- Kategori
- Güncel
Zafer biraz da hasar ister
Abdi İpekçi'nin lise yıllığında, kendisine sorulan bir anket sorusuna verdiği cevaptır: Zafer biraz da hasar ister. Aynı yıllık söyleşisinde ne kadar yaşayacağı ihtimali üzerine sorulmuş bir soruya kesin bir yanıt veremeyen İpekçi, "2000 yılını görmeyi çok isterim" demiştir. Takvimler 1939 yılnın Mayıs ayını göstermektedir.
Şimdi 2007'nin en karmaşık en yoksul ve yoksun geçen Nisan ayını yaşıyoruz. Ülke kriz çığlıklarıyla, değişim sancıları içinde kıvranırken, bir yandan etrafında şekillenen savaşın gölgesinde savruluyor.
İnsanca ve özgürce yaşama hevesi, demokrasi, yerli diziler kadar bağımlılık yapmıyor insanlara.
Ortadoğuda kan, batıda komplo teorileri, memleketin tam ortasında zorla yükseltilen gericilik dalgası çığ gibi büyüyor.
Her gün iyi bir haber umuduyla gözümüz gazetelere takılıyor.
Ve yine, yeni bir Mayıs, yepyeni bir sancıyla kapımıza dikiliyor.
Tıpkı İpekçi'nin dediği gibi, "zafer, biraz da hasar ister." diyerek, yüreğimizin bir tarafını ateşe verip, atlayacağız yaşamın tam ortasına. Kalbimizi, iskeletimizin tam ortasında amaçsızca duran bir organ gibi değil, en güçlü silahımızmış gibi kullanmayı öğrenerek, yeni zaferlere hazırlanacagız. Hasar mı? Olcak elbet, katlanacağız.
Fakat bir gün gazatecilerin katledilmediği, insanların hayatlarına sahip çıkabildiği mutlu ve gerçekten bize ait bir toprak parçasında huzurlu ve özgür yaşayabilme ümidi, buna değecektir, mutlaka değecektir.
ÇİĞDEM ALDATMAZ