazı yeteneğim, sınavlarda hazırladığım yazılı soruları ile sınırlıydı, o da elalemin dilinden (Almanca) mektup, telgraf ve hatta dilekçelik işlerim hiç olmadı. Yıllar önce bir öğretim yılı ortaokul 3. sınıflara "Güzel Konuşma ve Yazma" dersine girmiştim. İşte o kadar!

Yine, iş olsun diye yazdığım şiirlerim vardı, bir de okuduklarımdan alıntılar yaptığım ve kitaplarla ilgili duygu ve düşüncelerimi yazdığım ajandam.

*****
Yazdıkça kendime güvenim geldi sanki, yok yanlış anlamayın, havalara filan girdiğim yok. Girmem de, sınırlarımı ve kapasitemi bilirim, otokontrol mekanizmam iyi çalışır. Neredeyse birinci yılımı tamamlıyorum... Kötü denilebilecek durumlarla pek karşılaşmadım, bu benim her olaya burnumu sokmamamla ilgili biraz, taraf olmayı sevmiyorum ve elimden geldiğince objektif davranmaya çalışıyorum, kırdıklarım mutlaka olmuştur, buradan özür dilerim, şimdi sırası gelmişken.

Atatürk'ün, " Bağımsızlık karakterimdir!" sözünü amentü gibi taşıdım hayatım boyunca, hiçbir dönemde hiçbir akıma, oluşuma, ideolojiye dahil olamadım, çünkü her oluşumda bana uymayan kurallar, her ideolojide bana ters gelen doktrinler vardı. Öyle ise tez ve antitezi tam kavrayıp kendi sentezimi oluşturabilirdim, nitekim öyle yaptım ve her defasında düşüncelerimde haklı çıktım. İlk duyduğum bir habere veya olaya yorumum, diğerlerinden farklı oldu, kolayı değil, zoru seçtim, empati kurdum, karşımdakinin yerine geçtim. Kimseye hissettirmedim ama. Şimdi epeyce yol aldığımı düşünüyorum, bu zorlu yolda, kağnımın tekerleri tıkır tıkır işliyor.

*****
Kültür- Sanat konuları ve memleket sorunları, asla Fenerbahçe aşkımın önüne geçemedi, spor yazılarını yazmaktan daha çok keyif alır oldum, eski arkadaşlarım, akrabalarım ve öğrencilerim, bu futbol yazılarımı okusalar gülerler bana, akla hayale gelmeyecek bir durum bu. Hayatta elime futbol topu almadım bile...Hıncal Abim gibi, (doğum günlerimiz aynı) TV'den izliyorum, ama gözümü ayırmadan. İzleye izleye öğrendim kuralları, herkes annesinin karnında öğrenmyor ya, onlarda izliyorlar bir yerlerden. Önemli olan keyif almak. Ben alıyorum, yenilse bile Fenerbahçe!


Kitap tanıtımlarım da öyle. Gelen yorumlardan anladığıma göre, okuyan arkadaşlar beğeniyorlar, kitaplardan alıntılar en çok sevilen kısım. Yine devam ediyor kitaplar, haftada bir kitap en azından, bunu ilke edindim kendime. Ne olursa olsun okuyorum, beğenmediklerim olursa yazmıyorum.

*****
Milliyet Blog ailesinde bulunmaktan ve arkadaş ortamından hoşnutum. Kendi isteğiyle gidenlere bir sözüm yok ama birilerinin iğnelemelerinden etkilenip gidenlere üzülüyorum. Maalesef burada bile mahalle baskısı yapanların olduğunu okuyoruz. Az yazdın, çok yazdın, ne dedin gibi... Ellerine ne geçiyorsa ve neyi paylaşamıyorlarsa? Bazen incir çekirdeğini doldurmayacak bir konu için komik tartışmalar oluyor, sayfalarca yorumlar yazılıyor, hatta editörlere şikayet bile oluyormuş, ilkokul sınıfları gibi. Belki de bu didişmedir, burayı vazgeçilmez kılan, kim bilir?

Raporlarıma gelince, şimdiye dek K çubuğu E çubuğundan 3/2 oranında daha uzundu. Son verilere göre neredeyse eşitlenmiş;

K: 4700, E: 4685, bir de cinsiyetsizler var 55 tane olmuş, epeydir 38 'deydi.

*****
Kısmetimde 3. kez dalya demek varmış işte. Yeni başlayanlar için, yılmayın, yazın derim. Bir süre sonra alışkanlık haline geliyor. isteseniz de vazgeçemiyorsunuz!

Sevgilerimle. Sağlıklı ve huzurlu günler dilerim!

http://asset.turkcell-imbenim.com/UserAssets/Photo/85/34/85345616addc45bfbaf03742de04717e04.jpg
 
Toplam blog
: 480
: 2046
Kayıt tarihi
: 27.03.07
 
 

Üstkimliği ile insan, altkimliği yeterince kalabalık birisi; Eş, anne, öğretmen emeklisi. Doğa, H..